Hakem futbolcuya “topu elinle mi gol yaptın?” diye sorma tartışması var ya, konu tamamen dizi oyuncusu Meryem Uzerli’nin aldığı kararda saklı.
Sanatçı değilim, oyuncu değilim, dizilerden falan da anlamam.
Meryem Uzerli en parlak zamanında bir karar verdi, tükenmişlik sendromu oldu, bir süre ara vereceğim dedi.
Ama doğru, ama yanlış. O, onun kararı.
Demek ki kendine en uygun kararı seçti.
Çok da iyi yaptı.
Şimdi gelelim olayın hakemlik boyutuna.
Cüneyt Çakır.
Medarımız, gururumuz, dünya çapında hakemimiz.
Geleceği yere geldi, hayallerine erişti, gidecek yeri kalmadı.
Dünya Kupası garanti, Avrupa maçları sıradan, profesyonel hakem, maaşı garanti, kovulma tehlikesi yok, FIFA kokartı garanti, yaşı şartları uygun.
Hatta hatta hakemliği bırakınca MHK başkanlığı da garanti.
Daha ne olsun.
Hakem de insan be kardeşim.
Bir hırs, hedef kalmayınca hakem biter.
Hatta “Ben oldum, ben en büyüğüm” derse, zaten o bitmiştir.
Cüneyt Çakır kardeşimiz de tıpkı Meryem Uzerli gibi aynı kaderi paylaşıyor.
MHK ve TFF’ye sesleniyorum.
Ya kardeşim, hakem de insan, Cüneyt Çakır da insan.
Sizin can simidiniz, ilacınız, kurtarınıcınız değil ki.
3 – 4 hafta maç vermeyin, sadece idman yapsın, hatta televizyonda maç bile izlemesin.
Topu özlesin topu.
Hakemliği, maç yönetmeyi özlesin.
Bu böyle gitmez.
Bir de şu konuya değinmek isterim.
Hakem, futbolcuya “elle oynadın mı” diye sorar mı muhabbeti.
Ya el insaf!..
Futbolcunun sözüyle hareket edilmez ki zaten, adam koskoca FIFA kokartlı hakem.
Ama o futbolcuyu yıllardan beri kimbilir kaç defa çeşitli kategorilerde maçına çıktı.
Güvenip sormuş olabilir.
Bu hakemin futbolcunun ağzına göre karar vermesi demek değildir ki.
Niye dananın altında buzağı arıyorsunuz.
Yıllar önce bir 3. lig maçında bir penaltı kararı verdim
Elle oynama, kıyamet koptu.
Baktım olacak gibi değil.
Çok büyük bir riske girdim, çaktırmadan yıllardan beri tandığım, güvendiğim kaleciye sordum.
Öyle ağzını filan kapatmadan, ama çaktırmadan da.
“Kardeşim kurtar beni, senin arkadaş elinle oynadı mı oynamadı mı?”
Aynen hiç unutmam, şu cevabı verdi. “Hocam penaltı…” dedi.
Düşünebiliyor musunuz? Kendi takımı aleyhine olan penaltıyı onaylamış gibi.
Güveneceksen işte böyle futbolcuya güveneceksin.
Zaten penaltıyı vermiştim, içim rahatladı, gol oldu.
Kalecinin takımı o penaltı golüyle mağlup ayrıldı sahadan.
Gözlemci soyunma odasının kapısının girişinde alnımdan öptü.
“İşte penaltı bu” dedi.
Tamam, penaltıyı ben verdim ama, o futbolcu kardeşime halen minnet doluyum.
Şu an antrenörlük yapıyor, Allah razı olsun.
Belki de tükenecektim.
Tükenmişlik sendromuna bir girerse insan, geri çıkamaz.
Tükenmeden Cüneyt Çakır’ı tüketmeyelim lütfen.
Kolay kolay Cüneyt Çakırlar yetişmiyor, tükenmesin, tüketmeyelim.
www. haberhurriyeti.com / METİN AYDINOĞLU – [email protected] – [email protected]
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.