Bir roman kadar uzun ve yazılan her satırda insana yoğun, oylumlu düşünceler yükleyen öyküler… Bu da düşüncelerimin yoğunluğunda, belleğime zaman celladını düşündürdü!
Kuşku, bilgilenme ve sorgulamada başlıca güç kaynağıdır. Gizli güç kaynağı. Kentin alt katman bireyi içinse, ekonomik kuşku-kaygı durumu, tam bir yaşam kaosudur. Toplumbilimcilerin, “endüstri sarsıntısı, anlamsızlık korkusu” diye tanımladıkları kent boşluğunu, hiç yabancılık çekmeden kavrayacaktır, bu hafta ve bu sayfanın konuğu yazarımız ‘Yaka’nın okuru… Benzer içgücü baskılarını yaşayan okur… Nedeni saymakla bitmeyebilir dalga dalga anılar sahiline vuran hüzünlerin. Kent ki; “fiziksel yansıma/içsel yansıma” düşüncelerindedir! Ve yazarın düşüncelerinde realite ‘flu’dur. Oysa okura aktarmak istediği ve realitenin;
“… Derin bir nefes alıp açtım kapıyı ve ömrümde görmediğim kadar siyah gözlerle karşı karşıya kaldım. Az önceki serin esintinin bir eşiyle ürperdim. Hırkama sarılıp ‘ne istiyorsun?’ der gibi baktım o derin karanlığa…” (**)-(sy.87).
Ve yazar; düşüncelerinde berraklaşmışsa, billurlaşmışsa, dağarcığında da olgunlaşmış söz ise, “tasavvurun sınırı çöküş” dendiğinde başka sözcük kalmaz herhalde kaygı için. Yoksa şehrin çöküşü mü metropolleşme? Duygusal çoraklık? Kesintisiz yoksullaşma…
Yazarımız ‘Bahar Yaka’, okunması ve yorumlanmasından keyif aldığım bir kitaba imza atmış. Bu kitabın, yorumlamak için kısa bir paragrafını aldım. Çünkü yorum için paragraflara boğmak istemedim yorumu… Birbirinden güzel öykülerle kotardığı ‘Dıablo’nun Günlüğü’ kitabında yer alan düşünceleri ve anlatımlarındaki imgesel iklim sağanaklarına yakalanmış bir kez. Üstelik ateş yoluna da çıplak ayakla basmış! Hem de güçlü adımlarla basmış, sözü ve yoğun anlamla içerikleri yüklü konuları ‘dert’ edinmekle…
‘Yaka’, “akik” değerde imgeler ve yazımlar arayacağını, konulara girdaplar yüklerken de biliyor muydu? Arayışını iddialı biçimde sürdürmese, yeni-farklı akortla yanaşamaz yazım mabedine… Hiçbir yazar, bu anekdotlardan uzaklaşarak, bu minvallerin dışında kuramaz söylemini. Çünkü edebiyatın sorgulanmasında bilinen ve daha önce bir şekilde söylenmiş kavramlar, ayrıntılar üzerine çatılmalıdır! Çatılmalıdır, çünkü yaşanmışlıklarla beraber omurgasının zayıf düşmemesi için…
Ve aydın kimlikli çağ tanığı, zaman tutanakçısı için böylesine net izlenimler ekiyor okuyucusunun ufkuna, ‘Bahar Yaka’nın ‘Dıablo’nun Günlüğü’ kitabı…
(*) ; ‘Bahar Yaka’ kitabı
(**) ; sayfa 87 (Dıablo’nun Günlüğü öyküsünden)
(***) ; 109 sayfa, basım Ağustos 2018
(****) ; 19 öykü – ‘Edebiyatist Yayınları’
(*****) ; Kitapta yer alan, ‘Bir Bayram Sabahı’ ve ‘Dıablo’nun Günlüğü’ öyküleri ödül almıştır…
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.