‘’La Casa De Papel’’ isimli diziyi izlediniz mi?
İzlemeyenlere kısaca anlatayım:
Maskeli ve kırmızı tulumlu soyguncular bankaya girerler, rehine alırlar.
Yanlarında getirdikleri kırmızı tulumları rehinelere giydirirler, maskeleri taktırırlar.
Ve hatta rehinelere gerçeğinden ayrılamayan oyuncak silahlar verirler.
Kim soyguncu, kim rehine belli olmaz.
Böylece polisler soyguncuları ve rehineleri birbirinden ayıramayacakları için baskın yapamayacaklar.
İşte Feto davaları, Fetoculuk suçlamaları La Casa De Papel’e dönüştü.
Herkese Feto maskesi ve kırmızı elbise giydiriyorlar.
O elbise uyar mı, uymaz mı bakmıyorlar.
Kim Fetocu, kim değil;
Geçmişte kim Fetoya bulaşmış, kim Fetoyla savaşmış; kim soyguncu, kim rehine?
At izini, it izine karıştırmaya çalışıyorlar.
Bu tür suçlamalarla;
Geçmişte Feto ile beraber yürüyenler, hasret türküleri okuyanlar unutturulacak;
‘’Ne yapsınlar, bakın herkesi kandırmışlar’’ dedirtecekler.
Zaten böyle yapıp aradan kendilerini sıyırmadılar mı?
Nasıl fetbazlık ama?
Filmde bir de gizli kameralarla soygunun her anını izleyen ve talimatlar ileten bir adam vardı.