Çöllerde Kartal Olmak!

“… Göklerde kartal gibiydim / Kanatlarımdan vuruldum / Mor çiçekli dal gibiydim / Bahar vaktinde kırıldım / Yar olmadı bana devir / Yer günüm bir başka zehir / Hapishanelerde demir / Parmaklıklara sarıldım / Coşkundum pınarlar gibi / Sarhoştum rüzgârlar gibi / İhtiyar çınarlar gibi / Bir gün içinde devrildim / Ekmeğim bahtımdan katı / Bahtım düşmanımdan kötü / Böyle kepaze hayatı Sürüklemekten / yoruldum / Kimseye soramadığım / Doyunca saramadığım / Görmesem duramadığım / Nazlı yârimden ayrıldım…”.

Yara, kan, acı; hayatı, en kısa yaşanan zaman dilimlerinde algılamak durumuyla baş başa bırakır insanı. Bıraktığında, zamanı kestirmeden geçiyor olmanın bedeli usta şair ‘Sabahattin Ali’nin şiirine mi tahvil edilir acaba? Diye düşünmeden edemiyorum. Bunun günlük hayatta, sıkça düşünülmediğini sanıyorum. Tartışma götürmez bir gerçekliktir; insanoğlu gizli bir aşk ve gizli bir sevda ile yaşam bulur. Aşkı ve/ya sevdayı yitirdiğinde yaşamı yitirir! O nedenle hiçbir koşulda, aşkında, sevdanın da kirli olabileceği göz önüne getirilemez. Getirilmez…

Bu nedenle büyük usta, değerli şair ‘Sabahattin Ali’ yazdığı bu şiiri, adeta kaleminden kan damlatarak ve ruhunda yaşanan acılarla, sıkıntılarla, meddücezirlerle ve hezeyanlarla dolu kalbinde, muhteşem yürek kavgasıyla yazmış… Ne de güzel yazmış, Sinop Cezaevinde Karadeniz’in o soğuk, onmaz gecelerinde ve hücresinde bulunan mazgallardan gelen su sesleriyle… Bu güzelim şiiri ‘Ali Ekber Eren’ adında bir müzisyen, güzel bir türkü haline getirip, bestelemiş. Sesini ve tarzını beğendiğim sanatçı kardeşim ‘Volkan Konak’ta yorumlamış… Ben bugüne kadar bu yorumu dinledim ve beğendim. Elbette bir şair- yazar olarak değerli ustamı da! Ancak;

Geçenlerde TRT'den emekli olan bazı dostlar bir platform kurmuşlar… Ortaklaşa whatsapp grubuyla yapacakları toplantıya beni de çağırdılar. Ortak mesajlarında da “gelen herkes içeceğini yanında getirsin…”. Her şey tamam da bu ne anlama geliyor, onu anlayamadım. Gittim gitmesine de, alışkın olmaktan öte buluşulacak yer bir cami değil, restoran… E, böyle platforma katılmaz mı insan? Absürt platform ehli olmaktansa!

İşte böyle bir ortamda tanıdım değerli üstat ‘Sabahattin Ali’nin şiiri ve bestesini yorumlayan Somalı dostum ve saz ustası ‘Eyüp Gülmez’i… Acılarını arkasında bırakmadığı, sazının teline değen penasından belli! Sevgili sanatçı dostum; sazına, sazına vurduğun parmaklarına, koluna ve en önemlisi de sesine kuvvet… O gün orada, aramızda olman muhteşemdi!

Ne mutlu bana ki, böyle bir platform mensubu olup, ‘Eyüp Gülmez’ gibi nice dostları tanıdım…

www.HaberHürriyeti.com/MustafaGökçek

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Gökçek - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.



İZMİR MARKALARI

Şehir Markaları arasındaki yerinizi alın, fırsatı kaçırmayın

+90 (232) 246 82 46
Reklam bilgi