GÖRÜNME SEÇENEKLERİ
Herkes bir biçimde kendisini güçlü göstermek ister.
Kimileri estetik ameliyatları yeğler. Yorgunluklarını gizlemek için. Her zaman dinlenik görünmek için.
Kimileri kırışıklıklarını aldırır sözgelimi.
Kimileri tutar denetim altında duygularını.
Kimileri kaslarını da geliştirir güçlü görünmeye ek.
Kimileri belirler sınırlarını. Çıkmaz dünyasının dışına.
Kimileri girmez kimilerinin kurbanı olma psikolojisine.
Kimileri yakınmaz hiçbir şeyden, görünmek için güçlü.
Kimileri bağışlayıcıdır hep görünmek için güçlü.
Ya da girmez başkalarının heyecanına kolayca kimileri.
Ya da üstünlük kompleksi içindedir; aşağılık duygusunu saklamak için. Bunun için de aşırı istekli olabilir. Üstünlük kompleks.
Birey başkaları karşısındaki aşırı istekleriyle kendini belli edebilir.
Değişik görünmek de bir güç gösterisidir kimleri için…
Kibirlidirler… Tuhaf giyinirler…
Taşkınlıklar yapabilirler… Palavracı olabilirler…
Yererler başkalarını sürekli.
Böyle kişiler kendini diğer insanlardan daha üstün görme, yüceltme karmaşasındadır.
Kimileri yanlışlarından çevresindeki belirli kişileri sorumlu tutma eğilimindedir. Suçluluk duygusunu azaltır böylece. Geçici süre. Sonra olumsuz etkiler zamanla daha ciddi sorunlara yol açabilir.
Kimileri zorlukları kabul eder. Daha güçlü birey olmada bir fırsat olarak görür.
Kimileri olumsuz insanların kendisini etkilemesine izin vermez.
Kimileri olumsuzluklardan yakınacağına çözümler üretmeye odaklanır. Kimileri geçmişle barışıktır. Dersler çıkarır. Geleceğe odaklanırlar. Kimileri başkalarının başarısının kendilerinin başarısızlığı anlamına gelmediğini bilir. Dert etmezler…
Kimileri yalnızlığın da sağlıklı düşünebilmek için gerekli olabildiğinin bilincindedir…
Arındırır tüm kaçak ışıkları… Olumsuzlukları… Gereksiz renkleri… Kalıncaya dek siyahla beyaz… Odaklar düşüncelerini kar çölünün berraklığında grileşene dek…
Kimileri olumlu ve güzel amaçlar için doğru zamanı bekler.
Kimileri geçmişe takılıp kalmaz. Çabalarını geçmişte kalmış olaylar yerine üretken olmaya ayırırlar.
Kendilerini başkalarına göre şekillendirmek yerine kendi değerlerine göre yaşama cesaretini gösterirler. Duygularını denetim altında tutarlar. Kimileri başkaları için amaçlarından vazgeçmez. Özverili değildir bu anlamda.
Kimileri öfke duymaz. Küsmez insanlara. Barışmayı ve bağışlamayı yeğler. Çünkü istemese de o kişiye olumsuz duyguları kendilerini denetliyor olacaktır.
Ve bir örnek…
Hangi psikolojik tipe ayarlanacağı konusunda epey konuştuğumuz ve karar veremediğimiz bir yaşanmış örnek…
Metrodaydık o gün dört arkadaş. Bizimle birlikte bir bey daha vardı. Takım elbiseli. Şık mı şık. Sanki genel müdür havası vardı.
Takmıştı kravatını öğrenci gibi yarım. Alaycı bakıyordu sanki genç görünmek istediği boyatmış saçlarıyla…
Bindik. Oturduk. Açıldı genel müdürün çenesi. Başladı demin biz binerken, kulaklığıyla dinlediği müziğin sesi ile dışarıya çıkan genci.
Görgüsüz gençler yetişiyormuş. Kendisinden başkasını düşünmeyen… Saygısızlarmış…
Öyle miymiş Avrupa’da. Bilmem ne şirketinden emekli olmuş. Bıraktığı ülke değilmiş artık burası. Berbatmış trafikte. Sürücüler de beceriksizmiş.
Miş… miş… miş… Miş de miş… Neyse ki gelmiştik dördüncü durağa. Son durağa. Boşalıyordu metro… Başlamıştı yığılmaya yolcular… Birden bağırdı genel müdür:
- Dikkat etsene be çocuk! Az daha çarpacaktın bana!
- (Sırıtarak) Doğru dersin dede. Az daha çarpacaktım size…
- Lan çocuk! İnsan bir özür diler be!
- (Sırıtarak) Doğru dersin dede. İnsan bir özür diler...
- Lan velet! Mağarada mı yaşıyorsun!
- (Sırıtarak) Doğru dersin dede. Mağarada mı yaşıyorum…
- Lan görgüsüz ayı! Şehir senin neyine!
- (Sırıtarak) Doğru dersin dede. Şehir benim neyime…
- Ayılığının yanında öküzlüğün de var. Dön tarlana!
- (Sırıtarak) Doğru dersin dede. Ayılığımın yanında öküzlüğüm de var. Döneyim tarlama…
- Lan hem ne sırıtırsın deminden beri pişmiş kelle gibi!
Tam o sıra seslendi bir bayan.
- Beyefendi! Durun bir dakika!
- Ne karışıyorsunuz işime hanım efendi!
- Oğlum şu merdivenlere binip gider misin? Haydi.
Çocuğun merdivenlerden çıkıp gitmesini bekledi bayan.
- Beyefendi siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz…
- Bir görgüsüz çocuğu eğitmeye çalışıyorum.
- O görgüsüz çocuk kim biliyor musunuz?
- Kimmiş? Dünyanın bir tanesi olsa ne yazar!
- Bakın şu telefona. Hakan Pamuk.
- Demir olsa ne yazar!
- Demir olsa ne mi yazar beyefendi!
- Kimseden korkum yok benim hanımefendi. Böylelerine bıraksaydık pabuç, çıkamazdık evimizden.
- Yetmiş kiloda üç kez dünya karate şampiyonu. Ve kara kuşak sahibi.
.***
Murat B. Tepebaşılı
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.