BAYINDIRLILAR, “HÜKÜMET TEŞVİK SİSTEMİ UYGULAMAZSA BATARIZ” DİYORLAR
SÜS BİTKİSİ ÜRETİCİSİ DERT KÜPÜ OLDU
MALİYETİN ALTINDA SATIŞ
İzmir’in Bayındır ve Ödemiş ilçelerindeki Süs bitkisi üreticileri, fiyatların maliyetin de altına düştüğünü söyleyip, hükümetten duruma müdahale etmesini istedi.
KURTULUŞ İÇİN ÖNERİ
Tek kurtuluşun belediyelerin ve karayollarının üretici birliklerinden direk bitki alması olduğunu belirten üreticiler, “Teşvik sistemi uygulanmazsa batarız” diyorlar.
KÜÇÜK
Menderes Bölgesi’ndeki Süs bitkileri üreticileri şu günlerde dertli. Sebebi ise bölgemizdeki gerilimler. Savaşla uğraşan, terörle boğuşan komşularımızın şu günlerde, çiçeği böceği düşünecek hallerinin olmaması. Durum böyle olunca herkesin gözü belediyeler ve karayollarına çevrildi. Onlar da aracıları kullanınca, fiyatlar dibe vurdu ve üretici için için ağlamaya başladı. “Derdini söylemeyen, derman bulamaz” dedik ve süs bitkilerinin merkezlerinden Bayındır Çırpı’da üreticileri dinledik. Sorunların çözümü konusunda aracı olalım istedik.
Başta seçilmiş ve atanmışlara, özellikle de İkinci Bölge Milletvekilleri’ne şu günlerde çok iş düşüyor. Üreticiler, “Zor günümüzde yanımızda olmayanlar, seçim zamanı semtimize uğramasınlar” diyor. Bizden iletmesi.
İbrahim Irmak / [email protected] Tel: 0533 414 24 57
Bayındır Arıkbaşı’ndaki Fedai’nin kahvehanesinde ilk sözü Bayındır Çiçekçiler Derneği ve İktisadi İşletmesi Başkanı Bünyamin Dacik’a verdik.
Bünyamin Dacik: Dış mekan süs bitkilerindeki durgunluğun nedeni, iç ve dış politikalarda meydana gelen olumsuz gelişmeler. Çevremizdeki bütün komşularla, hatta birçok dünya ülkesiyle aramız hoş değil.
İbrahim Irmak: Sayın Bünyamin Dacik, bizim süs bitkilerinde ihracatımız öyle çok kayda değer değil ki, dış politikalardan etkilenelim.
Bünyamin Dacik: Kayda değer ihracatımız vardı. Ardıç satıyorduk Küçük Menderes Havzası’ndan. Çalı grubunda satışımız vardı dış piyasaya. Ardıç, gül, ateş dikeni, Kar topu, boylu alev, bodur alev, Osmanlı şimşiri, Alaca sarmaşık, Yeşil sarmaşık, çit bitkileri gibi bitkiler satıyorduk dış piyasaya. Komşularımızla ilişkilerimiz nedeniyle şimdi bu kapı kapandı bize. İç piyasada ise gelişen olumsuz hava insanları tedirgin etti. Yatırımcı şu an endişeli. Yarın ne olacak diye merakla bekliyor. Bir düğünde bombanın patlaması, sokakta yürürken patlayan bomba insanları endişelendiriyor.
İbrahim Irmak: Süs bitkilerinin esas alıcısı vatandaşlardan daha çok Belediyeler, karayolları değil mi?
Bünyamin Dacik: Doğudaki belediyelerin çiçeği düşünecek halleri yok. Onların gündemi başka. Maalesef süs bitkileri ticareti yani bizim sektörümüz, şu an politikaya kurban gitti.
İbrahim Irmak: Siz ne üretiyorsunuz sevgili kardeşim. Adınızı öğrenebilir miyim.
Veli Deniz: Ben bu sektörün en alt kademesindeyim. Çelik üretiyorum. (Ağaçlardan çubuk kesip onları yeşertmek.)
İbrahim Irmak: Deniz Bey, siz neden o çelikleri büyütüp, çok yıllık fidana dönüştürmüyorsunuz?
Veli Deniz: Ben geleceği göremiyorum. Fidanları üç beş yıl bakıp büyütmek için sermaye gerekiyor. Sonuçta parayı fidana gömüyorsunuz. Büyütünce değerini bulamayınca biz hüsrana uğrarız. Bu birinci neden. İkinci neden ise belediyelerin bizden aldığı dış mekan bitkilerinde ucuza kaçması. 2 sene önce dolar bir lira 30 kuruşken, 2.5 liraya aldıkları ardıcı, şu an bir liraya almıyorlar. Ben 2 sene önce gülü 3 liraya vermiyordum ama bu sene bir liradan sattım. 2 litrelik saksıda 80 kuruşa mal ettiğim gülü bir liraya satıyorum. İşçiliğini de koyarsak aslında gülün maliyeti bir lirayı çok aşar. Kar değil yani, zarar ettik. Büyük üreticiler destekleniyor olabilir. Onlar yüksek teknolojiyle üretim yapabiliyor olabilirler ama küçük üreticinin de düşünülmesi gerekiyor. Kimse, sizi düşünüyoruz demesin. Belediyeler bile bizi düşünmüyorlar.
İbrahim Irmak: Sayın Deniz, çözüm ne sizin üretime devam edebilmeniz için.
Veli Deniz: Belediyeler bizden makul bir fiyattan bitki alsın. Benim saksı başına maliyetim 1 lira 20 kuruş. Satış fiyatım ise bir lira. O bitkiler 2 yılda yetişiyor ve benim 2 yıllık emeğim gitmiş oldu.
İbrahim Irmak: Peki bu sarmaldan çıkış yolu var mı? Sektör değiştirseniz.
Veli Deniz: Çıkış yolu bulamıyorum. Sektör de değiştiremiyorum. Tek umudumuz devletin bu konuda yapacağı düzenleme.
Prof. DR. Atilla Çolak: Emekli olduktan sonra Dış Mekan Süs Bitkileri üreticiliğine başladım. Sadece çalı grubunda sorun yok, Ağaç grubunda da sorun var. 8-10 yaşındaki bir ağacın satıldığı fiyat en fazla 40-50 lira. Bazıları nadiren 60 lira fiyatlarını görüyor. 7-8 yaşındaki 14-16 çapındaki bir akça ağacın satış fiyatı 14-15 lira.
İbrahim Irmak: Peki bu fiyatlar düşük mü? Düşükse neden kaynaklanıyor. Atilla Çolak: Sorun sadece bizim sektörde değil, diğer sektörlerde de var. Ben, beyaz eşya ve sulama sektöründe de varım. Oralarda da para dönmüyor. Buna neden geleceğe dair güvensizlik. Orta Doğudaki savaşlar. Dünya konjonktüründen kaynaklanan sıkıntılar var. İçeride de sıkıntılar var.
İbrahim Irmak: Peki ne yapılabilir?
Atilla Çolak: 1978’de de bunlar yaşandı. O zaman ne yapıldı ise yine bir çözüm bulunabilir. Çalı grubu bitkiler 1 liradan toplanıyor ama belediyeler bunu 10-12 liradan alıyor. O zaman belediyeler bu bitkileri aracılardan değil, üreticilerden alsın. Üretici örgütlerinden direk alsın. Hükümet belediyelerin üretici örgütlerinden ürün almaya teşvik etsin. Mesela böyle alışverişlerde KDV indirimi yapsın. İstenirse adet bazında bile teşvik uygulanabilir. Üreticinin başka türlü kurtuluşu yok.
Mehmet Yalçın: Ben Süs bitkileri üretimini bıraktım, oğluma devrettim ama içinden çıkamıyorum. Benim önerim branşlaşma olmasıdır. Kaliteli üretim yapılmasıdır.
İbrahim Irmak: Sizin sektörde branşlaşma nasıl olacak.
Mehmet Yalçın: Mesela çit bitkisi üreten, bütün çeşitleri bulunduracak. Azeri bir müşteri geldi. Zakkum istiyor. Bana tarif ediyor ama benim elimde öyle zakkum yok. Satış yapamadık tabii. Azeri işadamı, “Ben İtalya’ya gidiyorum. Bir TIR bitki alacağım. Fidanları görünce güzelliklerine çarpılıyorum. Ondan alayım, bundan alayım derken ben oradan dört-beş TIR bitkiyle dönüyorum” dedi. Bizim de kaliteli aynı formda bitki üretmemizin satışları artıracağını ve fiyatları yükselteceğine inanıyorum. Büyüklerimiz bize, “Ekici ol, bilici olma” derlerdi. “Biz kaliteli bitkiler üretmeye bakalım, o fiyatını bulacaktır” diyorum.