Hafızalarınızı yoklarsanız 2018 yılı ‘TROYA’ Yılı ilan edilmiş ve çeşitli etkinliklerle ve açılan müze ile ve de civarda bulunan küçük bir köy de konunun içine dahil edilerek, köyde gelenlerin ikameti, yemesi içmesi organize edilmiş ve köyde bulunan evlerin beyaz duvarları üstüne Troya tarihinde ki savaşçıların, komutanların ve kralların resimleri gönüllü ressamlar tarafından çizilmişti.
Bu konu nasıl olmuştu ya gelince, çok da zor değil, biraz gayret, biraz çalışma ile oluşturulmuştu.
Çanakkale Valisi önermiş, Kültür ve Turizm Bakanlığı kabul etmişti.
Bugüne gelelim Troya’yı orada bırakalım ve yüksek sesle düşünmeye, yani yazmaya başlayalım.
Neden 2020 senesi AGAMEMNON YILI olmasın.
Bunun için çalışma yapalım.
Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, Balçova, Narlıdere Kaymakamları ve Belediye Başkanları ve Termal Otel, Kaya Otel, Özdilek Otel, İnciraltı Gelişim Derneği ile Balçova’da kurulu bulunan dernek, Dokuz Eylül üniversitesi ve Ekonomi üniversitesi, Agora Avm, Kipa – Migros Avm, Özdilek Avm ve Carrefoursa Avm nin desteğini yanımıza alalım ve birlikte İzmir’in Sayın Valisini ziyaret edelim ve 2020 senesinin Agamemnon Yılı olmasının neden gerektiğini kendisine anlatalım ve yardım rica edelim.
Bana göre olmaması için hiçbir neden yok…
Bildiğim kadarıyla;
Agamemnon Kaplıcalarından, Mithat Paşa Caddesine kadar olan alanın kaplıcanın genişlemesi ve sağlık tesisleri yapılması için ayrılmıştı.
Buraya bir hareket getirelim.
Hatta Kral Agamemnon’un İnciraltından geldiğini var sayıyoruz.
Demiştim ya;
Hayalin sınırı yok.
İnciraltı Gelişim Derneğinin de ve Yönetim Kurulu başkanı Tayfun Karabulut’un bu konuya hayır demeyeceğini düşünüyorum.
Çünkü onlarında bütün istedikleri atıl durumda bulunan topraklarının değerlendirilmesiydi.
HAYALİMİN SINIRI YOK.
Bu hayal, benim önerdiğim ama, hepimizin hayali olmaması için bir sebep yok.
Neler yapabiliriz diye düşünürsek…
Agamemnon Kaplıcaları ile M.Paşa Caddesi arasında bulunan ve bir çok yeri hala boş olan alanda;
Kamışlardan veya hasırlardan eski dokuyu yani M.Ö 1182 yılını anlatan bir küçük köy kurabiliriz.
Bu köyde;
Küçük bir müze, Yeme içme yerleri, Kır kahvesi, Hediyelik eşya satan dükkanlar ile, kerpiçten yapılacak olan bir kır moteli, bembeyaz kireç badana ile boyanmış, duvarlarında eski Agamemnon Kaplıcalarını anlatan çizimlerin bulunduğu resimlerinde yer aldığı motellerde çok basit mobilyalar, bol miktarda tül kullanılırsa harika olur.
Düşenebiliyor musunuz adeta bir film platosu gibi bir yerden bahsediyorum.
Neden M.Ö 1182 yılındaki Agamemnon için, o yılları anımsatan takı çalışmaları yapılmasın.
Örneğinin Balçova Belediyesinin böyle bir takı yarışması açması bile yeterlidir.
Çünkü Balçova da eski başkan Çalkayanın kadın evlerinde bu konu ile ilgili çalışan yüzlerce kadın ar desem abartmış olmam…
Bir tane eskiyi yansıtan baskılı kıyafet bulamazsınız.
Kendi kendine gelişen veya gelişmeyen bir yer Agamemnon Kaplıcaları.
Ama NEDEN…
1965 yılından beri müze bodrumunda bulunan Agamemnon kral sülalesinden olduğu kabul edilen kişinin büstü de layık olduğu yere Agamemnon Kaplıcasına getirilir.
Zaten 54 yıldır bodrumda durduğu için müzenin bir kaybı olmaz.
Gerçek yerine getirilip muhafaza altına alınmalıdır.
Ayrıca Ata Caddesi ile Sakarya Caddesinin birleştiği köşede, uzun yıllardır duran, ve havuz fıskiyesinin üstünde duran artık dağılacak hale geldi gelecek sütun başının da yine Agamemnon Kaplıcalarında muhafaza altına alınmalıdır. (Burada bir parantez açık, elimizde bulunan toprak üstündeki yegane tarihi eserimiz olan bu sütun başına bu reva nedendir bir türlü anlamadım, anlamayacağımda)
Troya için ‘OPED’ destek vermiş.
Biz İzmirliyiz, biz Egeliyiz bu işin altından kalkarız, az mı sanata, kültüre gönül vermiş firmamız var.
Siz bu işe benim gibi gönül verin, neler yapabileceğimizi hep birlikte göreceğiz.
Bu konu çok daha fazla gelişebilir, yeter ki ilgili ve bilgililer el versinler…
DÜNYANIN İLK HASTANESİ olarak Ünesco’nun Dünya Mirası listesine girmesi için gerekeni de hangi ilgili yapması gerekiyorsa yapmalı ama evvel emirde hala yer altında güneş görmeyi bekleyen ROMA HAMAMI gün yüzüne çıkarılmalı ve ziyarete açılmalıdır.
Bir sondaj yapmanın bu kadar zor olduğunu sanmıyorum…
Halen gazetecilik yapan arkadaşlarımın da dikkatini konunun üstüne çekmek isterim.
Gündemin oluşturulması için desteğinize her zamandan çok ihtiyacımızın var olduğu muhakkak.
Yanımızda olacağınızdan emin olarak esenlikler dilerim…
GÜROL TOLUNAY / HAYALİMİN SINIRI YOK… 17 Mayıs 2019 / Yazı ve Fotoğraflar ve arşivler; Gürol Tulunay