POLİSLER HALA İNTİHAR EDİYOR FARKINDA MISINIZ?
NE OLURSA OLSUN, KİM NE DERSE, NE YAPARSA YAPSIN, HİÇ BİR DEĞERSİZ İÇİN DEĞERLİ CANINIZA KIYMAYIN POLİSCANLARIM
Bir önceki yazımı, Süleyman Soylu'nun, Polis Bakım ve Yardım Sandığı (POLSAN) Olağan Genel Kurulu toplantısında yaptığı konuşmasının canımı en çok acıtan aşağıdaki bölümü ile ilgili yazmıştım.
‘’Elin adamlarını sevindirmeyelim. Onun için hangi meslek grubu bir çalışıyorsa, güvenlikle ilgili meslek grupları onun 24 katı çalışmak zorundadır. Polislik bir maaş mesleği değildir, kim öyle düşünüyorsa 1 dakika durmasın. Polis mesleğinin ücreti millet sevgisidir. Ederi bayrak sevgisidir. Kimsenin elini ovuşturmaya fırsat veremeyiz’’ demişti İçişleri Bakanı yani polisten sorumlu bakan Süleyman Soylu.
Ben isterdim ki, polisten sorumlu İçişleri Bakanı olarak her gün mübalasız her gün meydana gelen polis intiharlarını konu alsın. Hergün canına kıyan, yeri geldiği zaman ‘’onlar bizim evlatlarımız’’ dediği polislerin sorunlarının ciddiye alınıp çözümleneceğinden bahsetsin.
Sonra dedim, acaba poliscanların neler çektiğinden haberi mi yok? Olur mu olur. Kendi derdi bini aşan biri, bir başkasının derdini bilemeyebilir. Ben yardımcı olayım istedim.
Polisler canına kıyıyor Sayın Bakan. Siz sadece baktığınız için görmüyor olabilirsiniz ama sadece bu yazıyı yazmaya başladığımdan beri 2 poliscan daha canına kıydı.
Ama bu cana kıymalar yetkililerin açıkladığı gibi ekonomik nedenler yüzünden değil, teşkilattaki akla ziyan uygulamalar yüzünden oluyor. Ben size bir kaç örnek vereyim, siz bir empati yapıp, ‘’ben olsam nasıl tepki verirdim’’ diye düşünün.
Mesela Çevre Güvenliği Görevlisi poliscanlar var. Sanki gece yarısı birisi binayı sırtlayıp götürecek gibi, bina önünde nöbet tutuyorlar. Üstelik binaya girmeyeceklerine dair kağıt imzalatılarak görev yapıyorlar. Hadi güvenlik için geçerli diyelim. ‘’şu kadar saat araba içerisinde, bu kadar saat araç dışında ama uzaklaşmadan nöbet tutacaksınız’’demek nedir? Hani bu poliscanlar insan ya, hani insani ihtiyaç denen bir şey var ya vücudun mutlaka atması gereken, atılmazsa böbrek hastalığına yol açan, Acaba bu ihtiyaçlarını nerede ve nasıl gidermelerini istiyor bu emri veren amirler? En akla, insanlığa uymayan kısmı ne biliyor musunuz, ihtiyaç gidermek için mecburen yaklaşık 75 metre ilerideki camiye giden poliscanlara görev yerini terketmekten soruşturma açılması. Böyle bir uygulama, böyle bir soruşturmayı doğuruyorsa ve siz dahil herkes bunu görmezden geliyorsa, burada elini ovuşturan elin adamları değil, teşkilat mensuplarını babasının uşağı gibi kullananlardır bilin istedim.
Bir de tayin derdi var. Her tayin dönemi poliscanların ağzına bir kaşık bal çalıp, sonra sapıyla geri çıkarttığınız tayin dönemleri. Bal, tercih yapmalarını istemek. Sapı, tercih dışı tayin olmaları. Poliscan bir yer tercih ediyor, üstelik sizin isteğiniz üzerine tercih yapıyor. Tayinler açıklanıyor tercih edilen yer değil, tercih dışı bir yer. A şehrini istemiş, tayin çıkmış Z şehrine.Aynı sorunu bir başka poliscan yaşıyor. Z şehrini istemiş A şehrine çıkmış tayini. iki insanı aileleri ile birlikte perişan etmek yerine, iki insanı aileleri ile mutlu edebilmek bu kadar mı zor? Madem tercihler işe yaramıyor, tercih yaptırmak niye?
Tayinlerden bahsedince o akıllara ziyan 2. şark tayinlerine değinmemek olmaz. Zaten neredeyse emekliliği gelmiş, ailesi ile yerleşik düzene geçmiş, çocukları okuyan insanı ‘’ya 2. şark ya emeklilik’’ girdabına sokmanın bahanesi ne olabilir ki? Hani 3600 ek gösterge çıkacak olsa diyeceğim ki ‘’ne kadar az versek o kadar kardır’’ diye düşünüyorsunuz, ama onu da veresiniz yok. Neden bu insanların düzenini bozmaya bu kadar heveslisiniz anlamak mümkün değil.
Düzen bozma demişken ‘’Rotasyon’’ dediğiniz işkenceden de bahsetmek farz oldu. Rotasyon dile kolay geliyor belki ama yaşayana ne zorluklar getiriyor farkında mısınız? Yerleşik bir düzeni, çalışan eşi, okuyan evlatları varsa bir ilçeden diğerine taşımanın, taşımıyorsa bir ilçeden diğerine görev için koşmanın ve bunun getirdiği maddi zorlukları anlayabiliyor musunuz? Bakın farkındalık ve anlama kabiliyeti kişilik çözümlemesinde çok büyük yer tutar. Eğer bir insan yaşanan olayların farkında değilse ve bunu anlama güçlüğü çekiyorsa büyük anlamda kişilik sorunu yaşıyor demektir , benden söylemesi.
Ben herkes her konuda bilgili olsun demiyorum. Ama herkes her konuda araştırma yapıp bilgilenmeli diyorum. Çünkü bilgisizlik başka bir şeydir, insanın en mükemmel organı beyini kullanamamak ayrı bir şeydir. Bilimsel olarak İntihar psikolojisi ve nedenlerini araştırmak varken, amirin çalışanına ‘’ intihar etmeyi düşünüyor musun, intihara meyilli misin’’ diye sorması bilgisizlik değil, var olduğunu düşündüğüm beyinlerini kullanamamaktır diye düşünüyorum. Çünkü intihara kararlı kişi, sorulunca ağzıyla hayır der, esas hayırı onun yaralı ruhundan silmek gerekir bu da anlayış ve öngörü ile olabilir.
O dilinize doladığınız ‘’Vatan sağolsun’’ deyişi var ya, elbette Vatanımız her daim sağolsun ama müsaade ederseniz bu vatan evlatları ana kuzuları da sağ olsun.Müsaade ederseniz diyorum çünkü siz farkında olmasanız da, psikolojik baskı bu evlatların canlarından vazgeçmelerindeki en büyük etkendir. Yani suç intihar edende değil, onu intihara sürükleyendedir. Bu yüzden her intihar sonrası yazdığınız bilgi notlarında yok onu yapmıştı, yok bunu etmişti zaten bilmem neydi gibi suçlayıcı ifadeler kullanmak yerine, başında olduğu birimin amirinin önüne çıkıp ‘’NEDEN’’ sorusunu sormayı deneyin.
Can gazilerimi, yürek yangınım şehitlerimi can babamı sevgi saygı ve minnetle anıyorum.
Beyhan Kozanoğlu Biçkin / [email protected]
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)İbrahim Özdemir - Allah razı olsun... ne güzel dile getirmişsiniz poliscanların sorunlarını...
Beyhankozanoğlu Biçkin - Teşekkür ederim sağolun. Keşke kurumuş vicdanları yeşerse ve artık sorunları değil güzel şeyleri yazabilsem.
Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.