Güzel bir gün dileğimle mutlu sabahlar ve tüm dostlarıma, okurlara günaydınlar…
Neşeli ve güleç yüzlü güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle, biraz tebessüm ederek yazıya başlayalım…
Tebessüm
BİZİ DE UYANDIRIRMISINIZ?
Adam otele gelip resepsiyona kaydını yaptırırken memur sordu:
-Sabah kaçta kalkmak istersiniz? Adam başını salladı:
-Hiç gereği yok. Ben her sabah saat beşte kendim uyanırım. Resepsiyon memurunun yüzü güldü :
-Aman ne iyi. Lütfen uyandığınız zaman bizi de uyandırır mısınız?
CAN SIKINTISI
Sol gözü takma olan adam otobüse binmişti. Otobüs kalabalık hava sıcaktı. Bir süre sonra sıcaktan bunalan, terleyen ve canı sıkılan adam, takma gözünü çıkardı, havaya atıp tutmaya başladı. Durumun biraz sonra farkına varan yanında oturanlar dehşetle irkildiler:
-Ne oluyor yahu!
Adam gayet sakin gözü atıp tutmaya devam ederek cevap verdi:
-Hiç, burada canım sıkıldı da ön taraflarda yer var mı diye bakıyordum!
EVDEKİ PAZAR
Kulakları duymayan bir adam hastanede yatan bir arkadaşını ziyarete gitmek istemiş. Düşünmüş ben ne sorarım, o ne cevap verir, diye. Klasik cevaplara göre konuşmayı tasarlamış, cümlelerini zihninde hazırlamış. “Nasılsınız" derim, o da "İyiyim" der. Bende, “Ooh ne güzel" der, devam ederim. Hastaneye gidip arkadaşının başucuna varmış.
-Nasılsın, iyi misin?
-Ölüyorum.
-Ooh, ooh ne iyi. Ne ilaç veriyorlar?
-Zehir.
-O ilaç çok iyidir. Doktorun kim?
-Azrail.
-Ondan iyi doktor yoktur.
Dipnotum
İki değerli yazarın, bir araya gelerek hazırladıkları ortak yapım bir kitap okumuştum… “Yazarları da Vururlar…” Bu kitapta başı o zaman ki, sıkıyönetimle ya da yanlış yasalarla derde giren, daha doğrusu adalet kapılarına, tutuklulara, hapislere düşen yazarların serüvenleri anlatılır. Yurt içinde ve dışında…
Yazar mısın? Vurulmayı hak etmişsin! ‘İlhan Selçuk’ da “Düşünüyorum, Öyleyse Vurun” demedi mi? Yazar sözcüklerini açın bakın, ortasına gelmeden bıkarsınız. Kitabı toplatılan, tutuklanan, hapislerde yatan, öldürülen yazarlar, düşünürler öyle çok ki!
Yazarları vurmak konusu açıldı mı, ilk akla gelen ‘Sabahattin Ali’ olur. 42 yaşında ünlü bir yazar, bir öykü ve roman yazarı, sosyalizme gönül vermiş genç bir adam, Trakya ormanlarında bir sopa vuruşuyla ortadan kaldırılmadı mı? 02 Nisan 1948 günü… Mahkeme, soruşturma, bir MİT görevlisinin hapsedilmesiyle kapandı, kapatıldı. Ama neden o adam ‘Sabahattin Ali’yi öldürmüştü? Acaba öldüren o muydu? Yoksa cinayet başka yerde işlenip de, yazarın cesedi ormanda bir ağaç altına mı bırakılmıştı?
Karanlıktadır yazarların, düşünürlerin ölümü… Hangisini saymalı?
Bir yazar / Bir öykü;
ADALET AĞAOĞLU
Hakkında
Adalet Ağaoğlu 13 Ekim 1929 tarihinde Ankara’da doğmuştur. Orta öğretimini Ankara Kız Lisesinde tamamlamıştır. Üniversiteyi Ankara Üniversitesi Dil Coğrafya Fakültesi’nin Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okumuştur. Mezun olduktan sonra Ankara Radyosu için sınava girmiştir ve bu sınavı kazanmıştır. Hem Ankara Radyosu’nda hem de kurulduktan sonra TRT’de çeşitli görevlerde bulunmuştur. TRT Radyo Dairesi Başkanlığı özerkliğini kaybettikten sonra buradaki görevinden istifa etmiştir.
Adalet Ağaoğlu 1970 yılından sonra aktif çalışma hayatına bırakıp yazarlığa devam etmiştir.
Adalet Ağaoğlu sahne oyunları, radyo, roman, öykü, anı ve deneme türlerinde eserler vermiştir. Yazdığı eserler sayesinde pek çok ödüle layık görülmüştür. Adalet Ağaoğlu eserlerinde doğa, toplum ve zaman ilişkilerinin insanın iç dünyasındaki yansımalarını işlemiştir. Bunu yaparken düşünce üretebilecek boyutlara kadar varmıştır. Edebiyatın yapısal durumu bakımından arayıcı bir bakış açısı kullanmıştır. Edebiyatta yaşanılan değişimler karşısında kendine özgü anlatım biçimleri oluşturmuştur. Bu nedenle yeni anlatım olanaklarını denemiştir. Eserlerinde tek anlatıcı kullanmamıştır. Yer ve zaman ögelerine değişiklik getirmiştir. Bu sayede Adalet Ağaoğlu anlatımına yeni boyutlar getirmiştir.
Adalet Ağaoğlu kitapları klasik anlatım tekniklerinden sapmıştır. Kendine özgü bir yol geliştirmiştir. Ayrıntıları değerlendirmiş ve geriye dönüşler yapmıştır. İç monolog gibi değişik tekniklerden de yararlanmıştır.
Romanlarında kahramanları genelde aydın kişilerden seçmiştir. Anlaşmazlık gibi görünen konularda ve ifadelerde aydınlar d*lı yönden eleştirilmiştir. Eserlerinde kişiler kitap roman kurgusuyla iç içe geçmiştir. Toplumun çalkantılı dönemlerini ve bu dönemlerin bireyler üzerindeki etkisini incelemiştir.
1950 yılından sonra Türk toplumunda görülen sosyal ve düşünsel değişikler ve yanlış batılılaşma romanlarının konusunu oluşturur. Köksüz ve özümsenmemiş modernizm, kaba sloganlara dayalı ulusçuluk ve sağ-sol çatışmalarını eleştirel bir tutumla anlatmıştır. Ayrıca gerçekçi bir tutum sergilemiştir. Eserlerinde ironim bir anlatım da mevcuttur. Yazar cinsel konuları da eserlerinde işlemiştir. Romanlarının temalarında korku, ölüm, erkek-kadın ilişkileri, özveri, yaşlılık, aşk, özgürlük gibi evrensel konuları işlemiştir. Adalet Ağaoğlu bu temaları güncel kaygılarla ve toplumsal gelişmelerle birlikte iç içe geçirerek vermiştir.
Adalet Ağaoğlu (d. Nallıhan, Ankara, 13 Ekim 1929 – ö. 14 Temmuz 2020, İstanbul).
Başka Karşılaşmalar
(Kitap Açıklaması)
Yazma meselesini sürekli sorgulayan her yazar, hele durağanlığın bittiği, yerin yerinden oynadığı şu dünyada, elbette birtakım sıçramalar yapacaktır. Artık yazının bir değeri kalıp kalmadığını da sorgulayabiliriz. Ama şu aşamada, yazı sürdükçe demek istiyorum, bir evin bir köşesinde ‘huzur içinde bunamaya terkedilmekte boyun eğemiyorum. İçinde yaşadığım zaman çok karmaşık, kaotik. Bu durumda nasıl huzur içinde ölebilirim ki?
Başka Karşılaşmalar, Adalet Ağaoğlu’nun deneme, değini ve söyleşilerinden oluşan bir derleme. Karşılaşmalar’ da olduğu gibi, yazar yine okurunu karşılıyor bu kitapta. Ancak bu kez başka kentlerde “karşılaşıyor”, müzeleri ve sergileri geziyor, radyo ve tiyatro kulislerinden geçiyor, sinemaya uğruyor, çeşitli objelere dokunuyor. Başka Karşılaşmalar’ da Ağaoğlu, başka karşı duruşlar sergiliyor.
Yorum
(Bu hafta yeni bir yazıya…)
Pardon
Halkın iktidarı olmak Türkiye için değil bütün yaşlı veya genç demokrasiler için ham hayal halini almaya başladı. Seçilmenin önlenemez pahalılığı yüzünden demokrasi, zenginlerin halkı uyutmada kullandıkları bir kukla oyununa dönüştü.
En küçük bir yerleşim biriminde belediye başkanlığı seçimini kazanabilmek için dahi, bir dar gelirlinin ömür oyu kazanamayacağı parayı harcamak gerekiyorsa o iklimde temiz siyasetçiden söz etmek insan haysiyetine hakarettir.
Şek yok, yolsuzluk bu yalancı demokrasinin yakıtı!
Böyle olduğu için uyanık vatandaş siyasetçinin yolsuzluktan yakınmasını artık doğru tercüme ediyor:
Bugüne kadar hep öteki partiler keselerini doldurdu, pardon yani, benim de iktidar bunalımım tuttu, şimdi ben soyacağım!
(yarın kaldığım yerden devamla…)
Bir şair / bir şiir;
DİDEM MADAK
Annemle İlgili Şeyler
Sevgili Anneciğim,
Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda
Kocaman bir dağ lalesi gibi
Ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran.
Şimdi mucizevi bir yerdeyim
Muc’ın ucuz evinde
Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem
Duvarlara hep senin resmini çiziyor
di’li geçmiş zamanda birçok resim,
Hep gülümsüyorsun
Aklının ortasında mavi bir yıldız varmış gibi
Ve o yıldız karanlık bir şubat akşamında
Durmadan soluyormuş gibi
Hatırlar mısın?
Mavi saçlı bir tanrı gibi severdim Burdur Gölü’nü
O göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü.
Vişne bahçeleriyle dolu,
Neşeli bir şehre benzerdi senin sesin.
Bazen ölmek istiyorum
Beni yeniden doğurman için
İri, ekşi bir vişne tanesi gibi.
Kış başında bir ton kömür yığarlardı kapıya
Bazen görülen rüyalar gibi kapkara
Bir ton rüya çıtırdarken
Sen kar yağmadan önce başkaydın,
Kar yağdıktan sonra bambaşka.
Sanki hep buluğ çağındaydım.
Kuşlar zaptederdi her yeri, sabahları
Binlerce kez söylerlerdi söyleyeceklerini
Bizim hiç anlayamayacağımız bir şeyi
Senin şarkıların aç kuşlara buğday saçardı
Kediler yusyuvarlak dururdu karın ortasında
Kar manzaralı bir resmin ortasında durur gibi
Gri kediler sarmıştı etrafımızı, gri dağlar...
Bir tek senin çocuklar üşüyecek rengi saçların vardı.
Ben bu eve Muc’ın ucuz evi diyorm
Yokluğunda böyle oldum.
Mucize öldükten sonra buraya taşındım.
Ve inan
Muc bu evi bana çok ucuza verdi.
Yaşasaydın, hayatının ortasına
Güller yığan bir adam olsun isterdim babam.
Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim.
Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu
Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri
Diye başlayan bir çocuk romanında...
Şalına sarınırdın toprağa sarınır gibi
Erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için,
Bu acımasız ölü anne sesini
Şimdi mucizevi bir yerdeyim
Zaman bir salyangozun vücudunda yaşıyor burada
Ve çok ağır ilerliyor.
Yüzümdeki çillerden başka
İsyan eden biri yok hayatımda.
Hakkında
1970 doğumlu. Lise eğitimini İzmir'de tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Tezgâhtarlık, sekreterlik, anketörlük gibi işlerde çalıştı.
Şiirleri pek çok dergide yayımlandı, bazıları; Ludingirra, Akatalpa, Öküz ve Sombahar'da yayımlandı. Grapon Kâğıtları isimli ilk kitabı İnkılap Kitabevi Şiir Ödülü'nü aldı.
Kanser nedeniyle 41 yaşında yaşamını yitiren şair Didem Madak'ın naaşı Edirnekapı'da defnedildi.
"Didem Madak, 1990'lı yıllarda ortaya çıkan şairlerin nadir iyilerinden biri. Özellikle, 1980'li yıllarla birlikte beliren farklı şiir çizgilerinin çoğu ortak bir paydada buluşmuştu: yoğun imgecilik. İkinci Yeni şiirinin bunda tabii ki payı vardı.
TARİHTE BUGÜN ÖNEMLİ OLAYLAR
* 1529 - I. Süleyman'ın komuta ettiği Osmanlı Ordusu, Viyana Kuşatması'nı kaldırdı.
* 1730 - Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşa, Patrona Halil İsyanı'nı çıkaranların istekleri doğrultusunda Padişah III. Ahmet tarafından boğduruldu.
* 1916 - Margaret Sanger, ilk doğum kontrol kliniğini New York’ta kurdu.
* 1924 - Topkapı Sarayı müze olarak ziyarete açıldı.
* 1940 - Varşova gettosu Nazi SS birlikleri tarafından kuruldu.
* 1945 - Tarihe Ankara Cinayeti olarak geçen, üst düzey bürokratların adının karıştığı cinayet gerçekleşti.
* 1951 - Pakistan'ın ilk başbakanı Liyakat Ali Han, Ravalpindi'de suikast sonucu öldürüldü.
* 1964 - Çin, ilk atom bombasını patlatarak dünyanın 4. nükleer gücü oldu.
* 1961 - CHP genel başkanı İsmet İnönü, cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'e yazdığı mektubu kamuoyuna açıkladı. İnönü, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idamlarının durdurulmasını istedi.
* 1978 - Polonyalı kardinal Karol Wojtla, II. Jean Paul olarak Papa seçildi.
* 1981 - Isparta cezaevinden izinli çıkan Yılmaz Güney'in yurt dışına kaçtığı ortaya çıktı.
* 1984 - 3 bin imzalı Gökova'da Santrale Hayır dilekçesi cumhurbaşkanı Kenan Evren'e iletildi.
* 1990 - Sovyetler Birliği cumhurbaşkanı Gorbaçov, serbest piyasa ekonomisi'ne geçileceğini açıkladı.
* 1992 - Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak'ın kuzeyindeki Haftanin bölgesinde sınır ötesi harekat başlattı.
* 1994 - Türk asıllı Alman vatandaşları Leyla Onur ile Cem Özdemir, Almanya parlamentosuna milletvekili seçildi.
* 1995 - Garry Kasparov, bir ay süren satranç turnuvasında rakibi Viswanathan Anand'ı yendi.
* 2002 - Irak devlet başkanı Saddam Hüseyin, 7 yıllık yeni görev süresi için düzenlenen halk oylamasında oyların tamamını aldı.
* 2002 - ABD başkanı George Bush, ABD kongresinin onayladığı, Irak'a savaş açma yetkisi veren kararı imzaladı.
TARİHTE BUGÜN DOĞANLAR
* 1854 - Oscar Wilde, Dorian Gray'in Portresi adlı romanıyla tanınan İrlanda *lu İngiliz yazar (ö. 1900)
* 1886 - David Ben-Gurion, İsrail devletinin kurucusu ve ilk başbakanı (ö. 1973)
* 1888 - Eugene O'Neill, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ABD'li oyun yazarı (ö. 1953)
* 1890 - Paul Strand, ABD'li fotoğraf sanatçısı (ö. 1976)
* 1898 - Othmar Pferschy, Cumhuriyet Türkiyesi' ni fotoğraflarıyla ilk kez çok yönlü olarak belgeleyen ve tanıtan Avusturyalı fotoğrafçı (ö. 1984)
* 1908 - Enver Hoca, Arnavutluk Devlet Başkanı (ö. 1985)
* 1918 - Louis Althusser, Marksist düşünür (ö. 1990)
* 1927 - Günter Grass, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Alman yazar (ö. 2015)
* 1930 - Patricia Jones, Kanadalı atlet
* 1952 - Coşkun Sabah, Türk müzisyen
* 1953 - Paulo Roberto Falcão, Brezilyalı eski futbolcu ve teknik direktör
* 1968 - Randall Batinkoff, ABD'li oyuncu
* 1983 - Loreen, Fas asıllı İsveçli Şarkıcı Müzik prodüktörü (2012 Eurovision 1.si)
* 1986 - Inna, Rumen dans ve house müziği şarkıcısı
TARİHTE BUGÜN ARAMIZDAN AYRILANLAR
* 1730 - Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Osmanlı sadrazamı (d. 1660)
* 1793 - Marie Antoinette, Fransa Kraliçesi (giyotinle idam edildi) (d. 1755)
* 1909 - Jakub Bart Cisinski, Alman yazar (d. 1856)
* 1939 - Mehmet Ali Bey, Damat Ferit Paşa kabinesinin dâhiliye nazırı (d. 1919)
* 1941 - Gabriele Reuter, Alman edebiyatçı (d. 1859)
* 1951 - Liyakat Ali Han, Pakistan'ın ilk Başbakanı (suikast) (d. 1895)
* 1956 - Jules Rimet, Fransız FIFA başkanı (d. 1873)
* 1956 - Jack Southworth, İngiliz futbolcu (d. 1866)
* 1959 - George Catlett Marshall, ABD'li asker ve devlet adamı (d. 1880)
* 1973 - Gene Krupa, ABD'li caz davulcusu (d. 1909)
* 1981 - Moşe Dayan, İsrailli general, siyasetçi (d. 1915)
* 1988 - Güneri Tecer, Türk sanat müziği sanatçısı (d. 1933)
* 1989 - Cornel Wilde, ABD'li aktör (d. 1915)
* 1994 - Raúl Juliá, Porto Rikolu aktör (d. 1940)
* 2003 - Avni Arbaş, Türk ressam (d. 1919)
* 2006 - Füsun Sayek, Türk Tabipler Birliği başkanlığını yapmış göz doktoru (d. 1947)
* 2007 - Toşe Proeski, Makedon şarkıcı (d. 1981)
* 2007 - Deborah Kerr, İskoç kökenli İngiliz sinema ve sahne oyuncusu (d. 1921)
* 2015 - Memduh Ün, Türk futbolcu, sinema yönetmeni, oyuncu, senarist, yapımcı (d. 1920)
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.