AYAĞIN PAYI
- Mabeyinci saraydan kovulmuş mu?
- Kovulalı bir hafta oluyor.
- Neden? Padişahın has adamı değil miydi?
- Öyleydi. Sarayın aşçısı anlattı. Şöyle olmuş.
Şu tanınmış Meddah var ya.
Padişaha demişler ki;
“Padişahım asıl adını kimse bilmiyor. Herkes Meddah diyor. Mutlaka izlemelisiniz. Yani bu meddah, meddah adını hak ediyor. Meddah ne yapar? Öyle taklitler yapıyor ki, hoş öyküler, fıkralar anlatıyor ki, eğlendiriyor ki Meddah adını hak eden bir sanatçı. İzlemelisiniz…”.
“Anlattılar. Dışarıyla olan ilişkilerime bakan, buyruklarımı ilgililere bildiren, bazı kişilerin dileklerini bana ileten görevlim mabeyinciye sabah söyledim. Çağırmaya gitti.”.
O sıra gözükmüş kapıda mabeyinci. Yanında Meddah.
“Padişahım. Mabeyinciniz olarak Meddah efendiyi sunarım.”.
“Padişahım her on beş günde bir gelirim. Bir saat kalırım. Öyküleri, taklitleri ve fıkraları aynı gelişte anlatmam. Her gelişte birini.”.
Demiş ve ilk gelişte öyküler anlatmış. Padişah hoşnut. Vezirler hoşnut. Padişah;
“Ağzına sağlık Meddah. Sana on altın. Hak ettin!”.
On beş gün sonraki gelişinde taklitlerini yapmış Meddah, padişahla vezirlerinin. Saraydakilerin. Aralarındaki konuşmaların. Ordu komutanlarının. Yenicerilerin. Kopmuş herkes gülmekten.
Padişah hoşnut. Vezirler hoşnut. Padişah;
“Ağzına sağlık Meddah. Sana yirmi altın. Hak ettin!”.
On beş gün sonra gelmiş huzura Meddah. Başlamış ilk fıkrasına…
“Günlerden bir gün adamın birisi camiye elinde kocaman bir bıçakla camiye dalar ve cemaate sorar:
– Müslüman olan birisi var mı?
Cemaat korkudan sesini çıkaramaz. Sessizlikten sonra yaşlı bir amca ayağa kalkar:
– Ben Müslümanım.
Bıçaklı adam ve yaşlı amca camiden çıkar, dışarıdaki inek sürüsünü gösterip:
– Amca şunları kurban edeceğim fakat ben beceremedim yardım edebilir misin?
Yaşlı amca baya bir kurbanlık kestikten sonra ‘Ben yoruldum başka birisini bul’ der.
Adam bu kez kanlı bıçaklı camiye girer ve sorar:
– Aranızda başka Müslüman var mı? Bıçakların kanlı olduğunu gören cemaat yaşlı amcayı kestiğini düşünür ve daha çok korkarak bir anda caminin imamına bakar, imam:
– Ne bakıyorsunuz ula! Birkaç rekat namaz kırdırdık diye hemen Müslüman mı olduk?”.
İnler gülmekten salon. Sürdürür Meddah…
“Nasrettin Hoca’ya sormuşlar;
- Hz. Nuh’un gemisine zeytin dalını getiren güvercin dişi miydi erkek miydi?
Hoca yanıtlar hemen:
- Erkek. Dişi olsaydı: çenesini uzun zaman kapalı tutamazdı.”.
İnler gülmekten salon. Sürdürür Meddah…
“Nasreddin Hoca kahvede oturmaktadır. Dürter yanındaki.
- Bak Hocam karşıda bir tepsi baklava gidiyor.
Hoca omuzlarını silkerek:
- Bana ne!
- İyi de Hocam sizin eve gidiyor…
- Sana ne!”.
İnler gülmekten salon. Sürdürür Meddah…
“Hocanın eşi sizlere ömür. Altı ay kadar sonra
- Hocam bu yaşta yalnızlık olmaz. Hadi seni everek.
- Peki. Boyu boyuma, huyu huyuma uygun olsun.
Ararlar tararlar. Bulurlar birini. Everirler.
Olur sabah. Hoca gelin hanımı görmemiştir. Bir de bakar ki en sevmediği tip. Sorar gelin hanım nazlı sesiyle:
- Hocam ben sizlerden kime görüneyim, kime görünmeyeyim?
- Bana görünme de kime istersen ona görün.”.
İnler gülmekten salon. Sürdürür Meddah…
“Nasreddin Hoca kasabada girer dükkâna. Şu siyah gömleği deneyeyim. Dener. Çıkarır. ‘Şu çizgili yeleği de” der. Giyer.
- Bu yakıştı. Hadi bana eyvallah.
Der. Yönelir kapıya.
Seslenir dükkâncı.
- Hocam bir şey unutmadın mı?
- Neyi unuttum?
- Yeleğin parasını vermeyi unuttun Hocam.
- Gömleği bıraktım ya.
- Gömleğin parasını vermedin ki…
- Sen de bir tuhafsın evladım. Almadığım şeyin parasını neden vereyim?
İnler gülmekten salon. Sürdürür Meddah…
“Çalınır kapısı hocanın. Açar. Bir adam.
- Buyur evlat
- Hocam bir rüya gördüm. Anlamadı kimse. Nasreddin Hoca bilir, dediler.
- Anlat evladım.
- Rüyamda gidiyorum... 3 gün mü desem, 30 gün mü desem, 300 gün mü desem, bilmiyorum. Ağaç gördüm. 3 mü desem, 30 mu desem, 300 mü bilmiyorum. Gene gidiyorum… Çeşme gördüm. 3 mü desem, 30 mu desem, 300 mü desem bilmiyorum. Gene gidiyorum... Cami gördüm. 3 mü desem, 30 mu desem, 300 mü desem bilmiyorum. Gene gidiyorum...
- Tamam tamam evladım. Anladım.
Açar gözlerini falt aşı gibi, sorar ağzı kulaklarında;
- Çok sevindim hocam. Nedir rüyamın yorumu?
- Evladım Allah senin belanı verecek amma.. 3 gün mü desem, 30 gün mü desem, 300 gün mü desem bilmiyorum.
İnler gülmekten salon. Dolmuştur saati.
“Ağzına sağlık Meddah. Sana kırk altın. Hak ettin!”.
Olmaz, demiş Meddah: ‘Kırk altın istemem. Yatırın falakaya. Kırk sopa isterim’.
Saşkın şaşkın bakan padişahla vezirlerin yüzünde gezdirmiş gözlerini;
“Ancak yirmi sopa bana, yirmi sopa mabeyinciye. Her keresinde ‘bir daha çağırmam. ‘Ayağın payı’ deyip, verdiğiniz altınların yarısını alıyor. Altında ortak, sopada ortak.”.
Bulmuşlar altınları odasında. Vermişler tüm altınlarını Meddah’a...
…Mabeyinceye de ayağının payını.
* * *
Murat Tepebaşılı
(Fıkralardan devşirme)
*
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.