Çevirdim ilk önce arkadan bakarım, ön kapak sürpriz olsun diye.
Kitabın ücreti yazıyor ya, yılların alışkanlığı belki de ondandır.
Yine arka kapağı inceledim.
Arka kapağa şöyle yazmış Okan Yüksel üstatı; '...Onlar gazeteci, onlar şair, onlar gazeteci şair, onlar İzmirli gazeteci şair.
O bir şiir antolojisi, kitabın adı 35 GAZETECİ ŞAİR / Yergök Kitap'tan / 304 sayfa.
İçindekiler yazan listeye bakıyorum.
İsimler alt alta yazılmış, içlerinde kompleksliler olmadığı için alfabetik yazılmamış, şöhrete göre de değil, öylesine içten ve samimi.
Okan Yüksel adaleti işte.
Ama, en başta Erol Akıncılar adı olması ve de kitaptaki ilk tanıtım ve şiirlerin de Erol Akıncılar başkanımla başlaması çok hoşuma da gitmedi değil, iyi olmuş, saygıyla, şükranla, hürmetle.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapan gazeteci, şair Erol Akıncılar başkanıma, sağlıklı, huzurlu ömür diliyorum, seviyorum sizi başkanım.
35 rakamı var kitabın adında, ilk olarak İzmir'i çağrıştırıyor.
35.5, 35 1/2, otuz beş buçuk da olabilirdi.
Yarım insan olmayacağına göre.
Her şey güzel hoş tamam da.
Merak işte.
Üstten iki kez yetmedi, alttan da üç kez saydım, 35 değil 36 şair gazeteci şair adı ve soyadı var, içindekiler listesinde.
Ben mi saymasını unuttum yoksa.
Son bir kez daha saydım vallahi de 36.
En alttaki isme baktım 36.kişi, Okan Yüksel.
En sona da, 296.sayfaya da kendini atmış.
Şairden saymıyor kendini.
Nerden mi biliyorum.
Wesida Medya toplantısında bire bir sordum.
'Okan abi hafızanızda yüzlerce şiir var, çok da güzel okuyorsunuz, şiirleriniz de var, biliyorum, neden kendi şiirlerinizi okumuyorsunuz' dedim.
Hay demez olaydım.
'Boş ver diğer şairlerin, Atilla İlhan mesela yazdıklarının yanında benimkileri şiirden saymam. Nazım Hikmet oku, sonra Okan Yüksel şiiri, olmaz' demesin mi ?
Okan Yüksel farkı.
Allah bilir o kadar ezbere bildiği şiir var dağarcığında, kendi şiirlerini okumaya okumaya unutmuştur bile.
İlaç gibi gelen 35'likte, yani 35'lik kitapta, 10 adet de Okan Yüksel şiiri var.
Şiirleri aktarmak isterdim ama bir diğerine haksızlık olmasın diye, yazmam, yazamam.
Mesela bilmiyordum, bu kitap sayesinde öğrendim.
Akademik gazeteci, çekirdekten yetişme gazeteci, hem alaylı, hem mektepli gazeteci sevgili Oğuzhan Kavaklı büyüğümün, ustamın 35 yıl düşünsem, şiir yazdığı aklıma gelmezdi.
Bilmiyordum, öğrendim.
Aslında her gazeteci, her yazan kişi, biraz da şairdir.
Her şair de gazeteci olamaz.
O başka mevzu.
36 isim, hem gazeteci hem de şair.
İsimlere gelince; Attila İlhan'sız İzmirli gazeteci şairler kitabı mı olur, var tabii ki de ölümsüz üstat, Mahur Beste yani müjgan ile.
Ege'de Yaşam Gazetesi editörlerinden Yıldız Aktaş, şiirleri ile var, 6 adet.
Nisan 2019 basılan Bir Yıldız Dökümü adıyla şiir kitapçığı da mevcut Yıldız Aktaş'ın.
Erol Akıncılar, Yıldız Aktaş, Sina Akyol, Nejat Altıok, Nihat Aşar, Mustafa Balbay, Gülce Başer, Haluk Besen, Cumhur Bulut, Gülsen Çakır, Nedim Çapman, Lütfü Dağtaş, Ercan Doğu, Refik Durbaş, Mehmet Erdül, Ünal Ersözlü, Bahattin Ertürk, Orhan Rahmi Gökçe, Şadan Gökovalı, Haluk Işık, Atilla İlhan, Abdullah Nevzar Karahan, Oğuzhan Kavaklı, Güler Kazmacı, Birol Keskin, Neslihan Perşembe, Aykut Poturoğlu, Süleyman Saylan, Dinçer Sezgin, Onur Şenli, Hakan Tartan, Güngör Tekçe, Oğuz Tümbaş, Emin Varol, Hasan Hüseyin Yalvaç ve de Okan Yüksel, etti 36.
Kalem virtüözü, Bab-ı Ali starlarından Ünal Ersözlü'den, köşesinde şiir kıvamında yıllarca yazan Mustafa Balbay'a.
Agora Meyhanesi'nin üstadı Dr.Onur Şenli'den, yazı erbabı Haluk Işık'a.
Şadan Gökovalı hocamdan, Oğuzhan Kavaklı hocama.
Işıklar içinde yatsın Aykut Poturoğlu üstadımdan, sağlıklı ömür diliyorum Ercan Doğu ağabeyime.
Hepsinin şiirleri bu kitapta.
Hayri Bildik, Yıldız Aktaş, Tarcan Vural ile Gülsen Çakır'ın da katkılarıyla.
Emeğine, yüreğine sağlık Okan Yüksel, güzel bir kitap hediye etti bizlere.
Aslında bir önerim olacak.
Yıllarca onurluca, gazetecilik yapıp, bu işin kahrını çeken, çoğu midesinden olan, kocaman fıtıkla yürümeye çalışan, kamburu çıkan değerli nice isimler, büyüklerim var.
Şiir yazmışlığınız mutlaka vardır, siz beğenmeseniz de.
Şair değilsiniz belki ama.
Yazacak hiç mi yazacak anınız, nasihatınız, tarihe ışık tutacak notlarınız yok.
Okan Yüksel üstadıma önerimdir.
Bir kitabı da böyle bir konuya ayırsın.
'Üretime son veren gazeteciler' antolojisi adıyla bir kitap daha yazsın.
Yastık gibi kalın kitap olur.
O zor şartlara rağmen, aktif meslekte hiç üşenmezlerdi, çalışkandılar.
Şimdi niye böyle oldu.
Pandemiden mi, üşengeçlikten mi, bu zamanda kitap basmak hiç de kolay değil diye düşünüyorlar ondan mı, yoksa birilerinin 'Haydi usta vakit tamam' mı demesini bekliyorlar.
Bilmiyorum, bilemiyorum.
Ama yazmalılar, diye düşünüyorum.
Gazetecinin emeklisi olmaz.
Bendeniz böyle bilirim, beyin çalıştıktan sonra.
Gerisi gelir, haydi.
Daha çook yazacaklarınız var...
www.haberhurriyeti.com / Metin AYDINOĞLU / [email protected]
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.