Günün İçinden - 20.10.2023

Güzel bir gün dileğimle mutlu sabahlar ve tüm dostlarıma, okurlara günaydınlar…

Neşeli ve güleç yüzlü güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle, biraz tebessüm ederek yazıya başlayalım…

Tebessüm

FENER

Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş, derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık fark etmiş. Hemen karşı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçmiş:

-Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz.

Karşından anında cevap gelmiş:

-Sen rotanı 30 derece batıya çevir!

Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış:

-Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!

Karşıdan cevap:

-Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!

Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj daha yollamış.

-Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya çevir!

Cevap:

-Sen 30 yılık kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece doğuya çevir.

Komutan, o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve son kez bir mesaj göndermiş:

-Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız.

Karşıdan cevap gelmiş:

-Burası da bir deniz feneri… Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın.

GENERAL MOTORS

İki erden birisi, geçen kamyona selam durunca öbürü sordu:

-Neden selem verdin?

-Görmedin mi? Kamyonun üzerinde General Motor yazıyordu.

GUŞ

Yüzbaşı evin papağanına belli başlı kelimeleri ezberletmişti. Mehmet gel, Mehmet git, şunu yap, bunu yapma vs...

Evde kimsenin bulunmadığı bir sırada. Evin yeni emir eri ortalığı silip süpürmekle meşgul görünüyordu. İçeriden MEHMED diyen sesi duyunca fırladı koştu:

-Buyur, dedi ama arkası gelmedi.

Tekrar işine daldı. Bir zaman sonra tekrar çağrıldı. Şaşırmıştı. Odada bu emri beklemeye karar verdi. Papağana gözü takıldığı anda da papağan:

-Mehmet diye çağırmasın mı? Derhal hazır ol vaziyetine geçerek:

-Buyur komutanım, dedi. Kusura bakma seni guş sanımdı.

HIÇKIRIK

Savaşın en kızgın anıydı. Cephede bombalar patlıyor, mermiler vızır vızır uçuyordu. Bu arada bir askeri hıçkırık tuttu. Yanındaki askere döndü hıçkırık tutan:

-Hey, beni korkutsana biraz! Korkut da hıçkırığım geçsin...

Dipnotum

“… Demokrasi, onu yok etmek isteyenlere yasallık içinde ve yasalar çizgisinde hazırlanmak olanaklarını veren paradoksal bir rejimdir. Yani, demokrasiyi çökertmek isteyenler, yasal istekler adına savaşım veriyorlarmış izlenimini yaratırlar, demokrasiyi savunmak ve yaşatmak isteyenlerse demokrasiye karşı bir tutum içinde gösterilmek istenir…”.

Hitler örneği ortada, öyle ki sağımız solumuz neredeyse Hitler oldu!

Demokratik yoldan iktidara gelip, demokrasiyi, insan haklarını yok etmenin örneği. Bugün dünya üzerinde yaşananlar… Üstelik başkaları da!

Yığınları parlak söylevlerle büyülemeye çalışan, çoğu kez bunu başaran kişilerden çekinmeliyiz.

Bir yazar / Bir öykü;

REFİK HALİT KARAY

Hakkında

Hayatı

Refik Halit Karay (15 Mart 1888, İstanbul – 18 Temmuz 1965, İstanbul), Türk yazar.

Bolu Mudurnu'dan İstanbul'a göçen Kara kayış ailesinden Maliye Baş veznedarı Mehmet Halit Bey'in oğlu olarak 15 Mart 1888’de İstanbul’da doğdu. Galatasaray Sultanisinde ve Hukuk Mektebinde okudu. Maliye Nezaretinde memur olarak çalıştı. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra gazetecilik ile uğraşmaya başladı; Tercüman-ı Hakikat gazetesinde mütercim ve muhabirlik yaptı. Yazıları yüzünden ilk önce Sinop'a daha sonra Çorum, Ankara ve Bilecik'e sürgün olarak gönderildi. İstanbul'a dönünce bir süre Türkçe öğretmenliği yaptı. PTT (Posta ve Telgraf Teşkilatı) Genel Müdürlüğüne getirildi. Bu sırada Hürriyet ve İtilaf Fırkasına üye oldu ve İstiklal Savaşı aleyhine yazdığı yazılarından ötürü vatan hainliği suçuyla yüz ellilikler listesine girerek Beyrut ve Halep'te sürgün hayatı yaşadı.

Mustafa Kemal Atatürk'e yazdığı şiir ve mektuplarla 150'likler listesindekilerin affedilmesinde çok büyük rol oynadı. Af kanunu ile 16 senelik sürgün hayatının ardından temmuz 1938 de yurda döndü, daha önceden çıkardığı Ay dede adlı mizah dergisini tekrar yayınladı. Türk Edebiyatı'nda ilk defa Anadolu'yu tanıtan eserleri ile ismini duyurmuş, yergi ve mizah türündeki yazıları ile de ün yapmıştır. Gözleme dayanan eserlerinde, tasvirler, portreler, benzetmeler kullanarak, sade, akıcı dili, güçlü tekniği ile 20. yüzyıl romancıları arasında seçkin bir yere sahip olmuştur. İstanbul'u bütün renk ve çizgileriyle yansıtarak Türkçeyi ustalıkla kullanan Refik Halit, Türk edebiyatına birçok eser kazandırmıştır.

18 Temmuz 1965’te İstanbul’da hayatını kaybetmiştir.

Zeytindağı

Zeytindağı, insanın kanını donduran tarihi bir süreci, “bir imparatorluğun çöküşünü” o zamana göre en duru Türkçe ile karşımıza getiriyor. Kitapta Mehmetçik’in Yemen’de, Aden’de, Kanal’da, Gazze’de, Arap çöllerinde nasıl kırıldığını, yenilgiden sonra bir vagon dolusu “mecidiye altınını” bile nasıl bıraktığımızı hayretler içerisinde okuyacaksınız.

Cemal Paşa’nın emir subayı olarak, o günlerde en yakınında olan Falih Rıfkı, Zeytindağı kitabıyla tarihimize bir ibret belgesi bırakırken, her biri bir destan olabilecek, askerlerin günlükleri ve âdeta kumar masasında kaybedilen Ahmetlerin, Mehmetlerin hikâyeleri tüylerinizi ürpertecek.

Kitap hakkında…

Falih Rıfkı, Ortadoğu’nun kan ve barutunu gördü; Bahriye Nazırı ve Suriye-Filistin Umum Kumandanı Cemal Paşa’nın özel kalem subayıydı. Kendinden emin bir üslûpla bu dönemi ve yaşadıklarını “Zeytindağı”nda anlatır. İmparatorluğun yıkılışını kaleme aldığı, herkesin defalarca okuduğu Zeytindağı bu dönemin ve bu coğrafyadaki gözlemlerinin eseridir. Kitap, dönemin bir muhasebesiydi. Falih Rıfkı Atay’ın sürükleyici, zengin muhtevalı, zıt görünüm ve *lara dayanarak tezlerini savunan bir üslûbu vardır.

Onu her zaman yaşatacak ve sevdirecek olan kitaplarının en birincisi “Zeytindağı”dır. Bu kitapta bir imparatorluğu, bir güneşin trajik batışını, keskin gözlemleri, realist ama hüzünlü bakışıyla anl

Prof. Dr. İlber Ortaylı

“Bu kitabı okumak âdeta bir borçtur ve bir vazifedir.”

Behçet Kemal Çağlar

Falih Rıfkı’nın son eseri Zeytindağı, Cumhuriyet devri edebiyatının en büyük hadiselerinden birini teşkil etti. Falih Rıfkı’nın bize hatırlattığı devir, Türk milletinin geçirdiği ve geçirebileceği felaket devirlerinin en facialısı, en dehşetlisi ve ruha en çok bezginlik verenidir. Eğer, muharririn keskin ve yüksek zekâsı bu devir üstüne berrak bir aydınlık gibi aksetmemiş olsaydı, biz ona doğru başımızı çevirip tekrar bakmak arzu ve cesaretini kendimizde bulamayacaktık.”

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

“Zeytindağı’nı seve seve okudum. Zaten başladıktan sonra bırakmak kabil değil. Bence bu yeni kitabında Falih Rıfkı’nın üslubu, öbür kitaplarından daha göz kamaştırıcıdır ve zannedersem en güzel hâline vasıl olmuştur. Zeytindağı, bugünkü Türkçe ile ne kadar kuvvetli anlatım yapılabileceğine sağlam bir delildir.”

Yorum

(dünden devamla)

Pardon

Devleti borç döngüsüne sokarak dünyanın en k* para kazanma yöntemiyle gerçekte halkı soyduğunuz için denizi siz bitirdiniz. Hadi gelin biraz da karada yüzün bakalım.

Acaba bizde böyle bir ‘pardon’ mümkün mü? Bir kere o yüreklilikte iktidar zor bulunur da, farz edelim yoksuldan başkasına diş geçirecek bir babayiğit çıktı.

Ne olur?

Bizde ‘yükseltilen değerler dini’nin misyoner kadrosunu oluşturan liberalizm bülbülü medya ve iktisatçılar takımı kıyameti koparır:

Ne yapıyorsunuz, piyasaları altüst mü edeceksiniz?

Demokrasi güya halkın kendi kendini idaresi. Fakat en gelişmişinden en ilkeline kadar mevcutların tamamında üniversite camiası ve medya sektörü, halka karşı seçkinleri kollamanın sihirli kelimesi olarak ‘popülizm’i keşfetmişliğin konforu içinde; ‘piyasa tanrısı’ adına hop oturup hop kalkarak ayinsi ahkâmlar keserler ve devlete borç verip bir tür liberal soygun yürütenlerin sözcülüğünü yaparlar.

Af buyurunuz; demokrasi bu mu?

Bir şair / bir şiir;

REFİK DURBAŞ

Barış Koyun Çocukların Adını

Oyunu sever bütün çocuklar

Birdirbir, uzuneşek, körebe

Bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez

Oyun sözcüğünün halkların dilinde

(Oyun koyun çocukların adını)

Savaşa karsıdır bütün çocuklar

Kışın: kar altında her sabah

Tükenip erise de solgun nefesi

Yazın: göğsü sırmalı fabrikalarda

Çarkları döndürse de yoksul alevi

Savaşa karşıdır bütün çocuklar

Nice ölümlerden geçmişlerdir

Nice rüzgârlar içmişlerdir

Gelincik tarlası çocuklar

Hakkında

Erzurum'un Pasinler ilçesinde doğdu.

Liseyi İzmir'de bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ndeki öğrenimini bitirmeden ayrıldı. 1965-1968 arasında çeşitli işlerde çalıştı. Yeni İstanbul ve Cumhuriyet gazetelerinde düzeltmenlik yaptı.

İlk şiiri İzmir'de Ege Ekspres gazetesinin sanat sayfalarında yayınlandı. Devinim, Gösteri, Sanat *ı, Soyut, Papirüs gibi dergilerdeki şiirleriyle dikkat çekti. Arkadaşlarıyla birlikte 1962-1964 arasında Evrim dergisini, 1967'de de Alan 67 dergisini yayınladı. 1971'de ilk şiirlerini Kuş Tufanı adlı şiir kitabında topladı. 1972-1974 yıllarında Yeni A dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Gazetelerde sanat sayfaları hazırladı. 1992 yılında Cumhuriyet gazetesinden emekli oldu. Köşe yazarı olarak değişik gazetelerde çalışmalarını sürdürdü.

İkinci Yeni esintisi ile başladığı şiir yaşamı, zamanla toplumcu yönelim kazandı. Kendine özgü dili ve benzetmeleriyle, baştan beri tavrını ve varlığını keskinleştiren, anlam kadar biçime de önem veren şiirler yazdı. Çarşıların, işçi kızların, pazar yerlerinin, çay evlerinin dünyasını yansıtan şair olarak tanındı. Şiirinde günlük konuşma dili içine ustaca serpiştirilmiş eski sözcükler de kullandı.

1 Aralık 2018 tarihinde akciğer kanseri tedavisi gören ve diyaliz hastası olan Durbaş, sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine yoğun bakıma alındıktan sonra hayatını kaybetti.

TARİHTE BUGÜN ÖNEMLİ OLAYLAR

* 1827 - Navarin Baskını. İngiliz, Fransız, Rus birleşik filosu, Yunanistan açıklarında Navarin'de Osmanlı donanmasını tahrip etti.

* 1921 - Fransızlar'ın Anadolu'dan çekilmesi. TBMM ile Fransa hükümeti arasında Ankara Anlaşması imzalandı. Fransa adına Henry Franklin-Bouillon'un sürdürdüğü görüşmeler sonrasında, Fransa işgal ettiği Anadolu topraklarından çekildi.

* 1927 - Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı anlattığı 15 - 20 Ekim 1927 tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kongresinde otuz altı buçuk saat süren tarihi konuşması

* 1935 - Milliyetçi hükümete karşı Mao Zedung'un başlattığı ve bir yıl süren 6.000 millik Uzun Yürüyüş sona erdi. Mao önderliğindeki Birinci Öncü Ordu Yenan'a girdi.

* 1940 - Nüfus sayımı. Türkiye'nin nüfusu: 17.820.950

* 1941 - II. Dünya Savaşı: Alman işgalindeki Sırbistan'da binlerce sivil öldürüldü: Kragujevac katliamı.

* 1942 - Ekmek karneleri dağıtılmaya başladı.

* 1944 - Sovyet Kızıl Ordu Belgrad'a girdi. Aynı gün Gestapo, Alman anti-faşist ve sosyal demokrat Julius Leber'i kurşuna dizdi.

* 1945 - Mısır, Suriye, Irak ve Lübnan, Filistin topraklarında devlet kurmak isteyen yahudilere karşı Arap Cemiyeti'ni kurdu.

* 1954 - Dünya Bankası genel sekreteri Türkiye'ye geldi. Genel sekreter "Türkiye ekonomik geleceği çok parlak bir ülkedir" dedi.

* 1954 - Britanya'da 51 bin liman işçisi greve gitti. Britanya'nın deniz ticareti yarı yarıya durdu.

* 1959 - III. Akdeniz Oyunları Beyrut'ta düzenlendi. Türk grekoromen milli takımı şampiyon oldu. Türkiye 4 altın, 2 gümüş, 1 bronz madalya aldı.

* 1968 - Meksiko Olimpiyatları'nda serbest güreşte 78 kiloda Mahmut Atalay ve 97 kiloda Ahmet Ayık altın madalya kazandılar.

* 1968 - ABD'nin öldürülen başkanlarından John F. Kennedy'nin eşi Jacqueline Kennedy Yunan armatör Aristotle Onassis ile evlendi.

* 1978 - İTÜ Elektrik Fakültesi dekanı Ord.Prof. Bedri Karafakioğlu İstanbul'da uğradığı silahlı saldırı sonucunda yaşamını yitirdi.

* 1980 - Yunanistan, NATO askeri kanadına yeniden girdi.

* 1982 - Bir gün önce anayasa metnini açıklayan MGK, devlet başkanı Kenan Evren'in anayasayla ilgili konuşmalarını eleştirmeyi yasakladı.

* 1984 - Bilkent Üniversitesi kuruldu.

* 1985 - 12. Nüfus sayımı. Türkiye'nin nüfusu: 50.664.458. İstanbul'un nüfusu: 5.475.982

* 1992 - Bingöl’ün Solhan ilçesi Hazarşah köyü yakınlarında, bir otobüsü durduran PKK militanları 19 yolcuyu kurşuna dizerek öldürdü, 6 kişiyi yaraladı.

* 2002 - Sırbistan ile birlikte Yugoslavya'yı oluşturan Karadağ'da yapılan genel seçimlerde, devlet başkanı Milo Cukanoviç'in bağımsızlık yanlısı partisi meclis çoğunluğunu elde etti.

* 2008 - Ergenekon davası'nın ilk duruşması Silivri Cezaevi içindeki Adliye'de görülmeye başlandı.

TARİHTE BUGÜN DOĞANLAR

* 1632 - Christopher Wren, İngiliz gökbilimci ve mimar (ö. 1723)

* 1854 - Arthur Rimbaud, Fransız şair (ö. 1891)

* 1859 - John Dewey, pragmatizm ekolünün kurucularından, ABD'li düşünür ve eğitimci (ö. 1952)

* 1882 - Bela Lugosi, Macar asıllı ABD'li aktör (ö. 1956)

* 1891 - Sir James Chadwick, İngiliz fizikçi, Nobel Fizik Ödülü sahibi (ö. 1974)

* 1894 - Jomo Kenyatta, Kenya'nın ilk başbakanı (ö. 1978)

* 1912 - Ruhi Su, Türk halk müziği sanatçısı (ö. 1985)

* 1917 - Jean-Pierre Melville, Fransız film yönetmeni (ö. 1973)

* 1941 - Philipp Vandenberg, Alman yazar

* 1942 - Christiane Nüsslein-Volhard, Nobel Ödülü sahibi, Alman biyolog

* 1946 - Elfriede Jelinek, Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış Avusturyalı yazar

* 1948 - Melih Gökçek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı

* 1957 - Anouar Brahem, Tunus'lu besteci, udi müzisyen

* 1958 - Viggo Mortensen, ABD'li sinema oyuncusu, şair ve fotoğraf sanatçısı

* 1961 - Kate Mosse, İngiliz yazar

* 1966 - Ebu Musa el-Zarkavi, El-Kaide lideri (ö. 2006)

* 1966 - Stefan Raab, Alman oyuncu ve sunucu

* 1969 - Lambros Papakostas, Yunan yüksek atlayıcısı

* 1971 - Snoop Dogg, ABD'li rap müzisyeni

* 1971 - Dannii Minogue, Avustralyalı şarkıcı

* 1975 - Sevinç Erbulak, Türk aktris

* 1975 - Eirik Glambek Bøe, Norveç'li besteci, müzisyen

* 1988 - Candice Swanepoel, Güney Afrikalı model

* 1992 - Ferhat Yazgan, Türk futbolcu

TARİHTE BUGÜN ARAMIZDAN AYRILANLAR

* 1949 - Jacques Copeau, Fransız tiyatro yönetmeni, oyun yazarı, yapımcı ve aktör. (d. 1879)

* 1964 - Herbert C. Hoover, ABD'nin 31. Başkanı (d. 1874)

* 1967 - Şigeru Yoşida, Japon siyaset adamı (d. 1878)

* 1978 - Bedri Karafakioğlu, Türk akademisyen, İTÜ rektörü (d. 1915)

* 1984 - Paul Dirac, İngiliz fizikçi ve Nobel Fizik Ödülü sahibi (d. 1902)

* 1989 - Anthony Quayle, İngiliz aktör (d. 1913)

* 1989 - Alpay İzer, Türk tiyatro sanatçısı (d. 1944)

* 1994 - Burt Lancaster, ABD'li aktör (d. 1913)

* 2004 - Tevfik Gelenbe, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1931)

* 2010 - Arif Damar, Türk şair (d. 1925)

* 2011 - Muammer Kaddafi, Libya lideri (d. 1942)

* 2013 - Lawrence Klein, ABD'li iktisatçı (d. 1920)

* 2014 - Christophe de Margerie, Fransız iş adamı (d. 1951)

* 2014 - René Burri, İsviçreli fotoğrafçı (d. 1920)

www.HaberHürriyeti.com/MustafaGökçek

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Gökçek - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.



İZMİR MARKALARI

Şehir Markaları arasındaki yerinizi alın, fırsatı kaçırmayın

+90 (232) 246 82 46
Reklam bilgi