Nuray Özger / Ajans Bizim / Türkiye / İSTANBUL
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ''Hasta-sağlık çalışanı arasındaki ilişkiyi daha olgun hale getireceğiz'' dedi.
Koca, sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesi, Malpraktis davalarındaki hata ve haksızlıkların sona erdirilmesi için bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören Kanun Teklifinin, Adalet Komisyonuna sevk edildiğini bildirdi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, gündeme ilişkin YouTube üzerinden açıklamalarda bulundu.
Koca, şunları dile getirdi:
''Devlet, toplumun ortak şuuru, cisimleşmiş iradesidir. Birlik ve bütünlüğün hem sonucu, hem teminatıdır. Devlet vatandaşının ihtiyacını anlamak ve gerektiğinde ona çare elini uzatmakla kendini mesul tutmuştur. Okulu ve hastanesi, güvenlik gücü ve yargısı, idari kurumu, adaleti ve merhametiyle daima bizim yanımızdadır. Devlet, zayıfa karşı şefkat, huzuru bozana karşı hizaya getirici güçtür.''
Sağlıkta şiddet olayları
Pandemi boyunca ertelenen sağlık hizmetleri ihtiyacının, hastanelerde giderek ağırlaşan bir yoğunluğa yol açtığını dile getiren Koca, şöyle devam etti:
''Salgında insanüstü bir kapasiteyle hizmet veren sağlık çalışanları zorlanmaya başladı. Balkonlara çıkarak alkışladığımız insanların şimdi aynı performansı aralıksız sürdürebileceğini düşünmemiz ise bence pek isabetli değil. Geçiş sürecindeyiz.
Pandemi nedeni ile bütün dünyada zorlaşan hayat şartlarından sağlık çalışanlarımızın da fazlasıyla etkilendiğini, ön görülen iyileştirmelerinse henüz hayata geçmediğini bilmeliyiz.
Şu içinde bulunduğumuz dönemde, sağlık çalışanı ve hasta arasında karşılıklı anlayışın, tevazuun, saygının adeta iyileştirici bir güç olduğunu hiç unutmamalıyız. Sağlık hizmeti alırken anlayışlı, yeri geldiğinde sabırlı olmalıyız. Sorunlarla kişisel olarak mücadele etmek yerine, devletin getireceği çözüme güvenmeliyiz. Hastaneler, bu kerim devletin göz bebeği kurumlardır. Kişilerin hataları varsa o hatalarla ne bu kurumları ne de bir meslek grubunu etiketlemekten kaçınmalıyız.
Biliyoruz ki; şiddet olayları, hasta-hekim insicamını giderek daha fazla etkilemeye başladı. Şunu hemen söylemek, artan şiddet olaylarından hareketle bu saygın toplumun tamamını yargılamaya kalkanları baştan uyarmak isterim.
Pandeminin inişe geçmesiyle birlikte, pek çok ülkede, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında artış rapor edilmektedir. Ülkemizde günbegün artış gösteren olaylara, genel olarak, suça eğilimli veya daha önce suç işlemiş, bazı örneklerde madde bağımlılığı olan, kendini kuralların ve kamu otoritesinin üzerinde gören bir kişilik yapısına sahip olduğu anlaşılan, ayrıca stres anında davranış kontrolünü kaybetmeye meyyal kişiler yol açıyor.
Doktoruna, hemşiresine fiziki şiddet uygulayan kişilerin birçoğunun, aile içi bireyler başta olmak üzere başka şiddet vakalarının bulunması tesadüf değildir. Şiddet olaylarında ciddi bir bölümü de sözlü şiddet oluşturmaktadır. Bu gruptaki şiddetin kaynağı ise, bizce, hasta veya hasta yakını ile sağlık çalışanı arasındaki yanlış beklentiden kaynaklanan gerilimdir. Beklentilerin makul hale getirilmesi ve gerilimin yönetilmesiyle bu kategorideki sorunu, sağlık çalışanları için atılacak adımların oluşturacağı zeminle aşacağımıza inanıyorum.
Bu devlet bir hukuk devletidir. Sağlıkta şiddet olayları da dâhil hukuka akseden hiçbir sorunda bir taraf peşinen suçlu, diğer taraf peşinen masum ve mağdur değildir. Teşhis hekimin ise hüküm de hâkimindir. Bu sebeple, bilhassa hekim arkadaşlarımızdan, tüm camiamızdan rica ediyorum. Adalete güvenin. Yapılacak yeni yasal düzenlemeler, sizleri şimdiden müsterih etsin. Şiddet suçlarını gündemde tutma, suçluları teşhir etme çabasının olumsuz sonuçları da olduğunu, hatta mesnetsiz karşıtlıklar doğurabildiğini unutmayın. Suçlara karşı yeterli yaptırım olmadığı şeklindeki gündem, sorunlu bazı kişilik yapılarında suça yönelime yol açmaktadır. Devlet erkinin, gerçeğe aykırı şekilde duyarsız gösterilmesi bumerang gibi bize geri dönmektedir. Bu zararlı tutumdan vazgeçelim.
Hasta ile hekim arasındaki o çoğu kere süresi kısa ilişki, özünde nadir bir ilişkidir. Bir taraf anlaşılma ihtiyacı içinde diğer taraf anlamakla görevlidir. Bu, saygıya dayalı, kötü davranışı kabul etmeyecek, hekimin profesyonelliğine dayalı bir ilişkidir. Şiddetin gölgesinin bile bu ilişkiye düşmesine izin vermeyeceğiz. Toplum bizimledir. Fakat şu nokta da önemli: Sağlık profesyonellerinin anlaşılmaya ihtiyacı olduğu gibi, bizlere gelen hastaların da anlaşılmaya ihtiyacı vardır.''
Sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesi ve Malpraktis davaları
Bakan Koca, sağlıkta şiddetin önlenmesi ve malpraktis davalarına ilişkin de, ''Sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesi, Malpraktis davalarındaki hata ve haksızlıkların sona erdirilmesi için bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören Kanun Teklifi, Meclisimize sunulup, Adalet Komisyonuna sevk edildi'' dedi.
Bu kanun teklifinin, kasten yaralamada tutuklu yargılanma sonucunu doğuracağını ifade eden Koca, şöyle devam etti:
''Yine bu kanun teklifi, sağlık hizmetini engelleme suçunu şiddet olayında cezayı artırıcı bir suç haline getirecek.
Malpraktis kaynaklı dava açılabilmesi, kurulacak Mesleki Sorumluluk Kurulunun onayı şartına bağlanacak. Teklifin temelini oluşturan hükümler, tarihi bir sonuç doğuruyor: Kasıt olmadığı sürece hekimden tazminat yükü kalkacak. Vatandaşın mağduriyeti varsa bunu devlet karşılayacak.
Camiamız, bu gelişmelerden duyulacak heyecanı maalesef göstermedi. Neden?
Maalesef daha önce de örneğini yaşadığımız olaylar yaşandı. Sorunların çözümü etrafında buluşmak yerine, sorunların güncel örnekleri etrafında toplanıldı. Seyri hukuka bırakılması gereken bir olay, neredeyse bir taraflaşmaya, ayrışmaya yol açtı.
Bize gelecek ve huzur vaat eden gerçek gündemden kopmak hatadır. Öte yandan, suç ve ceza şahsidir. Bir kişinin hatası, ne bir kurumun ne de bir meslek grubunun hatasıdır.''
''Hasta-sağlık çalışanı arasındaki ilişkiyi daha olgun hale getireceğiz''
Toplum olarak, salgının dehşet saçtığı günlerde sağlık çalışanlarına Sağlık Ordusu adının verildiğini hatırlatan Koca, şunları söyledi:
''Hiçbirimiz, şimdi bunun göz ardı edilmesine izin veremeyiz. Bize yakışan bu doğru tarife halel getirmeyelim. Biri milletini düşmana, biri milletini hastalıklara karşı koruyan iki ordumuz var. Ordu-millet olan bu toplum, bu iki orduyu ayıramaz.
Sözlerimi üç vurguyla bitirmek istiyorum:
-Hasta haklarının korunmasında hassasız.
-Hasta-sağlık çalışanı arasındaki ilişkiyi daha olgun hale getireceğiz.
-Sağlıkta her türlü şiddet olayına, sağlık çalışanlarının açılan davalarda haksız bedeller ödemesine karşı Sn. Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde gereken adımları atacağız.''