Balkonumda bir çok şey yetiştiriyorum. Elime ne geçerse ekiyorum. Limon, avacado, pomelo, domates, biber, patatesim bile var.
Bir gün baktım tanımadık bir şey büyüyor saksıda. Minnak bir yaprak. Azıcık boyu uzadı iki yaprak derken uzadı gitti. Nasıl oldu hala anlamadım ama gül'e benziyor. Sonra ne oldu bilmem yapraklar kurumaya başladı tek tek. Nasıl üzüldüm anlatamam. Yerini değiştirdim, kuruyan yaprakları temizledim. Her sabah '' günaydın gülcük sakın ölme çok üzülürüm'' dedim. Yine inanmayacaksınız ama kurumaya yüz tutan gövdeden minnak bir yaprak çıktı. şimdi 3 yaprağımız var. O'nu kaybedeceğim diye korkmuştum ama, sanırım yaşayacak.
Biliyorsunuzdur, insanların en büyük korkularından biridir kaybetme korkusu. Değer verdiği herşeyi kaybetme korkusu yaşar insan. Ama en çok da sevdiğini kaybetme korkusu yaşar. Evladını kaybetme korkusu yaşar. Eşini, nişanlısını, sevdiğini. Değer verdiği ne varsa yani.
Düşünsenize, bir gün önce yanınızda, sesini duyuyorsunuz, dokunabiliyorsunuz, kokusunu alabiliyorsunuz. Ertesi gün toprağın altında. Allah hiç kimseye yaşatmasın, deriz ama ne yazık ki yaşatıyor. Bu yaşanmışlıkların en zoru da ani kayıplardır. Hiç beklenmedik anda gelen haberle yaşanan kayıplar. Mesela intihar. Sadece bireysel değil, toplumsal bir sorun olan intiharlar.
Daha önceki bir yazımda uzun uzadıya yazmıştım, intihar psikolojisini. Bu yüzden konuyu uzatmadan yazmak istiyorum.
Örneğin, Richman’a göre, intihar bir iletişim, yardım için ağlamaktır. Başkalarından yardım istemektir.
Peki böyle bir tez varsa, biz TÜKENMİŞLİK SENDROMU YAŞAYAN VE İNTİHAR EDEN POLİSCANLARI NEDEN GÖRMEZDEN GELİYORUZ?
''psikolojik sorunu vardı, ailevi sorunu vardı...'' gibi basit bahanelerin arkasına saklanıp, bu sorunu neden çözmeye değil de üzerini kapatmaya çalışıyoruz?
Ben kuruyan bitki için göz yaşı dökecek kadar üzülürken, koskoca Emniyet Genel Müdürlüğü giden bu canlar için hiç mi üzülmez? Üzülürse neden bir çözüm üretmez?
Benim yazdığım yazıyı kim paylaşmış, kim beğeni koymuş, kim yorum yapmışa kadar araştıran bir takım kişiler, çok zekilerse neden bu polis intiharları için harcamaz zekasını ve vaktini?
Haberlere yansımadığı için ne kadar polis canına kıyıyor bilmiyorsunuz ama, sayı hiç de azımsanacak kadar az değil. Bir kişi bile canına kıysa, bunun araştırılması gerekirken, ayda 12 polis canına kıyarken neden yetkililer sessiz kalır ki?
Fazla çalışma saatleri, bu düzensiz çalışma saatlerinin aile yapısına etkisi, mobbing, olur olmaz her şeye açılan soruşturmalar, görevden uzaklaştırmalar, saçma sapan ekstra görevler intihara sebep değil, ama psikolojileri bozuk o yüzden intihar ediyorlar öyle mi?
Ayıp ya vallahi ayıp, billahi ayıp. Ve bu ayıp sadece emniyetin değil, en üst kademeye kadar sessiz kalan her yetkilinin ayıbıdır.
Bu giden canlar, birilerinin kayıbı. Annelerin, eşlerin, evlatların, kardeşlerin kayıbı. Yerine yenisi konamayacak kayıplar. Bunu anlamak için empati kurmak, empati kurabilmek için de insan olmak lazım.
Evet sayın yetkililer, şimdi top sizde. Önce empati kurmayı deneyin, başarılı olursanız bu intiharların nedenlerini araştıracak, baskıcı olmayan bir kurul oluşturun ki intiharlara dur diyebilelim.
Daha fazla kayıp vermeden, daha fazla yürek yakmadan bu soruna çözüm bulalım. NE DERSİNİZ?
Can gazilerimi, yürek yangınım şehitlerimi, can babamı sevgi saygı ve minnetle anıyorum.
Beyhan KOZANOĞLU BİÇKİN
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Cenk - :'(
Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.