İki şey hızlı yayılır.
Biri dedikodu, diğeri iseorman yangını.
Fotoğrafıyla gösterince, daha anlamlı.
İnsanın midesi kaldıramayabiliyor.
Yurdum doğa talanı, rantına dair ip uçlarını görünce.
Muğla’da biri 2 ay, diğeri 2 gün önce çıkan yangın alanları helikopterle havadan görüntülendi.
Biri Menteşe ilçesine bağlı kırsal dağ zirvesinde denize tepeden bakan, köy arazisi imar tapulu Zeytinköy.
6 Eylül’de yangında 61 evin kül olduğu alan.
250 hektarı ormanlık, toplam 700 hektar yanan.
Diğeri aynı mevkideki denize akan konumu, kumsalla öpüşen durumu ile Akbük.
Yukarıdaki fotoğraf yangından 2 gün sonraki Akbük’e ait.
Muğla Orman Bölge Müdürlüğü, sezon sonu yangın helikopterlerinin görevlerinin sona ermesi nedeniyle basın mensuplarını yanan Zeytinköy’ü havadan helikopterle inceleme uçuşu yaptırmıştı.
Basın mensupları, Zeytinköy yangınından iki gün önce yine aynı mevkideki Akbük ormanlarında çıkan yangın alanını da havadan görüntüleme şansı buldu.
O sayede yangının içeriği, sanki ”Ege’nin yeni kirli çamaşırı” izlenimi verdi.
Cennet köşelerde her sene düzenli olarak çıkan yangınlar ve sonuçları ışığında, buna da ‘kirli çamaşır’ dememek mükün değildi.
Ormanla, insan ve yaşamın iç içe girdiği Çankırı’nın semtine uğramaz yangın.
Oysa oralarda mangal-anız yakmanın da tarla-arazi açmanın da cam kırığının-izmaritin de amiyane tabir ile; dibine vurulur.
Yine de semtine uğramaz yangın ormanın.
Ege,Akdeniz ve Marmara’dan ise hiç çıkmaz.
Gün doğumu-batımı kadar doğal hal almıştır gözünü toprak doyurasıca şerefsiz orman yangını.
Tamamı değilse de eli kalem tutanlar bilir.
Bazı tanıklıklar ya da fotoğraflar vardır, adama roman yazdırır.
Üstat Yaşar Kemal’in bu tür bir serisi vardı.
‘Bu diyar Baştan Başa”
Seyahat anıları ve röportajlınlarından oluşur seri.
”Yanan Ormanlarda 50 Gün” isimini taşır 2. seri kitap.
Doğa sevgimizi (!) samimi bir dille kaleme almış.
Orman yakmanın aslında ata sporumuz olduğunu anlamamı sağlayanyaşar kemaleseridir benim nazarımda.
Kitabın en önemli bölümünü Antalya ve Muğla kırsalında çıka(rıla)n orman yangınları oluşturur.
Açlık ve sefaletten kırılan köylülerin ekili-dikili alan elde etmek adına ormanlara düzenledikleri “suikastler” dizini vardır eserd.
Sonrasında ortaya çıkan toprakları tapulu tarlalara dönüştürme sürecinin anlatıldığı kısım gerçekten enteresandır.
Ormancılarla girişilen köşe kapmaca ve bürokrasi ile yaşanan amansız mücadele dikkat çekicidir.
Açlıktan kırılan insanların 50’li yıllarda bunu yapmasını anlayışla karşılayabiliyor okuyan ister istemez.
Onların açlıktan kırıldığı için o dönemin şartlarında yaşama refleksi ile yaptığını, bu günün ”beton vampirleri ”, ”ata sporu” kılmış durumda sanki.
Günümüzde yanan yerlerin köylü tarafından tapulu tarla kılındığına rastlayan yok sonrasında çünkü.
”Mecburen-mecburiyetten” gerekçesi ile turizme açılmış emsaller, yukarıdaki yangın sonrası Akbük fotoğrafla birleştiğinde makul sebepten ibaret görülebilir mi sizce?
www.haberhurriyeti.com / Oğuz ÖRNEK
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.