Bugün 30 Ağustos..
Büyük zaferin yıldönümü..
Anadolu zincirlerini kırdı bugün..
Emperyalizmi ülkeden kovdu..
Kanıyla özgürlüğüne kavuştu..
Savaşanlar bir avuç kahramandı..
Kahramanca savaştılar..
Ülkenin her yerine zafer abideleri diktiler..
Peki, ya korkaklar?..
Resmi tarihimiz yazmaz onları..
Resmi tarihin magazin versiyonu Çılgın Türkler, korkak Türkler’i hiç yazmaz..
“Türkler kahramandır” derler..
Ninni dinletirler..
Biz yazalım o zaman..
Yazalım ki, 30 Ağustos’un önemi daha iyi anlaşılsın..
*. *. *
İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan..
Ve perde arkasında Amerika..
Ve sözde müttefik Almanya..
Kanını emmişti, Anadolu’nun..
Yıllardır emperyalizm ile savaşıyordu Anadolu..
Cepheden cepheye koşuyordu..
1911 Trablusgarp..
1912-1913 Birinci ve İkinci Balkan Savaşı…
Ardından 4 yıl süreli bir Dünya Savaşı..
Sonra 1915 Çanakkale Muharebesi…
Asker savaşmaktan haraptı..
Her evde şehit vardı..
Çocuklar yetim kalmıştı..
Analar gözyaşı döküyordu..
Mustafa Kemal’in söylediği gibi, “halk yorgun ve yoksuldu..”
Herşeye katlanılıyordu ama..
En moral bozucusu asker kaçaklarıydı..
Binlercesi kaçıyordu..
Korkak tavşanlar gibi kaçıyordu..
Bilmiyorlardı ki, tavşan korktuğundan kaçmaz..
Kaçtığı için korkardı..
*. *. *
1918 yılında, Türk ordusunda asker kaçağı sayısı 300 bini geçmişti..
Bunlar sadece kaçmakla kalmıyor, doğdukları yerlere dönüp hırsızlık, soygunculuk, yağmacılık yapıyordu..
Ordunun gıdasını bile gasp edenler vardı..
Subayları bile vuruyorlardı..
1919 yılında asker kaçağı sayısı o kadar arttı ki, bazı birlikler, aldıkları görevleri yerlerine getiremiyor, yiyecek ve cephane depolarını koruyacak ve nakliye işlerini yapacak er bulmakta zorlanıyordu..
Hatta kaçak olaylarının düşman tarafından anlaşılmaması için subaylar er elbisesi giyerek devriye geziyordu..
1921 yılında Sakarya Savaşının başında kaçak asker sayısı 39 bin 809’du..
Savaş sonunda bu sayı 48 bin 335’e yükseldi..
1922 Büyük Taarruzda asker kaçakları neredeyse ordudan bile fazla duruma gelmişti..
* * *
Ordu kaçakları önlemek için ölüm cezası veriyordu..
57.Tümen Komutanı Albay Şefik Bey, birlik komutanlarına bir emir vererek, kaçakları yargılamadan vurun demişti..
Mustafa Kemal de 1920′ de vatanın çıkarlarına aykırı, memleketin huzur ve asayişini bozanların din ve milliyet farkı gözetilmeksizin şiddetle cezalandırılmalarını emretmişti..
Bir Deli Halit Paşa vardı..
Kurtuluş Savaşının komutanlarından..
Çerkez Halit..
İki silah taşırdı..
Bir sağında, biri solunda..
Turnayı gözünden vururdu..
Sağ taraftaki silahının adı namuslu idi..
Sol taraftakinin namussuz..
Savaş alanında yüksek bir yere oturur..
Sağ elindeki namuslu ile düşmanı..
Sol elindeki namussuz ile askerden kaçanı öldürürdü…
Ateş ederken de bağırırdı..
“Oğlum vatan bizimdir, kaçan haindir”
*. *. *
İşte böyle bir ortamda kazanıldı büyük zafer..
30 Ağustos sadece Anadolu’nun değil, ezilen tüm halkların zaferiydi..
Çünkü, yüreklerini özgürlük sevdalarıyla dolduranlara ölümün hükmü yoktu..
Bir avuçtular..
Ölümü yok saydılar..
Zafere ulaştılar..
Onlar yorgun savaşçılardı..
Yorgun savaşcılar, şehit oldu, gazi oldu, vatanı kurtardı..
Peki ya kaçanlar?..
*. *. *
30 Ağustos büyük zaferden sonra emperyalizm ülkeden kovuldu..
Cumhuriyet kuruldu..
Tarih 9 Şubat 1925 idi..
Mecliste bütçe görüşmeleri vardı..
Yukarıda sözünü ettiğimiz Deli Halit Paşa da milletvekili olmuştu..
Şehit ve Gazi ailelerine zam yapılması için önerge verdi..
Para yok, bütçe müsait değil dediler..
Deli Halit Paşa çok kızdı..
Adı gibi deliye döndü..
Sesi meclis koridorlarında çınladı..
“Vatanı kurtaran bir avuç kahramana bunu yapamazsınız..Ben Kars’ta Ermenilerden yetmiş araba mücevher alıp Ankara’ya gönderdim. Ne oldu bunlar?” diye haykırdı..
Meclisin ortasında vurdular..
Düşmanın yapamadığını yaptılar..
Kahpece arkasından vurdular..
Üç gün mecliste can çekişti..
Doktor bile çağırmadılar..
Sonra cinayetin üstünü kapattılar..
*. *. *
Yorgun Savaşçıların gerçek tarihini Kemal Tahir yazmıştı..
Romanını yasakladılar..
Filmini yaktılar..
“Ceddin deden, neslin baban..
En kahraman Türk Milleti” dediler.
Milleti uyuttular..
Ondandır Nazım Hikmet’in bu şiiri..
“Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
Sakarya’da, İnönü’nde, Afyon’dakiler
Dumlupınar’dakiler de elbet
ve de Aydın’da, Antep’te vurulup düşenler,
siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar,
satıldık, uyanın!
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi!
uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir! ”
www.haberhurriyeti.com / SEDAT KAYA
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.