Birkaç gün önce, İzmir Bayraklı Belediyesi'nin düzenlediği Türkiye’de Gazetecilik konulu panelin açılışını yapan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün anlam ve önemine dikkat çekti. Basın tarihine ‘Dokuz Patron Olayı’ olarak geçen ve gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı 10 Ocak 1961 tarihindeki olayları anımsatan Başkan Gappi, “O gün çalışan gazetecilerin ortaya koyduğu tepki çok önemli sonuçlar doğurdu. Biz bu mücadele sonucunda haklarımıza kavuştuk ve 1971 yılında Çalışan Gazeteciler Günü’ne dönüştü. Ne yazık ki biz bu günü artık Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlayamıyoruz” dedi. Oysa bu günlerin geleceği belliydi. Kendi ikballeri için İktidarın çarkına su taşıyan Medya Patronları, pembe tablo için gazetecileri hizaya getirdi. Hizaya girmeyenleri, biat etmeyenleri bir bir sistem dışına itti. "Kalemimi kırarım doğrulardan şaşmam' diyenler bir lokma ekmek için başka kulvarlarda yaşam savaşı verir hale getirildi. Tüm bu olup bitenler karşısında susup, seyirci kalanlar, ilkeli gazeteciliğin tabutuna çivi çaktılar ve de etrafa aval aval baktılar. Şimdilerde basın öldü diyenler dönüp bir geriye baksınlar ve de kına yaksınlar... Bu saatten sonra yapılacak bişi kaldı mı diyenlere elbet söyleyecek çok sözümüz var. Daha fazla uzatmadan önceki yıllarda yayınladığımız yazıyı gündeme getirelim...
*Bu yazı 7 yıl önce kaleme alındı.
Gerek Milli Şef, gerek ise DP döneminde çok çile çekti gazeteciler.
Polis copları altında inliyor, yolları kesiliyor ve hapishanelerde sürünüyorlardı. Gazete sahipleri ise tüm bunlar karşısında suskun ve tepkisizdi… Her devirde olduğu ve de olacağı gibi, o zaman da vardı yandaş medya. Yandaş kalemler… Yandaş tayfasını besleyen siyasiler… Çıkarları için çalışanlarını siyasi kaprislere kurban eden patronlar…
Altmış ihtilali belki bir dönüm noktası olabilirdi. Konu Milli Birlik Komitesine intikal ettirildi.
MB Komitesi 4 Ocak 1961 günü 212 sayılı yasayı kabul etti. Yasa 10 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayınlanınca, fikir işçileri Bayram ilan etti. Patronlar ise, yas tuttu. Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Dünya, Akşam, Vatan, Yeni İstanbul, Yeni Sabah ve Cumhuriyet gazetesi sahipleri, yasayı protesto için üç gün yayın yapmama kararı aldı. Ve bu bildiri gazetelerde yayınlandı. Ancak Türk basınında bugüne kadar yaşanmamış ve bana göre bir daha yaşanmayacak bir olay gerçekleşti. Anılan gazetelerin yazı işleri müdürleri, bildirinin yayınlandığı gün künyelerden isimlerini çıkardılar. Patronlar çaresizdi. Bu müthiş bir dayanışmaydı. Patronlara karşı ilk büyük isyandı. Ve sanırım son isyan da bu oldu.
On iki Mart 1971 muhtırası, basın özgürlüğüne kısıtlama getirince, Basın Bayramı “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak isim değiştirdi. Ancak bunda garip olan şuydu: Çalışmayan, işten çıkarılan, siyasi baskılar nedeniyle çalıştırılmayan veya emekliye ayrılan gazeteciler, arkadaşları tarafından dışlanıyor, tu kaka ediliyordu sanki. On iki Eylül 1980 harekâtı ile fikir işçilerinin özgürlükleri daha bir kısıtlandı. Başbakan Özal zamanında ise, durum daha da vahim bir hal aldı. Her iş kolunda kurulan sarı sendikalar, basına da sıçradı. Yetmedi cemiyetler bölündü. Sendika ve cemiyetler zayıflayınca, Patronlar, gazetecilere ”her türlü yasal haklarını aldıklarına dair belgeler imzalatmaya başladılar. İmzalamayanlar işten kovuldu. Patronlara en büyük destek (maaşları astronomik rakamlara ulaşan), Genel Yayın Müdürlerinden geldi. … Ve son yıllarda iktidar, kendi kendini bölen, hançerleyen, gücü tükenen gazetecilerle adeta oynamaya başladı.
Bir alo ile hasıraltı edilen haberler… Fotoğraflar… Kasetler… Demir parmaklar arkasına atılan gazeteciler… Çarmıha gerilen internet haber sitelerinin yöneticileri… Bir kaş işaretiyle işten kovulan, köşe yazarları, muhabirler…
Bir yan bakışla gazetelerin, televizyonların üst kademelerine yerleştirilen yandaşlar… Düşen tirajlar… Kaybolan itibarlar… Bana göre “On Ocak” Çalışan Gazeteciler Günü olmaktan çok, ‘Gazeteciler İçin Mücadele Günü’ ilan edilmelidir. (11 Ocak 2015)
FİKRET KALMUK / [email protected]
7 YIL ÖNCE KALEME ALINAN YAZININ LİNKİ AŞAĞIDA
https://www.haberhurriyeti.com/makale/3365427/fikret-kalmuk/on-ocak-artik-kutlanamaz
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.