Merhaba sevgili okurlarım!..
Ve günaydın Türkiye!..
“Saatli Maarif Takvimi”niz de geldi işte.
Önce biraz gülümseyelim güne başlarken:
Adamın biri arabasıyla trafikte resmen uçarak giderken polis adamı durdurmuş. Arabayı kenara çekip, arabadan inmiş adam:
-“Buyurun memur bey!..”
- “Beyefendi, aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundaydım, ehliyetiniz lütfen?”
- “Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular memur bey.” demiş adam.
- “Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim?”
- “Araba benim değil memur bey, çaldım ben bu arabayı.”
- “Anlamadım, nasıl yani? Siz bu arabayı çaldınız, öyle mi?” demiş polis.
- “Evet memur bey, aaaa durun bir dakika, torpido gözünde ruhsat olacaktı. Silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bir şey gördüm galiba.”
Polis iyice şaşırmış :
- “Torpido gözünde silah mı var?”
- “Evet memur bey. Bu arabanın sahibi olan kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum, silahı da torpido gözüne sakladım.”
- “Neeee, bagajda ceset mi var?”
- “Evet memur bey.”
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini aramış. Arabanın etrafı bir anda polislerle dolmuş ve adamı sorguya almışlar. Ekipler amiri adamın ehliyetini istemiş. Adam ehliyetini çıkarmış. Ehliyet geçerli ve temiz, hiçbir anormallik yok. Bunun üzerine adamın ruhsatını istemiş. Adam çıkartıp ruhsatı da vermiş. Ekipler amiri yine bakmış ki, araba adama ait. Derken adamdan torpido gözünü açmasını istemiş. Adam açmış, orada da silah falan yok. Ekipler amiri bir de bagaja bakmak istemiş. Adam bagajı açmış. Bagajda ceset falan da yokmuş. Bunun üzerine ekipler amiri :
- “Çok garip. Sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bir kadına ait olduğunu söylemişsiniz. Kadını öldürüp, cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz.” demiş.
Adam gülümseyerek şöyle demiş:
- “İnanamıyorum. O şimdi benim için ‘aşırı hızlı gidiyordu’ da demiştir.”
Şuraya bir de “Günün Sözü” bırakıyorum:
“Değil mi ki yaşam bir yerde ölümle -yani yoklukla- sonuçlanıyor; öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim-içtim, aldım-verdim, benim-senin kavgasının anlamı?” demiş #AlbertCamus.
Ben de bilmiyorum bunun cevabını.
Ama ne kefenin cebi var, ne de kimseyi kırmaya gerek var bence.
Şuraya da "Günün Püf Noktası"nı bırakalım:
“Özellikle diyet yapanlar, açlık dürtünüzü ortadan kaldırmak mı istiyorsunuz? Salatalık yiyin.”
Bakalım işinize yarayacak mı?
Bir de nerede kullanacağınızı bilmediğim bir bilgi vereyim sizlere:
Bir dönem dünyaya hükmeden padişah Sultan Süleyman, vasiyetinde tek elinin tabuttan dışarı çıkartılmasını, onun bile bu dünyadan eli boş gittiğinin görülmesini istemiştir.
Dün akşam internet haber sitelerinden seçtiklerimi de paylaşayım sizlerle:
İstanbul’da 4 metro istasyonu 14 ay kapalı kalacak
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Ataköy/Şirinevler metrobüs durağına ve buradaki metro istasyonuna asılan afişlerde “11 Eylül 2020 tarihinden itibaren M1 Hattı yenileme projesi kapsamında Ataköy/Şirinevler-Atatürk Havalimanı istasyonları arası inşaat çalışmaları sebebiyle işletmeye kapatılacak olup ulaşım ücretsiz ring otobüs seferleri ile sağlanacaktır. Sabır ve anlayışınız için teşekkür ederiz” denildi.
Buna göre Yenibosna, Dünya Ticaret Merkezi (DTM)-İstanbul Fuar Merkezi ve Atatürk Atatürk Havalimanı istasyonları 14 ay boyunca kapalı kalacak.
Gecenin geliri ÇYDD’ye gidecek
Türk tiyatrosunun güldürü geleneğinin nişanesi sayılan kavuğun devir teslim töreni 20 Eylül Pazar akşamı gerçekleşecek. Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde düzenlenecek olan geceden elde edilen gelir Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlanacak. Gecede kavuğu Şevket Çoruh’a devredecek olan Rasim Öztekin, Instagram hesabından “Bugüne kadar Kel Hasan Efendi’den İsmail Dümbüllü’ye, ardından sırasıyla Münir Özkul, Ferhan Şensoy ve bana emanet edilen kavuğu Şevket Çoruh’a teslim edeceğim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştirilen gecenin bilet gelirlerini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlamaya karar verdim” açıklamasını yaptı. Devir teslim töreninin ardından Şevket Çoruh ile Murat Akkoyunlu’nun rol aldığı “Bir Baba Hamlet” oyunu sahnelenecek.
Sağlık Bakanı #Heybeliada ile ilgili konuştu
“Heybeliada Sanatoryumu 2005’e kadar hastane olarak kullanılan bir yerdi. 2005 yılından bu yana bu binalar kullanılmadı. Kullanılabilir durumda da değil. Burası pandemi hastanesi olarak gündeme geldi. Biliyorsunuz İstanbul’da iki tane pandemi hastanesi açtık toplamda 2016 yataklı. Dolayısıyla şu an ilave hastane ihtiyacımız yok. Bu arsanın mülkiyeti Sağlık Bakanlığına ait değil. Milli Emlak’a ait. 2 yıldan fazla zaman önce Milli Emlak’tan Diyanet İşleri Başkanlığı’mıza tahsis edildiğini biliyoruz. Bizim şu dönemde pandemi hastanesine ihtiyacımız yok. Ama bu iki yıllık zaman diliminde Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın oraya yatırım yapmadığını herhangi bir inşaat yapmadığını biliyoruz. Eğer bu süreçte tahsis edilen amaç doğrultusunda değerlendirmeme noktasında bir irade beyanında bulunursa biz de bu süreçte pandemi hastanesine ihtiyacımız olmadığını söylüyoruz. Ama buna rağmen böyle bir irade ortaya konursa, sağlık amaçlı değerlendirmeyi gündememize alabileceğimizi söylemek istiyorum.”
Korona haberlerine gelince:
Kemal Kılıçdaroğlu’nun testi negatif
CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın koronavirüse yakalanmasının ardından filyasyon kapsamında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Covid-19 testi yapıldı. Kılıçdaroğlu'nun test sonucu negatif çıktı.
Konuyla ilgili CHP'den yapılan açıklamada "Parti Sözcümüz Faik Öztrak'ın Covid-19 test sonucunun pozitif çıkmasının ardından, filyasyon kapsamında Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na da test yapılmıştır. Test sonucu negatiftir. Covid-19 mücadelesindeki bütün vatandaşlarımıza, partililerimize acil şifa diliyoruz" denildi.
CHP milletvekilinden korona iddiası
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Covid-19 salgınına ilişkin açıklamada bulundu. Şu anda TBMM'de her 30 milletvekilinden birinin hasta olduğunu, hasta olup, tedavi gören belediye başkanları, siyasi parti liderleri bulunduğunu belirten Mustafa Adıgüzel, Türkiye'de her apartmana Covid-19'un girdiğini söyledi.
Adıgüzel, "Sağlık Bakanı, 'bugün ne verelim' diye düşünüp taşınıp bir sayı belirleyip, onu da Twitter'da yayınlamaktan öteye gitmeyen bir sağlık bakanıdır. Sağlık Bakanı, bu işleri artık bırakmalıdır" ifadesini kullandı.
Koca'nın açıkladığı vaka sayılarının gerçek tabloyu yansıtmadığını belirten Adıgüzel, bugün açıklanacağını iddia ettiği koronavirüs tablosunu basın mensupları ile paylaştı.
Gerçek koronavirüs tablosunun bu olmadığını belirten Adıgüzel, "Bu, Türkiye'nin dört bir tarafından meslektaşlarımızdan, Sağlık Emekçileri Sendikası'nın üyeleri, büyükşehir belediyeleri ve CHP'li belediyelerden aldığımız verilerle oluşturduğumuz bir tablodur" diyerek, kendisinin hazırladığı yeni tabloyu gösterdi.
Koca'nın vaka sayılarında bir sıfırı attığını dile getiren Adıgüzel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"16 bin yeni vakamız vardır. Bakan bir sıfır atmaktadır. Bu vefatlar da beş büyük ilimiz İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Antalya'nın salgının başından beri toplam vefat sayıları, belediyelerimizin kayıtlarında mevcuttur. Toplam vefat sayısı 8 bin 850'dir. Bu kentlerde 30 milyon insanımız yaşamaktadır. 30 milyon insanımızda 8 bin 850 ise bunu 82 milyon insanımızla oranladığımızda, Türkiye'de gerçek vefat sayısı 23 bindir. Türkiye'nin genelinde vaka sayısı ise 980 bindir. Bu da, Bakan'ın açıkladığı 285 bin rakamının yaklaşık dört katıdır. Türkiye'de her 40 kişiden birisi Covid ile tanışmış durumdadır."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca:
“Aktif hastaların yaş ortalaması 42. Yoğun bakım hastalarının yaş ortalaması ise 65. Virüsün sevdiklerimizi bizden ayırmaması için birlikte tedbirlere uymakta ısrar edelim. Güçlü MÜCADELE BİRLİKTE tedbirle mümkün.”
Bugünkü test sayısı: 107702
Yeni vaka sayısı: 1512
Ağır hasta sayısı: 1209 (Dün: 1181)
Bugünkü vefat sayısı: 58 (Dün: 55) Yapılan test sayısının vaka sayısına oranı dün 1,50 iken, bugün azalarak 1,40 olmuş. Bu oranda testlerin kimlere yapıldığı da çok önemli tabii. Ağır hasta sayımızın günlerdir sürekli artması kötü haber.
Yoğun bakımda yatmak maske takmaktan çok daha zor.
Lütfen “Maske, Mesafe, Hijyen” kuralını unutmayalım.
“Günün Yazarı” olarak 110 yıl önce sonsuzluğa uğurladığımız ve bugün 158. doğum günü olan Amerikalı yazar O.Henry’i seçtim. Saygıyla anıyorum.
O. Henry 11 Eylül 1862 tarihinde, ABD’nin North Carolina eyaletinin Greensboro kentinde doğdu. Asıl adı William Sydney Porter’dır. 1901 yılından itibaren 'O.Henry' takma adını kullandı. Doğduğunda aldığı ikinci ismi Sidney'in yazım şeklini 1898 yılında Sydney olarak değiştirdi.
Varlıklı bir ailenin çocuğu idi. Kısa bir süre öğrenim gördü ve on beş yaşında, eczacı olan amcasının yanında çalışmaya başladı. 1882’de gittiği Texas’taki büyük bir çiftlikte iki yıl geçirdi. Daha sonra Austin’a yerleşti ve burada çeşitli işlerde çalıştıktan sonra, bir bankada veznedar olarak iş buldu.
1887’de evlendi. O sıralarda küçük öyküler yazmaya başlamıştı. 1894’te haftalık bir gülmece dergisi çıkarmaya girişti. “The Rolling Stone” adlı bu dergi başarısızlığa uğrayınca ertesi yıl Houston’a gitti ve Houston Post gazetesinde muhabir, yazar ve arada da çizer olarak çalışmaya başladı. 1896’da, bankada çalıştığı sırada zimmetine para geçirmiş olmakla suçlandı. Aslında bir teknik hatadan kaynaklanan ve kendisinin hiçbir zaman kabul etmediği bu suçlama üzerine önce New Orleans’a, oradan da Honduras’a kaçtı. Başka kaçaklarla arkadaş olarak onlarla birlikte Güney Amerika’yı baştan başa dolaştı. 1897 başlarında, önceden de tüberkülozlu olan karısının sağlık durumunun iyice kötüleştiği haberini alınca Austin’a döndü.
Artık kaçak yaşamak istemediğinden mahkemeye çıkmak üzere teslim oldu. Mahkeme, insancıl bir yaklaşımla hasta karısının yanında kalmasına izin verdi. Karısının ölümünden sonra başlatılan yargılama sürecinin sonunda 5 yıl hapse mahkum oldu. Lehine bazı kanıtlar olmasına rağmen duruşmalar boyunca suskun kaldı ve kendini savunmadı. Porter yargılanarak beş yıl hapis cezasına çarptırıldı ve 1898’de Ohio Eyalet Cezaevi’ne girdi. Burada kaldığı sürede geceleri revirde çalışırken, kızına maddi destek sağlamak için bol bol yazmak olanağını da buldu. ABD’nin güneybatısında ve Güney Amerika’da geçen serüven öyküleriyle kısa sürede tanınmış bir yazar oldu. İyi halinden ötürü üç yıl üç aya indirilen cezasını tamamladıktan sonra bir süre akrabalarının yanında kaldı. 1902 yılında New York’a yerleşti. O. Henry adını kullanmaya başladı ve yoğun bir çalışma dönemine girdi. Yüksek verimliliğine ve öykülerinin çok tutulmasına karşın, kazandığını savurganca harcaması ve alkole düşkünlüğü nedeniyle yaşamının son dönemini maddi sıkıntı içinde ve sağlıksız geçirdi. 5 Haziran 1910 tarihinde Amerika’nın New York eyaletinde hayata veda etti.
Çeşitli dergilere yazdıklarının yanı sıra, 1903 sonundan 1906’ya değin World dergisi için her hafta bir öykü yazdı. 1904’te yayımladığı, ilk öykülerinden oluşan Cabbages and Kings ve New York kent yaşamı üzerine öykülerini topladığı 1906 tarihli The Four Million (“Dört Milyon”) adlı kitaplarını art arda basılan yapıtları izledi. Ölümünden sonra da çeşitli yapıtları yayımlandı. Öyküleri birçok dile çevrildi, sahne, sinema ve televizyon uyarlamaları yapıldı.
Yaşadığı çevreler ve tanıştığı kişilerinin yansımalarını ilk öykülerinde görmek mümkündür. Büyük kent yaşamını ele alan kısa öyküleriyle tanınmıştır. Yazar özellikle yazdığı öykülerin şaşırtıcı sonları ile ünlüdür.
O. Henry, Amerikan edebiyatında kısa öykü türünün büyük yaygınlık kazandığı bir dönemin en önemli yazarlarından biri olmuş, büyük kent gerçeğini dile getiren, özellikle New York’un sıradan insanlarının yaşamlarını konu alan öyküleriyle önem kazanmıştır. Yalın bir üslupla gülünç, çarpıcı öyküler yazmış, yoksul bir çiftin birbirlerine yılbaşı armağanı almalarını anlatan en tanınmış öyküsünde, kadının kocasına bir saat zinciri alabilmek için saçlarmı, erkeğin ise karısına alacağı tarak takımı için saatini satmaları olayında olduğu gibi, sık sık acı rastlantılara ve beklenmedik sonlara başvurmuştur. Kişilerini yeterince işlememesi, anlatımını yer yer zedeleyecek denli çok ve gereksiz argo kullanması eleştirilmişse de, Amerikan kısa öyküsünün büyük bir ustası olarak kabul edilmiştir.
BAŞLICA ESERLERİ:
Cabbages and Kings, 1904; The Four Million, 1906, (“Dört Milyon”); Heart of the West, 1907, (“Batı’nın Yüreği”); The Voice of the City, 1908, (“Kentin Sesi”); Roads of Destiny, 1909, (“Kader Yolları”); The Two Women, 1910, (“İki Kadın”); Strictly Business, 1910; Sixes and Sevens, (ö.s.), 1911, (“Altılar ve Yediler”); Rolling Stones, (ö.s.), 1912; The Complete Writings of O. Henry, 14 cilt, (ö.s.), 1917, (“O. Henry’nin Bütün Yazıları”); O. Henryana, (ö.s.), 1920; Postscripts, (ö.s.), 1923, (“Notlar”); O. Henry Encore, (ö.s.), 1939, (“Tekrar O. Henry”).
Kısa hikayeler:
Hediye, Son Yaprak, Kızıl Şefin Fidyesi, Yirmi Yıl Sonra, A Retrieved Reformation
Filmler:
Son yaprak, Alias Jimmy Valentine, Strictly Business, Lootera, Last Leaf, A Double-Dyed Deceiver.
Yurdumuzda ve dünyada hangi özel günler var bugün, bir bakalım:
Bursa’nın Kurtuluş Günü
11 Eylül 1922 tarihi Bursa’nın Türk ordusu tarafından Yunan işgalinden kurtarıldığı tarihtir. Bursa, 2 yıl, 2 ay 2 günlük işgalden sonra 11 Eylül günü kurtarıldı. Yunan askerlerinin şehirden çekilmesinde, Türk ordusunun olduğu kadar, silahlı milislerin de katkısı büyük olmuştur. Bursa’nın ve Bursalıların 98. kurtuluş yıldönümü kutlu olsun.
Bugün tarihte neler olmuş, bir bakalım mı?
11 Eylül 1526 - Osmanlı Ordusu'na bağlı birlikler Macaristan Krallığı'nın başkenti Budin'e girdi.
11 Eylül 1853 - Elektrikli telgraf ilk kez kullanıldı.
11 Eylül 1855 - Osmanlı Ordusu, müttefikleriyle beraber Sivastopol'a girdi.
11 Eylül 1919 - Sivas Kongresi’nin 8. Umumi toplantısında 'İrâde-i Milliye' adıyla bir gazetenin çıkarılmasına karar verildi.
11 Eylül 1919 - Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti, Sivas Kongresi'nin son günü kuruldu.
11 Eylül 1919 - Amerikan Deniz Piyadeleri Honduras'ı işgal etti.
11 Eylül 1922 - Türk Kurtuluş Savaşı: Türk Ordusu, Yunan İşgali altındaki Bursa'ya girdi.
11 Eylül 1923 - Mustafa Kemal, Halk Fırkası Başkanlığı'na seçildi.
11 Eylül 1926 - Ankara otomatik telefon santrali işletmeye açıldı.
11 Eylül 1941 - Van Gölü ve çevresinde deprem: 194 kişi öldü, 36 köy tamamen yıkıldı.
11 Eylül 1944 - Türkiye, Mihver devletlerinden gelebilecek sığınmacılara karşı sınırlarını kapattı.
11 Eylül 1954 - Ankara'da Kıbrıs Türktür Komitesi kuruldu.
11 Eylül 1957 - Ankara'da sağanak yağış sele yol açtı; Bent Deresi taştı, 133 kişi sele kapılarak öldü.
11 Eylül 1973 - Şili'nin ilk sosyalist Başkanı Salvador Allende, Pinochet önderliğindeki ordu tarafından devrildi. Darbe sırasında Allende öldürüldü.
11 Eylül 1980 - Şili'de yapılan referandumda, General Augusto Pinochet'nin görev süresi 8 yıl uzatıldı.
11 Eylül 1992 - TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) Hayrettin Karaca ve Nihat Gökyiğit tarafından kuruldu.
11 Eylül 1994 - Devrimci-Sol örgütünün firari lideri Dursun Karataş, Fransa'da yakalandı.
11 Eylül 1994 - İstanbul DGM, Cumhuriyet gazetesini kapattı. Gazetenin terörle mücadele yasasına aykırı yayın yaptığı ileri sürüldü.
11 Eylül 1996 - Eski Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir'in üç kadın Avrupalı parlamentere "fahişe" demesiyle ilgili yargılama sonuçlandı. Gökdemir 500 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm oldu.
11 Eylül 2001 - 11 Eylül saldırılarında 2976 kişi öldü, 6291 kişi de yaralandı.
11 Eylül 2010 - 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası yarı final maçında Türkiye Sırbistan'ı 83-82 yenerek finale yükseldi.
11 Eylül 2012 - İstanbul Gazi Polis Merkezinde patlama meydana geldi, bir polis yaşamını yitirdi, dört polis ve dört vatandaş yaralandı, patlamayı DHKP-C üstlendi.
11 Eylül 2012 - Kuzey Kore'de yer alan ve ülkedeki birçok yapının minyatür şeklinde kopyalarını barındıran Pyongyang Folklor Parkı'nın açılışı yapıldı.
Bugün kimlerin doğduğuna gelince:
11 Eylül 1743 - Nikolaj Abraham Abildgaard, Danimarkalı ressam (ö. 1809)
11 Eylül 1862 - O. Henry, Amerikalı öykü yazarı (ö. 1910)
11 Eylül 1877 - Feliks Dzerjinski, SSCB'li Bolşevik önder ve ilk istihbarat servisi Çeka'nın kurucusu (ö. 1926)
11 Eylül 1885 - D. H. Lawrence, İngiliz yazar (ö. 1930)
11 Eylül 1889 - Helmuth Theodor Bossert, Alman asıllı Türk dilbilimci ve arkeolog (ö. 1961)
11 Eylül 1899 - Philipp Bouhler, Alman Nazi lideri (ö. 1945)
11 Eylül 1903 - Theodor W. Adorno, Alman filozof, sosyolog, müzikolog ve kompozitör (ö. 1969)
11 Eylül 1917 - Ferdinand Marcos, Filipinler Devlet Başkanı (ö. 1989)
11 Eylül 1926 - Yevgeny Belyaev, Rusya Kızıl Ordu Korosu solisti ve tenor (ö. 1994)
11 Eylül 1928 - Adam West, Amerikalı oyuncu (ö. 2017)
11 Eylül 1929 - Burhan Doğançay, Ressam ve fotoğrafçı (ö. 2013)
11 Eylül 1935 - Arif Erkin Güzelbeyoğlu, Mimar, müzisyen, tiyatro ve sinema oyuncusu.
11 Eylül 1935 - Arvo Part, Estonyalı besteci.
11 Eylül 1940 - Brian De Palma, Amerikalı film yönetmeni.
11 Eylül 1945 - Franz Beckenbauer, Alman futbolcu.
11 Eylül 1957 - Brad Bird, Amerikalı sinema yönetmeni, animatör ve yapımcı.
11 Eylül 1958 - Altan Tan, Yazar ve siyasetçi.
11 Eylül 1958 - Roxann Dawson, Amerikalı oyuncu ve yönetmen.
11 Eylül 1961 - Virginia Madsen, Amerikalı oyuncu
11 Eylül 1964 - Victor Wooten, Amerikalı müzisyen.
11 Eylül 1965 - Beşşar Esad, Suriye Devlet Başkanı.
11 Eylül 1965 - Moby, Amerikalı müzisyen.
11 Eylül 1967 - Harry Connick, Jr., Amerikalı müzisyen ve oyuncu.
11 Eylül 1969 - Gidget Gein, Amerikalı müzisyen (ö. 2008)
11 Eylül 1970 - Fanny Cadeo, İtalyan oyuncu ve model.
11 Eylül 1974 - Mehmet Emin Toprak, Oyuncu (ö. 2002)
11 Eylül 1977 - Ludacris, Amerikalı müzisyen.
11 Eylül 1981 - Özlem Türay, Tiyatro oyuncusu.
11 Eylül 1982 - Elvan Abeylegesse, Etiyopya asıllı Türk atlet.
Bugün kimler ölmüş derseniz?
11 Eylül 1937 - Nazmi Ziya Güran, Ressam ve sanat eğitimcisi (d. 1881)
11 Eylül 1948 - Muhammed Ali Cinnah, Pakistan'ın kurucusu (d. 1876)
11 Eylül 1970 - Giuseppe Vaccaro, İtalyan mimar (d. 1896)
11 Eylül 1971 - Nikita Kruşçev, Sovyet devlet adamı (d. 1894)
11 Eylül 1973 - Salvador Allende, Şili Devlet Başkanı (darbe sonucu parlamentoda öldürüldü) (d. 1908)
11 Eylül 1982 - Faruk Güvenç Müzik eleştirmeni (d. 1926)
11 Eylül 1994 - Jessica Tandy, Amerikalı aktris (d. 1909)
11 Eylül 2000 - Ergun Köknar, Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu ve gazeteci (d. 1934)
11 Eylül 2003 - Anna Lindh, İsveçli siyasetçi (d. 1957)
11 Eylül 2003 - John Ritter, Amerikalı aktör (d. 1948)
11 Eylül 2006 - Joachim Fest, Alman yazar (d. 1926)
11 Eylül 2007 - Cem Gürdap, Sinema oyuncusu (d. 1955)
11 Eylül 2011 - Andy Whitfield, Avustralyalı oyuncu (d. 1971)
11 Eylül 2016 - İshak Alaton, İş adamı ve Alarko Holding Onursal Başkanı (d. 1927)
Bugün olan başka şeyler de var tabii.
Ama bunlar benim seçtiklerim.
Sevgiyle, huzurla ve ille de aşkla başlıyoruz yine sabaha.
Sağlıklı, kolay ve olabildiğince keyifli bir gün diliyorum hepinize.
Gülümsemeyi de unutmuyoruz elbette.
Merhaba Türkiye.
Merhaba Cuma.
Merhaba #HaberHürriyeti okurları...
Hatice Nayır
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.