Turgut Uçar… Futbol sahalarında “beyefendi kişiliği ve yetenekleriyle” tanındı, teknik adamlık kariyerinde “İlkeli tavrıyla” takdir topladı ama, henüz 54 yaşında yaşama gözlerini yumdu… Sevenlerini derin bir üzüntüye boğarak… Bostanlı Beşikçioğlu Camii’nden mahşeri bir kalabalıkla son yolculuğuna uğurlanan Turgut Uçar’ı, O’nu en yakından tanıyan, hatta Türk Futbolu’na kazandıran Kemal Zorlu ile konuştuk.
HEM ALTAY, HEM TÜRK FUTBOLU KAZANDI
Uçar’dan söz ederken üzüntü ve gururu bir arada yaşıyordu Zorlu. “1977 yılıydı” diye başladı söze, sonra şöyle devam etti; “Altay’a oyuncu kazandırmak için lokaller açtık İzmir’in dört bir yanına… İşte o lokallerin Örnekköy’de açılanından Erdi Demir ve Turgut Uçar’ı kazandı hem Altay, hem Türk Futbolu… Tesisatçı Mustafa’nın getirdiği iki genç, futbolumuzun önemli yıldızları arasına girdi. Onun için Turgut Uçar’ın bende çok özel bir yeri vardır. Tabii Erdi Demir’in de…”
SON RÖPORTAJIYLA YAD EDECEĞİZ
Turgut Uçar’ın kişiliğini, futbolunu ve Altay sevgisini hep takdirle karşıladığını vurgulayan Zorlu, Altay’ın 105 yılı için hazırlattığı Altay Belgeseli’ne son röportajını veren Uçar’ı, siyah-beyazlı camianın o sözleriyle yad edeceğini belirterek, “Altay Kulübü’ne öyle bir eser hediye ettiğim için şimdi daha da mutluyum. Çünkü Turgut Uçar gibi yıldızları gelecek nesiller O eser sayesinde tanıyacak” dedi,
DOST BİRİKTİRMEK ÇOK ÖNEMLİ
Uçar’ı son yolculuğuna uğurlamak için binlerce kilometreden gelen sevenlerinin ve O’nun İzmirli dostlarının oluşturduğu kalabalığın önemli bir mesaj anlamına geldiğinin altını çizen Zorlu, “En içten duygular ve sevgileriyle Uçar’a son görevi yapmak için orada toplanan binlerce insan, aslında Turgut kardeşimin ömrü boyunca yaptıklarının iz düşümüydü bence… O kalabalık, herkese şu mesajı verdi; Büyük iş adamı, büyük siyasetçi olabilir, yaptığınız işte yıldız olabilirsiniz. Ama önemli olan insan olmak, dost biriktirmektir…”
Uçar’ın örnek kişiliği ve futbolculuğunu sevgiyle yad ettiğini vurgulayan Zorlu’nun, genç yaşta aramızdan ayrılan değerli futbol adamı için son cümlesi şu oldu; “Ebedi istiratgahında aydınlıklar içinde uyu Turgut kardeşim. Mekanın cennet olsun…”