Ormanlar 5 yıl boyunca kullanılması için şirketlere satılacak.
Ormanı alan holdingler artık kendi bölgelerine bırakın vatandaşı isterlerse ayıyı bile sokmayabirler yani.
Düzenlemeyle birlikte, artık ormanlardaki canlı ve dikili ağaçlar ‘orman ürünü’ sayılarak piyasaya sunulacak.
Bir ağacın orman ürünü olabilmesi için, Orman Genel Müdürlüğü tarafından işlenip ‘tomruk’ haline getirilmesi gerekiyordu geçmişte oysa.
Anlayacağınız;
Artık Orman Genel Müdürlüğü ormanları gençleştirmek ya da seyreltmek amacıyla orman ağaçlarını kendisi kesip, işleyip satmayacak.
Bunun yerine;
Seyreltme veya gençleştirme yapmak istediği ormanları ihaleyle en çok parayı veren şirket ve holdinglere tahsis edecek.
Tahsis süresi bitti diyelim;
Aynı firma aynı yeri eğer isterse tekrar alabileceği gibi daha verimli gördüğü başka bir ormanlık alanı da bünyesine dahil edebilecek.
Ormanı ihaleyle alan şirketler, önceden işaretlenmiş canlı ağaçları diledikleri zaman kesip diledikleri gibi işleyecek ya da satacaklar.
Önceden işaretleyecek ya da işaretlenmesi gerektiğine hükmedecek olan noktası mı?
O da ‘Parayı veren düdüğü çalar’ doğal olarak.
Bölge sınırlaması yok.
Tahsisi bir kuruluşa holdinge verilmiş ormanda gezinip, deniz kıyısında isek çimip (yıkanma-yüzme), piknikleyebilecek miyiz?
Adamın kendi bölgesi.
Bırakın vatandaşı, dilerse ayıyı bile sokmaz.
Olay Dünya Bankası olayıymış aslında.
Araştırdım;
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Araştırma görevlisi araştırmış.
Kaynak o.
Bülent Duru.
‘Ormanların Özelleştirilmesi, Kıyılar ve Dünya Bankası
Doğal Değer mi, Ekonomik Kaynak mı?’ başlığı var araştırmasında.
Sonuç kısmında özetle şöyle izah ediyor olayı;
”Dünya Bankası,yalnızca ekonomi dünyasını etkilemekle kalmıyor.Bütün kamuyönetiminde ve bu arada çevre yönetiminde de geri çevrilmesi zor yapısaldönüşümlerin temellerini atıyor.Hiçbir çevresel ve kültürel değer kaygısıtaşınmıyor.Kıyı ve orman alanlarının satışından elde edilecek gelirin ekonomikkrizden çıkış yollarından biri olarak görülmeye başlanmış durumda.Ekonomi ve kamuyönetimini Dünya Bankası ile diğer uluslararası finans örgütleri ilkeleri doğrultusundabiçimlendirme süreci var.Süreç; Kredi verilen ülkelerin kamuyönetimlerini yeniden yapılandırma,devleti küçültme,kamu giderlerini azaltma, özel sektör yönetim tarzını kamu yönetimine yansıtma veen önemlisi özelleştirme uygulamalarını hızlandırma içeriyor.Banka Türkiye’nin ormanlarını, bu arada -ormanların büyük bölümü kıyı alanlarındabulunduğundan dolayı- kıyıları da satılması gereken alanlar olarak öneriyor.Bankanın çevre birimlerince hazırlanan ve “doğa-insan” odaklı olmasıbeklenen raporlar aslında yalnızca “ekonomi-kalkınma” odaklı.Dikkati çeken şeylerden biri;Devletin bu alanlardakiişlevinin oldukça azaltılmış, yalnızca eş güdümün sağlanması, yönetimin aksamaması için uygun koşulları yaratmakla sınırlanmış olduğu.Kimi yerlerde, bualanların yönetim sürecinde kamu kurumlarının ve özellikle de yerel yönetimlerinönemli rolleri bulunduğu belirtilse de uygulamada özel kesim daha ağır basacak.Özellikle az gelişmiş ülkelerde, merkezi ve yerel yönetimlerin çok da etkili olamadığı,yönetimin işleyişinde türlü sorunlar bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda, özelkesimin güçlü bir aktör durumuna gelecek.Banka, orman ve kıyıları -tıpkı çevre politikalarında olduğu gibi- ekonomikkalkınma çerçevesinde ele alıyor.Buradaki sıkıntıları ekonomik kalkınmanınönünde bir engel oluşturduğu ölçüde bir sorun olarak görüyor.Doğal ve kültürel değerlerin korunması, yok olmakta olan canlı türlerinin koruma altına alınması, ancak ekonomik kalkınmaya katkı sağladığı ölçüde gündemegeliyor.Bu alanlardaki doğal yaşamın, doğal değerlerin korunması ikinci planda.Ormanların korunması ve işletilmesi ile ilgili politikaları içeren belgede de buraların ekonomik potansiyelinin çevresel değerlerinden daha
önemli görülüyor.Önerilerde; Çevresel değil, ekonomik bakışaçısı egemen.Rekabetin önündekiengellerin kaldırılmasının, devlet müdahalesinin sınırlandırılmasının, pazararaçlarından yararlanılmasının gündeme getirilmesini ve “kirleten öder”, “özel kaynak muhasebesi” gibi ilkelerin önerilmesi bundan.”
Anladığım şu;
Ayı için bir giriş ayrıcalığı ihtimali söz konusu gibi sanki.
O da ‘para edip etmediğine’ bağlı!
www.haberhurriyeti.com / OĞUZ ÖRNEK
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.