Özbek'in marka lezzeti: Keşkek

Olmazsa olma Urla’da Özbek, Özbek'te Keşkek

Urla’ya gelip de Özbek köyünü ziyaret etmemek, Özbek’e gelip de keşkek yememek olmaz.

Doğal güzellikleri, denizi, tarihi, mezatı ve balık restoranlarıyla çok sevilen Özbek’te; kadın gücü, kadın dayanışması ve lezzet üçlüsünün hayata kazandırdığı bir mekan var; Özbek Keşkek Evi. Ya da Şerife ablanın yeri.

Vedat Milör’den Rahmi Koç’a sayısız ünlüyü ağırlayan, üniversitelere tarif, tezlere ilham veren Şerife Kublay, herşeyi bir kadın muhtar seçerek başlattıklarını anlatıyor.

Kadınların sesini duyan, ihtiyaçlarını anlayan Işık Erdoğan göreve gelir gelmez köye pazaryeri kazandırıp, artık gelenekselleşen ot festivalinin atasını orada kuruyor.

Plan basit; her kadın elinden geleni pişirip hafta sonu köye gelenlere pazaryerinde satacak, aile bütçesine destek olacak.

Şerife abla “Ben de keşkek yapayım” deyince şaşıyor kadınlar; Özbek’in düğün yemeğinin pazarda işi ne? diye…

Yiyenin tadı damağında kalıyor, talep arttıkça pazar tezgahından pazaryeri kulübesine derken artık ünü ülkeye yayılmış Özbek Keşkek Evi’ne varıyor keşkek yolculuğu.

Sarma, börek, kuru fasulye, pilav, bamya, enginar gibi çeşitlerle menü zenginleşiyor. Bazana, masır gibi yöresel yemekler pişiyor, hatta salyangoz günleri için önceden listelere isim yazdırılıyor.

Tabi bir de hafta sonu kahvaltıları var ki…

Özel lezzetlere sadelik ve güler yüzün eşlik ettiği bu mekanı henüz keşfetmediyseniz, seveceksiniz...