Yakın zamana kadar en doğru, en akla uygun yol gibi görünen ve eleştirel adı verilen gerçeklik anlayışı, bugün, o anlayışın dikkate almadığı veya açıkça reddettiği yanların ele alınıp yeni gerek ve verilere göre değerlendirilmesiyle eleştirilmektedir.
“… Bir kişinin yaşama karşı duruşunu, öğrenmeye karşı tutumunu anlamak için o kişinin sorularına bakmak yeterlidir. Soru soruş tarzı, sorulara verdiği yanıtlar, sorularının veya yanıtlarının peşinde ısrarcı olup olmadığı önemli ipuçları verir o kişiyi tanımada. Laf olsun diye mi soruyor, yanıtını gerçekten önemsiyor ve merak ediyor mu?” (*)-(65).
Bu hafta sayfama konuk ettiğim, derin anlamları olan ve birbiri ardına uladığı “Deneme” türünde kitaplarıyla, edebiyat dünyasında haklı bir yere sahip… Ayrıca bu uğraşlarında sanırım bir tür öngörüye de, düşüncelere de vakıf!
Tüm bunları söylememde ki düşüncem ise; birkaç ay önce yaşadığım operasyon türünde bir sıkıntıydı. Gerçi tam olarak sıkıntı dememek gerekir. Çünkü yaşadığım, yaşatılan sevgi varsıllığı ve kitapların dünyasında var olmak… Sanırım hemen her şeyin üstünü adeta örtüyor!
Hastaneden geldiğimiz gün, komşum bana kargo paketini uzatmıştı. Kapıdan içeriye girdiğimizde ise, paketi merakla açıp, içinde “Muzaffer Gürboğa”nın birbirinden değerli deneme bütününde makalelerini gördüm. İnanın, nekahet dönemimde bana sanki yoldaş oldu… Bu nedenle değerli yazarımıza ayrıca teşekkür ederim.
“Sen Sorularını Sor” kitabını okurken ve oylumlu yazıların yer aldığı bu kitabı masaya bırakıp, düşüncelerimle yoğunlaşırken;
Kimi tarihsel ve düşünsel koşulların bir sonucu olarak, gerçekçiliği, hemen yalnız belirli sorunları yansıtma biçiminde alan bu anlayış, aynı sorunların diyalektik bir ürünü olan kimi bireysel görünümleri gerçekçilik dışı bırakmış ve sanatsal değerleri, geçerlikleri, etkileri her şeye rağmen su götürmez çoğu sanat ürünlerini, değişik bir dünya görüşü çizgisinde yer almaları nedeniyle değersizlikler, sanat dışılıkla damgalanmıştır. Bugün ise, gerçekçiliği daha tutarlı, daha bütüncül bir biçimde düşünmek olanağına sahibiz. Bir edebiyat eserinde, düşüncenin sıfatsız olarak zorunlu varlığı ne anlama geliyor? Her şeyden önce, edebiyat eserinin bir akıl, bir muhakeme ürünü olduğu; akılsal gerekçelere dayanan bir seçmeyi gerektirdiği; böyle bir seçmenin, sanat eserinin pratik ve kuramsal bir gerekçesi olduğu; düşünce aracılığıyla aynı zamanda tarihsel bir ürün olan sanat eserinin, muhakeme ve seçme sonucunda mutlaka bir yanı tutacağı, bir şeyi savunacağı anlamına gelir.
Deneme türüne eser yazabilmek, çoğu edebiyatçı kimliğini taşıyan dostların zorlandığı bir daldır. Roman veya öykü yazarken, bir konuyu aktarabildiğiniz süreçte sonuca doğru yaklaşırsınız. Elbette çoğunluk yazımlarda kurgudur. Oysa makale içsellerinde olan, yaşamın doluca esrikliğinde yazım türü ve realite varsıllığında oluşan düşünceler ağırlığındadır deneme, denemeler… Çünkü bu yazım türünden, dostlarımda bilir birçok ürün ve örnekler verdim. Ama şunu tüm içtenliğimle söyleyebilirim, şiir ve deneme yazımları gerçekten zordur. Bu nedenle deneme türü ürün veren dostları ayrıca kutlarım. Bu düşüncelerimi pekiştiren ‘Gürboğa’nın da, cesaret arz eden yazımı nedeniyle başarılar diler, ‘Sen Sorularını Sor’ usta işi bu deneme türündeki kitabının da yolu açık olsun derim…
Meraklısına;
Yazarımız ‘Muzaffer Gürboğa’ Fethiye 1950 doğumlu. Mesleğinin öğretmen olması nedeniyle; Ülkemizin değişik yörelerinde öğretmen olarak görev yapmıştır. Edebiyat düşünceleri yaşam kırsalında zaman içinde yeşermiş, yıllar içinde de ivme göstermiştir. Bu durum emekli olduktan sonra daha çoğalmış ve ürünleri, dergilerde, gazetelerde yazı ve makalelere yöneldiği gibi, birbiri ardına kitaplar hep deneme türünde yazımlara kucak açmıştır. ‘Sen Sorularını Sor’ deneme çizgisini kaybetmeyen bu kitabı da 90 sayfa, 42 deneme türü yazımlardan oluşmaktadır. Kitap, Antalya’da ‘Baygenç’ yayıncılık tarafından basılmıştır…
www.haberhurriyeti.com / Mustafa Gökçek
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.