Kalitesi ile ülkenin geleceğini belirleyen meslek grubu olarak gördüğüm öğretmenliğin hakkını vermiş her kim var ise Öğretmenler Günü’nü ellerinden öperek kutlarım.
Bütün mesleklerin kendisinden çıktığını varsayıp kutsadığım meslek grubudur çünkü.
Tamamıyla emek ve fedakarlık isteyen bir görev.
Öğreti becerisi ve ön görü gerektiren bir iş.
Çocukluklarda ailelerinden çok, birlikte olunan bir meslek.
*.*.*.*
‘’Öğretmen kandile benzer’’ derler.
Kendini tüketerek başkalarına ışık verdiği için.
Babam Zekai Örnek’de gördüm, gözledim, yaşadım.
Kandil karanlıkta bir ışıktır ya;
Babam Zekai Örnek de bir öğretmen olarak son nefesine kadar öyle idi, oradan bilirim.
*.*.*.*
Öğrencisini, öğrencisinden çok düşünen kişi oldu hep.
Kendini tüketme pahasına;
Onlara bilgi vermek, eğitmek için çabaladı hep.
Kandil de size ışık olup görmenizi sağlamak için kendini bitirir, tüketir.
Öğretmen olarak o da öğrencilerine ışık oldu hep.
*.*.*.*.
Ben 60 kuşağıyım ama 1948 -1975 öğrenci kuşağı bilir.
Çanakkale Lapseki dağ köyleri,
Yozgat, Konya’yı yıllar sonra ‘’Adam Olmuş’’ olarak elini öpmeye gelenlerden dinledim.
Afyon Bolvadin, Çay’ı yine adam olmuşlardan dinledim, hayal-meyal de okul öncesi olduğum yıllara denk geldiğinden hatırlarım.
Tire, Ödemiş Kiraz, Urla, Alaçatı, Çeşme, İzmir’i ise hem öğrencisi, hem de evladı olarak bizzat yaşadım.
*.*.*.*
Okula gelmeyen- gönderilmeyen öğrencinin evini bulup kapısına dayandığını,
Açılmayan kapıları omuzlayarak kırdığını,
Altı hayvan damı 2 katlı evlerin penceresinden kaçanı veli-öğrenci ayırmadan çatı-tarla-ova-dağ –bayır kovaladığını bilirim, tanıklık ettim.
Ben yedim ama öğrencisine tokat attığını görmedim.
Varsa kabahati olan; cezayı da adaleti de aynı anda öğrettiğini gördüm.
Ceza öğretisi; 3’erli, 5’erli dizilir; avucuna tek darbeli cetvel ya da trampet sopası yemekti.
Adalet öğretisi ise ; 3’erli diziye 4’üncü, 5’erli diziye de 6. olarak benim eklenmem, cetvelin veya trampet sopasının benim ellerimde kırılması, ‘Neden’ şeklindeki soruma da sıradaki diğerlerinin önünde ‘’Trampet sopasını / cetveli sen getirdiğin için’’ cevabı idi. Evde ‘’Sopayı getirmesini üstelik sen söylemişsin’’ diye hesap soran anneme verdiği, ‘’Öğrencim olarak kendi çocuğuma yapmadığımı başkalarına yapmam ne kadar doğru olur hanım’’ cevabı bugün bile çınlar kulaklarımda;
‘’Öğrencim olduğu halde kendi çocuğuma yapmadığımı, el alemin çocuğuna yapmam doğru olmaz hanım.’’
*.*.*.
Görev yaptığı yerlerde ardında Zekai öğretmen olarak imzasını taşıyan eserlerle anılmak, en büyük zenginlik oldu her meslektaşı gibi.
Tek tek yazmak, buraya sığmaz.
Ülkede ilk gençlik yaz eğitim kamplarını kuranlar arasında olmak, okul sporlarının kulüplerle buluşmasını sağlayan, Esnaf ve Sanatkarlar Birliği çatısına çıraklık eğitim merkezlerini kurarak sokan, sitemi oluşturan olmak ömrü boyunca ayakları üzerinde dimdik durmak için yetti ona.
*.*.*.*
Ömrünü verdiği vatan-millet-Atatürk değer ve söylemleri son nefesi öncesine kadar sürdü.
Işığı sönmemişti henüz ama üzere idi kandil misali.
Yoğun bakımda yarım saatlik görüşe aldılar beni.
Hemşire kolunda damaryolu ile ilgileniyor, doktor da yan yatağındaki hasta sahibini bilgilendiriyordu. Kelimesi kelimesine yaşadığım-duyduğum şu idi;
‘’Atatürk ilke ve devrimleri yolunda bizlerden sonra karanlıkta mum olacaklar sizlersiniz. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının bizlere emanet ettiği Cumhuriyet’in çocukları olarak sizleri birer doktor-hemşire kılabildi isek ne mutlu biz öğretmenlere….’’
Araya virgül koymadan, oksijen borçlanmasına girme boyutlu Atatürk, Cumhuriyet, eğitim cümleleri birbiri ardına ekliyordu.
Sanki acelesi vardı.
Sanki ardından biri kovalıyordu.
‘’Babam yorma kendini, hemşire hanımı da meşgul ediyorsun, doktor bey de bana bilgi vermek için senin susmanı bekliyor’’ dedim.
Doktor koluma dokundu, ‘’Bilinci yerinde değil’’ dedi.
Bilinci gitmişken bunları sayıklayan Zekai Örnek öğretmenin hakikaten ardından kovalayanı varmış, ondanmış o cümleleri kurmaktaki acelesi.
30 Ekim’i 31 Ekim’e bağlayan gece yarısı veda etti bize.
Öğretmenler günün kutlu olsun BABAM.
Not; Uğurlamasına bizzat katılan, telefonla arayan, çiçek gönderen, mesajı ile üzüntümüzü paylaşanlara ailecek teşekkürü borç biliriz.
www.haberhuriyeti.com / OĞUZ ÖRNEK