Günün İçinden - 25.10.2023

Güzel bir gün dileğimle mutlu sabahlar ve tüm dostlarıma, okurlara günaydınlar…

Neşeli ve güleç yüzlü güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle, biraz tebessüm ederek yazıya başlayalım…

Tebessüm

İKİMİZE DE YETER

Evlenme teklif ettiği kızdan ret cevabı alır:

-Ama ben sizi sevmiyorum ki!

Delikanlı istifini bozmadan cevaplar:

-Olsun, benim aşkım ikimize de yeter!

İLK AŞK

Evliliklerinin üstünden henüz bir ay geçmiştir. Mutlu koca genç ve güzel karısına sarılır :

-İlk aşk ne kadar tatlı, ne heyecanlı değil mi?

Genç karısı yanıtlar:

-Evet... Ama seni tanıdığıma da memnunum...

TREN BEKLİYORUM

Yeni evli bir çift tren hatlarına yakın bir yerde ev almışlar. Evin beyi her sabah işe gittikten sonra trenler geçmeye baslarmış ve yatak odasında bulunan elbise dolabının kapıları gıcırdarmış. Buna sinirlenen evin hanımı bir sabah eşi gittikten sonra çağırmış marangozu. Adam bakmış:

-Anlamadım bir sorun yok, demiş.

Evin hanımı:

-Ama tren geçerken gıcırdıyor, beni sinir ediyor, demiş.

Marangoz bizimkine:

- İyi, demiş, sen işlerine bak ben dolabın içine girerim. Tren geçsin bir bakayım nerede arıza var.

Kadın:

-Tamam, demiş evin işlerine koyulmuş. Evin reisinin geri geleceği tutmuş bakmış bir çift erkek ayakkabısı kapıda. Dalmış eve aramış taramış yatağın altına bakmış kimse yok. Bizimki açmış elbise dolabını, adamın biri sinmiş bekliyor.

-Ne işin var senin burada, demiş bizimki. Adam da ürkek bir sesle cevap vermiş:

-Şimdi tren bekliyorum diyeceğim, ama inanmazsın ki!

Dipnotum

Şiirin kökeni - 3

(Dünden devamla…)

Önce her ifadenin bir iletişim, her iletişim olgusunun bir bildiri olduğu üzerinde anlaşmak gerekir. Salt ses imgesi gibi görünen dil işareti, gerçekte ses imgesiyle (anlamlananla) anlamın, bölünmez bütünlüğünden oluşmaktadır. Dil işaretinin bölünmezliği açısından, bir sözcük olduğu kadar anlam, anlam olduğu kadar da sestir. Ne var ki, işlev bakımından, ses imgesinin dil işaretindeki görevi, anlamı taşımak, onu iletmektir. Bu nedenle, dilsel bir etkinlik, tanımı gereği, anlamsal bir olgudur, bir bildiridir, iletişimdir. İletişim kavramı, yalnızca karşılıklı anlaşma koşuluyla sınırlamamak gerekir. İnsanların toplum yaşayışında birbirleriyle ilişkiye girme gereksiniminden başka, duygularını dışa vurmak gibi ifadense ve bu duyguları ve düşünceleri güzel bir biçimde örgütlemek gibi estetik gereksinimleri de vardır. Ama bütün ifade biçimlerinin amacı, ifadenin içeriğini dışa vurmak, başkaları tarafından anlaşılır kılmak, yani iletmektir. Çok özel nitelikli bir bildiri olan şiir, ancak bu yolla, bir “kuşdili” değildir…

(Devamı yarın…)

Bir yazar / Bir öykü;

RIFAT ILGAZ

Hakkında

Mehmet Rıfat Ilgaz, (7 Mayıs 1911; Cide, Kastamonu - 7 Temmuz 1993, İstanbul), Türk şiir, roman ve öykü yazarıdır. Rıfat Ilgaz 82 yıllık yaşamına birçok eser sığdırmıştır.

Özellikle Hababam Sınıfı romanıyla tanındı. Hem yazılarında hem de kişisel hayatında toplumcu bir çizgi devam ettirdi. Türkiye'nin en çalkantılı siyasi dönemlerinde devam ettiği dergiciliği, aynı dönemdeki birçok yazar gibi, onun da adliye koridorlarında ve hapishanede zaman geçirmesine neden oldu. Oldukça üretken olan yazın hayatına şiirden mizah öykülerine, romandan çocuk kitaplarına birçok farklı alanda eser sığdırdı. Bir zamanlar toplatılan Karartma Geceleri eseri 2004 yılında 100 Temel Eser listesine girdi.

Rıfat Ilgaz 7 çocuklu bir ailenin 7. çocuğudur. Rıfat Ilgaz’ın doğum tarihi kimliğinde 7 Mayıs yazmaktadır fakat şairin doğum tarihi bu değildir ve tam olarak ne zaman olduğu bilinememektedir. Annesinin ifadesine göre şair doğduğunda çok kar vardır. Rıfat Ilgaz lise öğrenimini bugünkü adıyla Kastamonu Öğretmen Okulunda yapmıştır. Mezun olduktan sonra çeşitli yerlerde öğretmenlik yapmış ardından askere girmiştir. Askerden döndükten sonra 1936 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümüne girdi ve 2 yıl sonra mezun oldu. Daha sonra Adapazarı’na atanır fakat şair vereme yakalandığından dolayı görevine başlayamadan tekrar İstanbul’a dönmek zorunda kalır.

2.Dünya Savaşı onun eserlerini de etkileyecek ve o döneme ait eserleri incelendiği zaman savaşın etkileri hissedilmektedir.

1944 yılında mahkeme koridorlarıyla ve hapishaneyle tanıştı. 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hapishane de sağlığı iyice bozulmuştu hapishaneden çıktıktan sonra bir süre Heybeli ada Sanatoryum’ unda tedavi gördü. Daha sonra bir öğretmenliğe tekrar döndü fakat bu fazla uzun sürmedi öğretmenlik hakkını 1947 yılında tamamen kaybetti.

Rıfat Ilgaz ömrünü yazarak geçirmiş ve sürekli olarak yazdığı kitaplar toplatılmış, yazıları yüzünden birçok tehditler almış. Hepimizin severek izlediği Hababam Sınıfı filmi dahi sansür engeline takılmış daha sonra senaryo da oynamalar yapılarak sansürden geçilmesi sağlanmıştır. Rıfat Ilgaz memleketini çok sevdiğinden dolayı soyadı kanunuyla kendi isteği doğrultusunda memleketinin dağlarının ismi soyadı olarak kullanmaya başlamıştır.

Rıfat Ilgaz, Sivas’taki Madımak olayın da ölen yakın arkadaşı Asım Bezirci’ye çok üzülmüştür. Arkadaşının ölümünden 5 gün sonra yani 7 Temmuz 1993’te evinde vefat etti. Mezarı ise Zincirlikuyu Mezarlığı’nda yakın arkadaşı Asım Bezirci’nin yanındadır.

Halime Kaptan

Halime Kaptan Kısa Özet

*Halime Kaptan’ın yazması hâlâ başında duruyordu. Rüzgârda uçmasın diye başına dolamış, uçlarını da sıkıca düğümlemişti. Onu dümende gören bile Halime Kaptan olduğuna inanmaz, olsa olsa pazar dönüşü kürekteki kocasına vekillik eden iyi huylu bir köylü kadın, derdi. Başında Laz başlığı, ayağında zıpkası, elinde mavzeri yoktu, ama birden yüzünde o zıpkalı, başlıklı günlerin sertliği belirivermişti.*

Kurtuluş Savaşı yılları…

Eli silah tutan bütün erkekler cepheye gönderilmiştir. Köyde yalnızca yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kalmıştır. Herkesin tuza, şekere, ekmeğe hasret kaldığı o günlerde Halime geçimini sağlamak için sandalla Karadeniz’e açılır. Erkek kılığına girerek oğlu ve iki tayfasıyla çıktığı ilk seferinde bin bir zorlukla mücadele eder. Bu zorluklar onu yıldırmaz; Karadeniz’e tutkuyla bağlanır Halime…

Rıfat Ilgaz, tarihte örneğine az rastlanan bir kahramanın hikâyesini anlatıyor. Bir kadın kaptanın fırtınalar, azgın dalgalar ve korsanlarla mücadele ederek İnebolu’ya cephane taşımasının romanıdır bu. Halime Kaptan, Türk kadınının ülkesi için denizlerde verdiği mücadelenin ve Kurtuluş Savaşı’na cephane kadar, dalga dalga *umut* taşımasının da bir belgeselidir.

Yorum

Geçmişlerden kalan bir anı…

(dünden devam…)

Elvis’in unutulmaz parçaları peş peşe geliyor. Gece yarısına doğru coşuyoruz. Solist İngilizce söylüyor ama parça aralarında esprileri Almanca yapıyor. Millet gülmekten kırılıyor. O gürültüde arkadaşım da bana ne olduğunu çeviremiyor. Bir ara sahneye doğru seslendim. “Şarkıları İngilizce söylüyorsunuz ama Almanca anlatıyorsunuz. Lütfen İngilizce!

Genç solist bir an durdu. Bana baktı. Ve gülmeye başladı. “Haklısınız çok mu Alman kaldık. Peki…” O kadar dostça söyledi ki Ve o an gitarını havaya kaldırıp mikrofondan seslendi…

Sonra çalmaya başladı, şaşırıp kaldım. Ne çalıyordu biliyor musunuz?

(Devamı Yarın…)

Bir şair / bir şiir;

HALİL CİBRAN

Arkadaşlık

Ve bir genç, şöyle dedi: 'Bize arkadaşlıktan bahset.'

Ve o cevap verdi:

'Arkadaşınız, cevap bulan gereksinimlerinizdir.

O, sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır.

O sizin sofranız ve ocak başınızdır.

Çünkü ona açlığınızla gelir ve onda huzuru ararsınız.

Arkadaşınız sizinle içinden geldiği gibi konuştuğunda,

Ne 'hayır' demek zor gelir, ne de 'evet' demekten çekinirsiniz.

Ve o sessiz kaldığında, kalbiniz onun kalbini dinlemek için sessizleşir.

Çünkü arkadaşlıkta, kelimeler susunca, tüm düşünceler, tüm arzular

Ve beklentiler, gürültüsüz bir sevinç içinde doğar ve paylaşılırlar.

Arkadaşınızdan ayrıldığınızda ise yas tutmazsınız;

Çünkü onun en sevdiğiniz yanı, yokluğunda

Daha bir berraklık kazanır, tıpkı bir dağın,

Dağcıya, ovadan daha net görünmesi gibi...

Ve arkadaşlığınızda, ruhsal derinlik

Kazanmaktan başka bir amaç gütmeyin.

Çünkü salt kendi gizemini açığa vurmak peşinde

Olan sevgi, sevgi değil, savrulmuş bir ağdır

Ve sadece yararsız olan yakalanır.

Ve arkadaşınıza, kendinizi olduğunuz gibi sunun.

Eğer dalgalarınızın cezrini bilecekse,

Meddini de bilmesine izin verin.

Çünkü salt zaman öldürmek için bir arkadaş

Aramanızın anlamı olabilir mi?

Onu, zamanı yaşatmak için arayın.

Çünkü o gereksiniminizi karşılamak içindir,

Boşluğunuzu doldurmak için değil.

Ve arkadaşlığın hoşluğunda,

Kahkahalar, paylaşılan hazlar olsun.

Çünkü küçük şeylerin şebneminde,

Yürek sabahını bulur ve tazelenir.'

Hakkında

Halil Cibran 6 Ocak 1883 yılında Lübnan’da doğmuştur. Batı dünyası Onu Kahlil Gibran adıyla tanımaktadır. Küçük yaşlarda İngilizce, Arapça ve Fransızca dillerini öğrenmiştir. On bir yaşında annesiyle birlikte Amerika’ya taşınmıştır.

Halil Cibran 1896 yılında Beyrut’a dönmüştür. Maruni Kilisesine bağlı olan Me’hadul-Hikme Okuluna gitmiştir, bu okulda müzik, din tarihi, tıp ve uluslararası hukuk okumuştur. 1901 ile 1903 yılları arasında Paris’ e gitmiştir. Burada resim eğitimi görmüştür. 1910 yılında New York’a yerleşmiştir.

Halil Cibran'ın en ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan Nebi adlı eseri, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabıdır. El Mustafa adındaki bir kâhinin 12 sene kaldığı Orphalese şehrinden ayrılıp evine gitmek üzereyken bir grup halk tarafından durdurulması ve ana kahraman ile halk arasında insanlık ve hayatın genel durumu hakkında geçen konuşmalar kitabın kendisini oluşturmaktadır. Cibran'ın bu kitapta El Mustafa isimli şahsa verdiği bu isimle peygamber Muhammed'i işaret ettiğini iddia edenler vardır.

Fakat kitaptaki metinler çoğunlukla Matta’ ya göre İncil'in 5. bölümünde yer alan İsa'nın Dağdaki Vaazıyla içerik ve üslup açısından benzerlik ve paralellik gösterir. Yazarın İnsanoğlu İsa adlı kitabındaki çalışmalar da dikkate alınırsa El Mustafa'nın Meryem oğlu İsa Mesih olabileceği iddiaları daha da güç kazanmaktadır.

Ermişin Bahçesi Halil Cibran'ın Ermiş kitabının devamı niteliğindedir. Türkçeye çevirisi R. Tanju Sirmen tarafından yapılmıştır. Ölüm Tarihi 10 Nisan

TARİHTE BUGÜN ÖNEMLİ OLAYLAR

* 1147 - Dorileon Muharebesi: Selçuklu ordusu, III. Conrad komutasındaki II. Haçlı ordusunu Eskişehir yakınlarında bozguna uğrattı.

* 1760 - III. George Büyük Britanya kralı oldu.

* 1854 - Kırım Savaşı sırasında Ruslar ile Kırım'ın Akyar kentini kuşatan Türk-İngiliz-Fransız ittifak kuvvetleri arasında Balaklava Savaşı yapıldı. (İngiliz şair Alfred Tennyson'un "Hafif Süvari Alayının Hücumu" şiirine ilham veren savaş)

* 1875 - Peter İlyiç Çaykovski'nin 1 No'lu Piyano Konçertosu ilk defa Boston, Massachusetts'te icra edildi. Solist Hans von Bülow'du.

* 1917 - Lenin önderliğindeki Bolşevikler, Rusya'da yönetimi tamamen ele geçirdi (Julian Takvimi ile 25 Ekim, Gregoryen Takvimi ile 7 Kasım )

* 1935 - Haiti'de kasırga 2.000 den fazla kişi öldü.

* 1936 - Adolf Hitler ve Benito Mussolini, Roma-Berlin güç ekseni'ni oluşturdu.

* 1937 - Başbakan İsmet İnönü istifa etti. Aynı gün Celâl Bayar'ın kurduğu hükümet açıklandı.

* 1946 - Serbest Güreş Milli Takımı, İsveç'te Avrupa Şampiyonu oldu.

* 1955 - Evlerde kullanılan mikrodalga fırınların ilk örneği Tappan şirketi tarafından satışa çıkarıldı.

* 1957 - Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu İstanbul'da açıldı.

* 1960 - Küba, tüm Amerikan işyerlerini devletleştirdi.

* 1962 - ABD büyükelçisi Adlai E. Stevenson, Küba'daki Sovyet üslerinin fotoğraflarını, kanıt olarak BM Güvenlik Konseyi'ne sundu.

* 1970 - Nüfus sayımı yapıldı: Türkiye'nin nüfusu 35.066.549

* 1971 - Çin Halk Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletler'e alındı.

* 1980 - 13 Temmuz 1979'da Mısır'ın Ankara Büyükelçiliğini basan 4 Filistinli gerilla ölüm cezasına çarptırıldı.

* 1981 - Türkiye'nin Roma büyükelçiliğinde görevli ikinci kâtip Gökberk Ergenekon, ASALA militanlarının saldırısına uğradı 3 kurşun yarası aldı.

* 1984 - Hepatit virüsü bulundu.

* 1984 - Türkiye'de son kez bir ölüm cezası infaz edildi. İzmir'de bir soygun sırasında 3 kişiyi öldürmekten idama mahkûm Hıdır Aslan, Burdur Kapalı Cezaevi'nde asıldı.

* 1998 - Cumhuriyetin 75. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde 80 il ve 700 ilçede, 75. Yıl Cumhuriyet Yürüyüşü yapıldı. Yürüyüşlere milyonlarca vatandaş katıldı.

* 2001 - Microsoft, Windows XP işletim sistemini piyasaya sürdü.

* 2003 - Sedir Yangını, Amerika Birleşik Devletleri Güney Kaliforniya'daki yangın

* 2003 - Rektörler, öğretim üyeleri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve öğrenciler, Ankara'da Cumhuriyete Saygı yürüyüşü yaptı, Anıtkabir'e giderek saygı duruşunda bulundu.

* 2004 - Küba devlet başkanı Fidel Castro, 8 Kasım'dan geçerli olmak üzere ABD doları ile yapılacak alış veriş işlemlerinin yasaklandığını açıkladı.

* 2005 - Anadolu'da Vakit gazetesinin Almanya sınırları içinde basılması ve dağıtılması yasaklandı.

TARİHTE BUGÜN DOĞANLAR

* 1825 - Johann Strauss, Avusturyalı besteci (ö. 1899)

* 1838 - Georges Bizet, "Carmen" operasının yaratıcısı, Fransız besteci (ö. 1875)

* 1881 - Pablo Picasso, İspanyol ressam ve heykeltıraş (ö. 1973)

* 1889 - Abel Gance, Fransız yönetmen (ö. 1981)

* 1894 - Aşık Veysel Şatıroğlu, Türk halk ozanı (ö. 1973)

* 1904 - Cemal Reşit Rey, Türk besteci, piyanist ve opera şefi (ö. 1985)

* 1913 - Klaus Barbie, (Lyon Kasabı) Nazi savaş suçlusu (ö. 1991)

* 1941 - Anne Tyler, ABD'li romancı

* 1943 - Hasan Nail Canat, Türk yazar (ö. 2004)

* 1971 - Elif Şafak, Türk yazar

* 1976 - Ahmed Dokhi, Suudi Arabistanlı futbolcu

* 1984 - Federico Higuaín, Arjantinli futbolcu

* 1984 - Katy Perry, ABD'li şarkıcı ve söz yazarı

* 1993 - Ediz Yıldırımer, Türk yüzücü

TARİHTE BUGÜN ARAMIZDAN AYRILANLAR

* 1647 - Evangelista Torricelli, İtalyan fizik ve matematik bilgini (d. 1608)

* 1920 - Aleksandros I, Yunanistan kralı (d. 1893)

* 1924 - Ziya Gökalp, Türk yazar ve siyasetçi (d. 1876)

* 1973 - Abebe Bikila, Etiyopya'nın Olimpiyatlarda iki kez maraton şampiyonu olmuş atleti (d. 1932)

* 1974 - Fahrettin Altay, Kurtuluş Savaşı komutanlarından (d. 1880)

* 1993 - Vincent Price, ABD'li aktör (d. 1911)

* 2000 - Nejat Saydam, Türk sinema yönetmeni, senarist ve oyuncu (d. 1929)

* 2001 - Süreyya İsfendiyari Bahtiyari, İran eski kraliçesi (d. 1932)

* 2002 - Richard Harris, İrlandalı sinema oyuncusu (d. 1930)

* 2003 - Behram Kurşunoğlu, Türk fizikçi (d. 1922)

* 2008 - Müslüm Makomayev, Azeri opera şarkıcısı (d. 1942)

www.HaberHürriyeti.com/MustafaGökçek

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Gökçek - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.



İZMİR MARKALARI

Şehir Markaları arasındaki yerinizi alın, fırsatı kaçırmayın

+90 (232) 246 82 46
Reklam bilgi