Hafta sonuMesudiye‘deki dostlarımÖzbilenveBurcuile düştük yollara.
RotamızToroslar.İlk durakFethiye‘nin zirvelerindekiNif Köyü.Nifeski birRumyerleşim yeri.
İsmi deRumca‘dan geliyor zaten.
Gelin demek.Gerçekten gelin gibi bir köy.Kiraz ve ceviz ağaçlarıyla, sincaplarıyla, dağ keçileriyle, dereleriyle şirin bir dağ köyü.Zirveler akçam ağaçlarıyla dolu.Çam dayanıklı ağaçtır.Nice kara kışlara direnir.Ama buzirvelerde kış aylarında kar o kadar yoğun ki, ağırlığı akçamların dallarını bile eğmiş.Köyün doğası harika.Havası da.Yörük kültürü hakim.Datça‘dan yola çıktığımızda sıcaklık 24 dereceydi,Nif‘e vardığımızda 4 dereceye indi.Ve tipiye benzer bir dolu yağışı karşıladı bizi.Saatlerce sürdü yağış.Bir anda heryer bembeyaz.Ardından gökkuşağı.Zirvede bu mevsim, bu yağışa denk gelmek büyük mutluluk.Ama beklenmedik bir sürpriz oldu bize.Çünkü planlarımızı bozdu.Toprak ıslandı, dağ yolları bozuldu.Üstelik kaya düşme riski arttı.
Üç dört günToroszirvelerini gezmeyi planlarken, vazgeçmek zorunda kaldık.GeceNif‘ten biraz daha yukarıdaKırıkpınar‘da konakladık.Çivi gibi bir hava.
Soğuk.
En kalınından yünlü yorgan ile yatılıyor.
Sıkı giyinmezsen hasta olmamak elde değil.Dışarıda domuz ve çakal sesleri.
Ve kangalların havlamaları.Kaldığımız köy evinin sahibİHilmiamca ve eşi yaşlı insanlar.Ama bizleri muhteşem ağırladılar.Sabah krallara layık bir kahvaltıdan sonra ver eliniAkdenizkıyıları.Kekova Üçağız‘a gideceğiz.
BalıkçıTelemen‘in evine.
Ama yol üzerinde bir yer var ki, görmeden geçilmez.Kragosdağı.LikyadilindePinale.Ya daPinara.Oval demek.Gerçekten de oval bir alana kurulmuş fantastik bir Likya kenti.Halk arasındaki adıyla ölüler dağı.
BugünküBabadağ.
Likya‘nın başkentiXanthos‘ta nufüs artınca köyün yaşlıları karar vermiş.“Bizler savaşamıyoruz, bizler üretemiyoruz.Çocuklarımız ve torunlarımız kent hizmetlerinden daha iyi yararlanması için gitmeliyiz.”
Ve gitmişler.
Xanthos‘u terkedip,Pinale‘yi kurmuşlar.Kragosdağını kendilerine mezar yapmışlar.Beni her zaman çok etkileyen yerlerden biri burası.Özbilende yıllar önce arkeologProf. Ahmet Tırpanile gezmiş bu kenti.O da çok etkilenmiş.Ne ilginç biliyor musunuz?
Elin oğlu uzak diyarlardan sırf bu kenti görmek için geliyor, bu ülkenin çocuklarınınPinale‘den haberi yok.İki saate yakın bir yolculuk sonrasıPinale‘deyiz.Ölüler Dağı‘nda.Bir dağ düşünün.Üzeri delik deşik.Binlerce kaya mezarı var.Acaba hangi mezar ustaları açtı bu delikleri?
Hangi aletleri kullandılar?Kimler yattı o mezarlarda acaba?
Likyalılaronurlu insanlardı.
Teslim olmayıasla kabul etmeyen insanlar.Teslim olmak yerine topluca intiharı edecek kadar özgürlüklerine düşkündüler.
HaniNazım Hikmetder ya.
“Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta bütün mesele.”
Likyalılar böyleydiler.İki kez onurları için öldüler.BirPersistilasında, bir deRomakuşatmasında çocuk çoluk tüm halk kendilerini yaktılar.Düşmana ne ganimet, ne esir bıraktılar.Ve mermerin üzerine şunları yazdılar.
“Evlerimizi mezar yaptık,Ve mezarlarımızı kendimize ev.Evlerimiz ateşe verildi,Ve mezarlarımız yağmalandı.Yüksek tepelere sığındık,
Yerin dibine saklandık,
Su içinde gizlendik,Geldiler ve bizi buldular.Bizi yaktılar ve yok ettiler,Bizi yağmaladılar.Ve biz,Analarımızın uğruna,Kadınlarımızın uğruna.Ve biz,Onurumuz uğruna,Ve özgürlüğümüzün.Biz, bu toprakların insanları,Topluca intiharı aradıkArkamızda bir ateş bıraktık,Hiç sönmeyecek.”
Bunları konuşurken hava karardıPinale‘de.Gece olsa bile ayrılamıyor insan buradanGökyüzü yıldız yorgan.Ay ışığı mezar odalarına vururken, vadiden gelen rüzgar sesi bu mezarlarda yatan binlerce onurluLikyalı’nın çığlığı gibi.Kamp ateşinin kıvılcımları samanyoluna yükseliyor.
Yanan odunun çatırtısı, domuz ve tilki seslerine karışıyor.Ve insan zamanın ötesine gidiyor.Acaba yüzyıllarca böyle ateş başında kaçLikyalıdua etti?
“Ey tanrı Kakasbos.Biz Pinaleliler çocuklarımız ve torunlarımızın daha rahat yaşayabilmesi için evlerimizi mezar, mezarlarımızı ev yaptık.Artık çocuklarımız ve torunlarımız sana emanet.
Duy sesimizi.”
Ertesi gün yolculuğun son durağındayız.Kekova‘da.Telemen’in Evi‘nde.TelemenÜçağız Köyünde bir güzel insan.Tepeden tırnağa balıkçı.EşiHülyaile Köy evlerini turizme açmışlar.
Hem gezi teknesi, hem balıkçı teknesi var.Ailesiyle bizi çok iyi karşıladılar.Özbilenve ben balık tutmayı seviyoruz ya,Telemendurur mu?İki günlük av planı yaptı hemen.İlk gün olta balıkçılığı.İkinci gün ağ.
Gündüz gezi, gece balıkçı teknesiyle.Kekovakoylarında full balık tuttuk.Zifiri karanlıkta sığ koylara girdik.Milyonlarca dalyan kefali dans etti yanıbaşımızda.
Belli ki üreme zamanları.Ve 2 metre boyunda bir köpek balığı.Teknenin etrafında resmen meydan okudu.Dua etsin o an zıpkın yoktu.Gerçi bu sularda çok dolaşıyormuş camgöz.Ama daha insana saldıranı görülmemiş.
Neyse.
Ağları çekmeye başladığımızdaDatçaileKekova‘nın farkı da çıktı ortaya.
Burada çeşit boldu.
Gözleri fosforlu karidesler, mavi yengeçler, her cins balık.Hatta çinekop bile.Telemenher yıl yeni yeni balıkların geldiğini söyledi.Çinekopbu sene görülmüş Akdeniz sularında.Afrika barbunu da.Bakalım daha neler gelecek?Her iki gün karnımızı doyuracak balıkları tuttuk.
Telemendeniz suyunda temizleri hepsini.Sonra odun ateşinde pişirdi.Birgün tava, birgün ızgara.Halil İbrahim Sofrası gibi doldu masa.Ve ailesiyle birlikte yedik denizden yeni çıkmış balıkları.Tıka basa deniz ürününe doyduk.Sonra demli bir çay.Ve ardından geç saatlere kadar sohbet.
Sabah vedalaşırken sözleştikTelemenile.En yakın zamanda deniz kıyısındaki bir başkaLikyakentinde çadır kuracağız.Sabahlara kadar hem balık tutup, hem onurluLikyalılar‘ı konuşacağız.
www.haberhurriyeti.com / SEDAT KAYA
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(3)Nejat SEÇEN - Bugün, ders kitaplarına girmesi gereken, okurken sıkılmadığım, yazarımızla birlikte aynı heyecanı yaşadığım bir gezi yazısı. Gönülden kutluyorum. Her aile reisi, bu tarih, coğrafya, eğitim vede kültür kokan yazı dizisini mutlaka çocuklarına okutmalı. Yazı, tarz olarak ayakta alkışlanacak türde. Teşekkürler sevgili Sedat.
Sevinç Özküçük - Sedat Kaya bey çok teşekkürler sizinle gezmek çok güzel oldu bende buralaraı bilmiyordum ilk defa okudum vatanım ne güzel yüzyıllardır burda yaşıyan insanlar yok olanlar sizin tarafınızdan bize hatırlattıklarınız her yer tarih çaldılar yıktılar üstüne bina yaptılar hala çok güzeller ve sizin gibi yazarlar iyiki varsınız sevgiyle
SEDAT KAYA - Çok teşekkür ederim
Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.