Dine Dair...

Türkiye'de ve dünyada, yaşanan bunca yıllık deneyimlerden sonra ne gördük?..

Ilımlı İslam, Müslüman Demokrat (Hıristiyan Demokrat muadili!) vs türü oluşumların önlerinde gidecekleri fazlaca bir yol yok!..

Bir noktaya gelip tıkanıyorlar ve çıkılan o yol, yüzyıllar öncesinde kalan bir yaşam şeklinin umutsuz, çaresiz bir taklidine varıyor sonunda...

Gerçekten de, Müslümanlar -ve İslam dini!- açısından, gidilecek yollar tamamen kapalı olabilir mi acaba?..

Hayır. Neden kapalı olsun ki?..

Ama, o yolun açılabilmesi ve açık kalabilmesi için, öncelikle İslam dininin bugünün şartlarına güncellenmesi (yani, ciddi bir reform!) şart!..

Bu, bazılarının iddia ettiği gibi, dinden çıkmak falan değil elbette...

Sadece inancın bin küsur yıl önce sımsıkı sarıp sarmalandığı zincirlerini kırması, artık çok dar gelen elbiseyi bedenine göre yeniden biçip dikmesi demek...

- İçi tamamen boşaltılan kavramlar tekrar hakkıyla anlamlandırılmalı mesela...

- Şekil ile içerik arasındaki büyük uçurum giderilmeli...

- Ahlak ve vicdan ile kopartılan bağlar onarılmalı...

- Akla (ve bilime!) geniş alan açılmalı, desteklenmeli...

- Hoşgörü, uzlaşma, barış, eşitlik, adalet gibi hassas konularda çok net olunmalı...

- Din istismarcılarının bazı hadislere dayanarak dini işlerine geldiği gibi yorumlamalarının mutlaka önüne geçilmeli...

- Laiklik ilkesinin inancın korunması -ve yaşanması!- için ne kadar vazgeçilmez bir unsur olduğunun altı özenle çizilmeli...

Vesaire...

Yoksa...

Hele bugün gelinen noktada... (Bilim ve teknolojinin inanılmaz bir ivme kazandığı, geçmişe ait her şeyi toptan ve geri dönülemez bir biçimde değiştirdiği ve bu dalgayı yakalayamayanların -ne yazık ki!- hiçbir şanslarının kalmadığı bir dünyada!)

Görünen o ki; yolun sonu çıkmaz sokak!..

Murat Hiçyılmaz / [email protected]