Tüm dünya Bill Gattes’in 27 yıllık eşinden boşanma hadisesini konuşuyor..
Boşanmaları bir haber ve dünyaya da bir dert..
Bir başka haber ve dert ise paraların nasıl bölüşüleceği..
Malum bay ve bayan Gates’ler çok zengin ..
Hani bizde bir söz var ya; “zenginin malı parası, züğürdün çenesini yorar…”
Aslında doğru… Zaten konumuz da şimdi tam bu…
Bir başka dert ve bir başka soru daha…
Peki bu adamlar nasıl zengin olmuşlar; dünya koronadan kırılırken niye bunlara bir şey olmamış?
Bloomberg Milyarderler Endeksi‘ne göre dünyanın en zenginleri koronavirüsün gölgesinde geçen 2020’de de servetlerine servet katmış.
2021’in ilk gününde güncellenen listeye göre Kovid-19 salgınına rağmen 2020’de milyarderler listesine girenlerin servetlerindeki toplam artış yüzde 31.
Bu artış, 8 yıldır yayınlanan endeksin tarihindeki en yüksek artış olarak kayıtlara geçmiş.
Ne diyelim gözleri doysun mu, yoksa Allah daha çok versin mi?
Listedeki ilk 5 ismin 100 milyar dolardan fazla servete sahip olduğu görülüyor. 2021’nin ilk günleri itibarıyla dünyanın en zengin 10 kişisi ve servetleri şöyle;
1-)Amazon’un kurucusu Jeff Bezos 190 milyar,
2-)Tesla ve SpaceX Üst Yöneticisi Elon Musk 170 milyar dolar
3-)Microsoft’un kurucusu Bill Gates 132 milyar dolar
4-)Fransız iş insanı Bernard Arnault 114 milyar dolar
5-)Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg 104 milyar dolar
6-)ABD’li yatırımcı Warren Buffet 87.6 milyar dolar
7-)Google kurucularından Larry Page 82.4 milyar dolar
8-)Microsof’un eski CEO’su Steve Ballmer 80.4 milyar dolar
9-)Google kurucularından Sergey Brin 79.8 milyar dolar
10-)Yazılım şirketi Oracle’ın kurucusu Larry Ellison 79.7 milyar dolar
Listenin ilk 10 sırasındaki ismin 8’inin teknoloji sektöründen olması dikkati çekerken en tepede yer alan Bezos ile Musk’ın son 12 aylık dönemde servetlerine toplam 217 milyar dolar ekledikleri görüldü.
Neredeyse bizim kayıp 128 milyarın iki katına yakın.
Ve de bu 10 kişinin toplam serveti 1 trilyon 739 milyar 500 milyon dolar.
Bir trilyonun küsuratı bizim 128 milyarın 5 katından fazla..
Bu rakamları duyunca bireysel olarak bir şey hissetmiyorum.
Çünkü okumaya dilim dönmüyor ve rakamsal ifadelerle yazmaya aritmetik aklım yetmiyor…
Ama TC vatandaşı olarak ülkemizin durumunu ciddi ciddi sorgulamaya başlıyorum.
Neden mi?
Basit, Türkiye 6 aydır kayıp bir bakanı ve kayıp 128 milyar doları konuşuyor…
İfadelerde şöyle; Eski bakan Albayrak Türkiye’nin yıllardır özenle ve büyük çabalarla biriktirdiği 128 milyar doları eritti, bitirdi;
Soru şu: 128 milyar dolar nerede?
Muhalefet soruyor, iktidar ise net bir cevap veremiyor…
Elbette soracaksın ve elbette bir cevap bekleyeceksin, 5 dolar bile olsa cevabı aranacak elbette ..
Ama sorun bu değil.. Sorun 128 milyar dolar ve Türkiye'nin bekası…
Çünkü; bu 128 milyar doların kaybı Türkiye’nin geleceği için çok önemli…
Yunanlı bakan bunu biliyor ve gelip Ankara’da Türkiye’ye meydan okuyor…
En azında Türkiye’nin yüksek siyaset yapan politikacısı ve kendisini ekonomist sayan zevatı öyle diyor.
Ama ben TC vatandaşı olarak biraz ezik vaziyetteyim.
Düşünün Türkiye 128 milyar dolar için birbirini yiyor, Bill Gates ve eşi paşa paşa 132 milyar doları paylaşıyor…
Amazon'un sahibi Jeff Bezos 190 milyar doları internette öteberi satarak kazanıyor
Ve Türkiye'de iktidar ise devletin kasasını 128 milyar dolara çıkarmakla övünüyor.
Muhalefet ise; güç bela biriktirilen 128 milyar doların 3-5 müteahhide peşkeş çekildiği iddiasında…
Yukarıdaki rakamları okuyunca Türkiye'nin ekonomik ve teknolojik gelişmesini sorgulamak zorunda kalıyor insan…
Anlaşılan 1.Sanayi devrimin kaçırmanın bedelini Türk insanı ağır ödüyor…
Bırakın 1. Sanayi devrimini kaçırmayı, 2’inci, 3’üncü 4’üncü sanayi devrimini bile tartışmadık ve çoğu insanımızın da bu işten haberi bile yok.
Şöyle bir düşünün:1712 yılında İngiltere Buhar Makinesi'nin icadının gerçekleşmesiyle birlikte buharın ve suyun gücü, buhar makinesiyle üretime aktarılmış o zamana kadar tezgahlarda el emeğiyle yapılan üretim yerine mekanik üretim ortaya çıktı.1. Sanayi Devriminin ekonomik sonuçlarının yanında sosyal sonuçları da oldu. Burjuvazi ve işçi sınıfı doğdu, işçi sınıfının haklarını koruyan bilimsel sosyalizm oluştu. Osmanlı ise bu yıllarda savaş ve yenilgilerle uğraşıyordu . Sadece 1720’de İstanbul’da devlet bir ipek imalathanesi kurmayı düşünebildi..
2.Sanayi Devrimi, bazen kimi zaman da “Teknoloji Devrimi” olarak niteleniyor ve 1860-1914 arasını kapsıyor. Başlangıcı, İngiliz mucit H. Bessemer’in icat ettiği ucuz çelik üretim yönteminin yaygınlaştığı 1860’a kadar uzanıyor. Bessemer yöntemiyle, eritilmiş pik demir, alttan verilen havanın oksijeni ile çeliğe dönüştürüldü. Bu yıllar Osmanlının can çekiştiği yıllardı. İmparatorluk işgal altına girmek üzereydi. Sanayi devrimi yine ıskalandı. Dünya çeliği keşfederken biz demir devrinde kaldık..
Çeliğin icadı ve 2. Sanayi devrimi bir süre sonra 3 sanayi devrimini oluştu. Bu bir süreçti. Genç Cumhuriyet Atatürk döneminde hiç olmazsa geçte olsa 2 sanayi devrimini yakalamaya çalıştı. Ülkenin her yerine yatırımlar yapıldı. Sanayi devriminin uzağında kalınmaması çaba gösterildi. Ama Atamızın ömrü yetmedi. Devletin ve özel sektörün başlattığı sanayi hamlesi 2. Dünya savaşının da etkisiyle duraksadı sonra ithal teknoloji nedeniyle dağıldı gitti. Sanayinin gelişmesine yani 3. Sanayi devrimi sürecine de ayak uydurulamadı. Sanayi Devrimi ile üretimde dijital devrim olması, elektroniğin kullanımı ve bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle üretim daha da otomatikleştirmişti. Özellikle 3D yazıcıları sanayide yeni bir çığır açtı..
Son olarak 4 sanayi devrimini ıskaladık Endüstride 4.0 olarak ta tanımlanan bu sürecin Türkiye’de tartışması bile olmadı. İlk olarak 2011 yılında Almanya'da Hannover Fuarı’nda kullanılan terminoloji günümüzde 4. Sanayi Devrimi olarak yerleşti. Alman Hükümetinin üretim süreçlerini bilgisayarlaşma yönünde teşvik etme ve yüksek teknolojiyle donatması projesi olarak kabul edilen Endüstri 4.0, aynı zamanda dördüncü sanayi devrimi anlamına da geliyor. Endüstri 4.0 genel hatlarıyla; robotların üretimi tamamen devralması, yapay zekanın gelişimi, üç boyutlu yazıcılarla üretimin fabrikalardan evlere inmesi, bir bilgi fırtınası oluşturdu. . 4. Sanayi Devriminin dolaylı amacı da insan gücünü fiziksel düzeyden beyinsel düzeye sıçratmak oldu. Türkiye’de var olan endüstriyel süreç ise sadece ithal bir yapı olmaktan öteye geçemedi..
Şimdiler de Geleneksel anlamda sermaye gücünün etkisi azalarak; herşey, akıllı üretim sistemleri, dijitalleşme ve teknoloji üzerine kurulma sürece başladı. Çünkü artık dünya beyin devrimlerine geçiyor…
Öte yandan Davos’ta temeli atılmaya çalışılan “büyük reset” ile dünya hızla bir başka yere koşuyor.
Elbette bu gelişimleri oluşturan ise siyasal yönetimler. Bizde ise siyasal süreç genelde inanç üzerine inşa edildiği için materyalist felsefi tartışmak yerine mistik felsefeyi tartışmakla gün geçiriyoruz…
Bu da doğal olarak bize 128 milyar dolar tartışmasına götürüyor..
Yani bugünlerde kayıp 128 milyar doları arıyoruz.
Çünkü ufkumuz o kadar…
Yani okyanusun ötesinde 2 kişin dostça paylaştığı bir miktarın daha azının peşindeyiz.
Yani dünyanın 4. zengini Bill Gattes’ten bile; ülke olarak fakiriz…
Gönül zenginliği ile doyulmuyor…
Bizi hep öyle kandırıyorlar…
Mehmet Aycan / [email protected]
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Abdurrahim Çokgüngör - Para züğürdün çenesini yorduğu kesindir. Ancak para işinden hesap-kitap bilenler anlar. Lakin ülke yönetimi ve siyaset züğürtlüsünün para argümanları da koca karı çenesinin ürününden daha farklı değil. Buna kapılanın vay haline. Örnek mi istersiniz işte 128 milyar dolar okkalı palavrası. Söyleyen kim? Yalan makinesi ve ülke tarihinde dikili taşı olmayan bir zihniyet. 70 sente muhtaç bir ülkenin bugün 128 doları konuşacak hale getirilmesi inanın deveye hendek atlatmaktan daha büyük bir olay. Ama Türkiye bunu yaptı. 70 sent yoksulluğundan çıkıp milli gelire göre yoksula yardımda lider ülke oldu ise oturup şenlikle kutlanması lazım. Ecevit’in eski ekonomi bakanından, Demirel’in CHP’li damadından ve tüm yetkili simaların acımalarından sonra hala 128 milyar dolar palavrası kalemlere konu oluyorsa inanın bu modern çağda yontma taş argümanı ile konuşmaya benzer. Bu ülke 1940’lardan beri IMF’in sadakaları ile yaşadı. Ki o IMF de o paraları millete ve devlete değil isim listesindeki baronlara veriliyordu. Küresel efendinin vesayetinin selameti için. Şimdi bu oyun bozuldu. İşte mesele bu. Bir ülkenin rezerv altınını yurt dışında 90 yıl rehinden kurtaran insanı 128 milyarı bahane ederek eleştirmek ise bu komplonun başka bir utancıdır. Türkiye şu anda son 250 yılının en güçlü konumuna nasıl gelindi bu konuşulmalı. Züğürtlüğün değil
Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.