Patitan bahçesinde kedilerin beslenmesine karşı gösterilen tepkilerin giderek azaldığına tanık olmak yanında, yemeğe katkıda bulunmak isteyenlerin korkuları azalmış olmalı, bir kısmı açıktan açığa kedilere yemek taşımağa başlamışlardı. Hemen hepsi eşimin yanında yer alıyorlar, ona destek veriyorlardı. Bu gönülden desteği en çok kadın ve çocuklardan görüyorduk.
Küçük çocuklardan, en yaşlısına kadar, kedilere uzanan yardım zincirinin halkaları çoğaldıkca, bundan kediler de son derece mutlu oluyorlardı.
Yıllardır “eskiyen” yüzümüzü gören kediler, bıkmış olabilirlerdi bizden. Şimdi değişik yüzler görmeye başlamışlardı ve bundan hoşnut olmalıydılar.
Balkonlardan, camlardan aşağı gizli gizli et, balık, ciğer parçası atma dönemi kapanıyordu.
Bu iyi bir haberdi hayvanlar için.
Hayvanları Koruma Yasası mı, yoksa sevenlerin artması mı bunda etken olmuştu, kestirmek zordu. Hayvan dostlarının çoğalmasında, çevre bilincinin etkili olduğu söylenebilirdi.
Gerçi insanlar evlerine hayvan alıp korumakta çok fazla istekli görünmüyorlardı ama bir süre sonra bu nasılsa yaygınlaşacaktı.
Esas olan bizim elimizdeki 4 yavrunun ailelere verilmesi konusu vardı ki, bizleri öncelikle bu düşündürüyordu.
Benek’in yavruları sokağa kesinlikle bırakılamazdı. Bahçede korunmaları zordu. Evimize almak ise olanaksızdı. Bu durumda onlara aile yanı bulmak gerekiyordu.
Son derece sevimli olmaları, ailelere kavuşmaları açısından büyük bir avantajdı ve bu şirinlikleri işimizi kolaylaştırıyordu.
Hemen internetteki hayvan sitelerine girdik. Oraya ilanlar bıraktık. Hürriyet’teki Bekir Coşkun’un köpeği için düzenlenip yayınlanan Pako’nun sayfasındaki panoya ilanlar astık.
İki gün içinde yavrulara talip olanların sayısı öylesine arttı ki, elimizde 5-6 yavru daha olsa onları bile ev sahibi yapabilirdik.
Şanslı bir dönemde olduğumuzu itiraf etmeliyim. Yoksa aylarca ev sahibi yapılamayan nice köpek ve kedi olduğunu biliyorduk.
Yavru isteyenlere veterinerin yerinde randevu verip, kedileri orada görebileceklerini söylerken, eşim ve veteriner Yudum, adayları yakından görmüş oluyorlardı.
Aslında iş olsun diye evlerine kedi alanlar vardı.
Bir kaç gün besleyip sonra sokağa bırakanlar oluyordu.
Küçük bir macera için alıp, sonra elden çıkarmaya çalışanlara rastlanıyordu.
Kendisine bakmaktan aciz tipler ortaya çıkabiliyordu.
İnce eleyip sık dokuyarak, adayları küçük bir sınavdan geçirerek, açıkcası her birini yakından tanıyarak kedilerin hepsini tek tek sahiplendirdik.
Hatta yeni sahiplerin telefonlarını, adreslerini alarak zaman zaman kedileri yeni evlerinde görebilme şansını kullanmak niyetindeydik.
Minik yavrulara sahip olacaklara veterinerde davet yaptık. Aynı gün ve aynı saatte gelmelerini istedik.
Nihayet veda günü gelmişti.
Benek gelişmelerden habersizdi. Acaba yavrularından ayrılacağını, onların sıcacık yeni bir yuvaya uçacaklarını hissetmiş miydi? Analık sezgisi ne kadar gelişmişti bilemeyiz. Belki anlamıştı.
Yavrular için düzenlenen veda partisinde ikisi kız, ikisi erkek kedi dostları, seçtikleri yavrular kucaklarında fotoğraflar çektirdiler.
Çekimler kolay oldu denemez. Hatta çok zor oldu. Kimileri sahiplerinin kucağında durmak istemedi. Uzun çabalardan sonra bir aile fotoğrafı ortaya çıktı ama bir de onu bizlere sorun.
Benek, önünde dizili dört yavrusu ile eşimin kucağında verdiği pozda çok üzgün görünüyordu. Bu kare unutulmayacak gibiydi.
Sonunda sıra ayrılma anı geldi. Kedileri sahiplenenlerle vedalaştık.
Benek de yavrularıyla.
Çok hüzünlü bir veda olmadı bu.
Aksine sevinçliydik. Yavruları “ev”lendirmiştik.. Hepsinin bir sahibi vardı ve gelecekleri güzel ve mutlu geçecekti.
Önemli olan Benek’in bundan sonraki yaşamı ne olacaktı?
Onu yavrularından ayırdık, hiç olmazsa annesi ve kardeşi sitede yaşıyordu. Eğer onu da bir eve verseydik çok haince bir davranış olurdu.
Benek, otelden ayrılmaya az zaman kala veteriner Yudum hanım tarafından kısırlaştırılmıştı. Artık o da annesi Mernuş gibi kısırlaşmış halde yaşamına devam etmek zorundaydı.
Bir gün sonra Benek bahçeye, eski mekanına getirildi.
Annesi ve kardeşi Cızırtı ile yine buluşturacaktık artık..
Mernuş, Benek’i veterinerde görmüştü, Cızırtı ise kardeşinin öldüğünü sanıyordu.
Birden Benek’i karşısında gören Cızırtı, patisiyle ona dokunmaktan ileri bir tepki vermedi. Bir ara mırmır ettiler. Sonra ayrılıp kardeş kardeş bir başka köşeye giderlerken Mernuş onları arkalarından izliyordu.
Mernuş, Patitan’da kendisine ait yere doğru yürüdü.
Tami sırıtarak Mernuş‘tan uzaklaşırken “Seni çekecek halde değilim” dercesine arkasını döndü ve Mesa bloklarına doğru yola çıktı..
Mernuş‘un kafasında ise kimbilir hangi düşünceler çatışıyordu.
Tahmin etmek güçtü.
(Devam Edecek)
www.haberhurriyeti.com / Sezai BAYAR
***
ÖNCEKİ BÖLÜMLERİ AŞAĞIDAKİ LİNKLERDEN OKUYABİLİRSİNİZ
Bebelere isim…(46)
Yavrunun yüzünde, Arap şeyhlerini andırır bir çizgi taşıdığını da eklemek isterim. Bir tek uzun entarisi (!) eksikti sanki. Hiç bir şey çağrışım yaptırmasa
Erbakan Hoca’ya nasıl votka içirdik (45)
6 gün önce yazıldıAnkara gazeteciler Cemiyetini ziyaret eden Milli Nizam Partisi Genel Başkanının istediği portakal suyunun içine muziplik olsun diye bir miktar votka
Nankör kedi (!) Çankaya’da mı ? (44)
Yıl 2001…Milli Güvenlik Kurulu toplantısında gergin anlar. Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, Bşbakan Ecevit’e anayasa kitapcığı fırlattı. Anında tepki
Eve giren köpek ve “nankör kedi”…(43)
Alman Haber ajansının servis ettiği habere göre bir kedinin sahibi ekmeğine yağ sürerken elinden güya bıçağını düşürmüş. Düşen bıçak ayak
Hayvan Siyaset Belgesi…(42)
Tarçın, yabancıların irticai faaliyetlerde bulunmak için bahçeye sızmaya çalıştıklarına dikkat çekti. İranvari bir şeriat devleti kurma yanlılarının
HKKK Toplanıyor…(41)
Gizliliğe uyulmazsa alınan kararlar dışarı sızabilir. Hatta ajanlar harekete geçebilir. Nesillerinin tamamen ortadan kaldırılmasını isteyen iç ve dış
Yaşam felsefesi…(40)
Torunlar, yeni yetmeler salonun her yanında cirit atıp, koltukların üstünde oyunlar oynarken, Yudum’un asistanı trafik kazası geçirmiş bir kediye acil
Cennetten gelen iki misafir…(38)
Benek’in doğumu sırasında bahçedeki hayvanları biraz ihmal eder gibi olduk haklı olarak. Minik yavruların dünyamıza karışması, gözdemiz olan
Benek anne mi oluyor yoksa ?(37)
Görülmeye değer bir manzara. Annelerinin memelerini bulamayan, gözleri görmediği için kardeşleriyle birbirine sarılan yavrular iyi kötü süt emmek için
“Çuval ” operasyonu…(36)
Açıkcası “savaş” ilan etmişlerdi bize. Irak’ı sebepsiz işgal etmiş Amerikan güçlerini kendilerine “model” kabul etmiş zihniyetten korkulurdu.
Dünyada mekan, Ahrette iman…(35)
Mernuş, yavruları ve diğer kediler, mehtaplı bir gecede zifiri karanlığın içine düşmüş gibi algıladılar son durumu. Ve kendilerini dımdızlak gibi
“Merhamet ve Adalet İstiyoruz” (34)
“Merhamet, vicdan ve adalet bir gün size de gerekebilir.. Kesinlikle torpil ve himaye istemiyoruz. Pozitif ayrımcılıktan nefret ediyoruz.Sakın ha, eskiden
“İlahi Adalet” … (33)
“Karasurat”ın arabası Söğütözü yakınında büyük bir kaza yapmıştı. Bariyerlere çarpan arac hurda haline gelmiş, kendisi hemen ameliyata
Hayvan Hakları Yasası…(32)
Necati son gelişmeden habersizdi. Arkadaşları dünyaya gözlerini açar açmaz bir aile buluyorlar, doğada korunuyordı. Geziyorlar, koşuyorlar,
Hafiyeler (!) İz Peşinde…(31)
İnsanlıktan nasibini almamış, psikopat, ruh sağlığı zedelenmiş bu mahluklar, değil hayvan sevgisini, insanlara, yakınlarına ve akrabalarına karşı dahi sevgi duygusunu açığa çıkarmaktanacizler. Bu tip varlıklara akıl ve sevgi “damlalıkla
Yönetimden “köpek” taktiği. (30)
Tami son derece sevecen bir yaratıktı. Herkese aynı mesefade duran ve herkese aynı sıcaklıkta yaklaşan bir köpek. Hatta bazılarına göre “yılışık”
Manukyan’ın kızları gibi…(29)
Mernuş dişi kedileri uyarıyordu: doğum kontroluna dikkat edin. Şu anda nüfus patlamasına neden olmanın zamanı değil. Yıllarca vergi rekortmenliğini
Nerden çıktı bu Tami ? (28)
Tami kürsüden inerken yine kaküllerini düzeltmek zorunda kalmıştı. Sitenin bir köşesinde yerleşmeye niyetli olan Tami’nin kediler şurasına katılması
Hayvanlar Şurası…(27)
Cinayetlerin çözümünü devletten bekleyemeyiz. Devlet kendi söküğünü dikemeyen terzi durumunda. Susurluk Skandalı ve daha niceleri. Son 10
“Katiller nerede?” (26)
Bu cinayetlerin göbeğinde Patitan dışından müdahale olmuşsa, işin içinde “derin devlet” var demekti. Oysa derin devlet daha çok insanlar ve onların
Bir cinayet daha mı? (25)
Doğada yaşamaya alışkın olan hayvanların, her türlü canlı mahlukatın yine doğanın koşullarına ayak uydurarak, kendilerinde o gücü bularak
Kediler Doğulu, köpekler Batılı mı? (24)
*Peyami Safa, Fatih-Harbiye adlı romanında Doğu-Batı farkını ele alırken -bu aynı zamanda idealizm ve maddecilik çatışması- kedi ve köpek cinsini ayrı
Polonya Yahudileri gibi…(23)
Kedileri beslemeye başladığımız günden sonra kendimizi ve bize yakın olanları, İkinci Dünya Savaşı’nda işgale uğramış Polonya’da yaşayan Yahudi
Kayıp anaları ve Mernuş…(22)
Ülkede binlerce faili meçhul cinayetlerin, kayıpların olması, bu nedenle bağrı yanık anaların, Cumartesi Anneleri’nin, çocuklarını şehir şehir aramak
Kediler ve Susurluk komedisi…(21)
İnsan hakları filan hikaye. İhlaller gırla gidiyor. Hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku hala geçerli. Kendileri için hak ve özgürlükleri yaygın hale
Pamuk nerde ?..(20)
Komşumuzun minik kızı Ayfer acı haberi verdi: “Pamuk park yerinde hareketsiz duruyor, gördünüz mü? Ölmüş müdür acaba?”
Kedilerin önsezileri…(19)
*Komşularımızdan biri sabah erkenden bağırıyordu. “Kediler arabamın tüm boyasını kazıdılar. Nedir başımıza gelenler. Bunları defedelim gitsinnn.”
Kediler Örgütleniyor… (18)
Sıra bugüne kadar kaybolan, öldürülen iki komşu kedinin başına gelenlerin ne olduğunu öğrenmeye gelmişti.Acaba bu ölümlerde “derin devlet’in
Kediler kongresinde tartışma …(17)
Hem dünyaya geliyoruz, hem yaşam hakkı tanınmıyor. Hem varsınız deniyor, hem yoksunuz. Bu nasıl bir kısır döngüdür? Sorunlarımız var, çözmüyorlar.
Kedi cilveleri… (16)
Bahçeye gelen yabancı kediler arasında “mahallenin aşiftesi” siyah benekli beyaz kediye “ Nataşa” adını uygun görmüştük nedense. Nataşa’nın önüne
Kedileri bekleyen tehlikeler…(15)
Geri kalmış ülke politikacıları dünyanın her köşesinde, “Önce politikacı, sonra insan, daha sonrası hayvanlar” tezini savunuyorlardı. Çünkü
Peri Bacası yıkan başkan (14)
Hristiyanlık öncesi dönemde Güzel Atlar Ülkesi adıyla bilinen Kapadokya yöresinin tarihi ve kültür varlığı olan peri bacalarından birinin yıkılması demek, tarihin “yıkılması” demek. Tarihin “silinmesi” demek.
Katliama müthiş tepki var..(13)
Kütük haline getirdiğiniz o ağaç gövdeleri cehenmem ateşiniz olur inşallah
Ağaç katliamı ve sonrası… (12)
Sitenin yeni bayan başkanınından kedilere karşı operasyon beklerken, otuz yıllık tam 39 ağaçı kökünden kestirmesi bizim için büyük yıkım oldu.
Bayan Başkan koltuğa oturunca…(11)
Yumuşak yürekli olacağını sandığımız bayan başkan “demir yumruklu leydi”yi oynamaya başlamıştı bile….
Şenlikli (!) kongre….(10)
Sanki ABD’nin Irak’ı işgal kararından sonra askerlerin bu ülkeye Türkiye üzerinden girmeleri için hazırlanan teskere oylanıyordu Patitan kongresinde.
“Etnik koloni” işi zorlaştırıyor…(9)
Yavrular yavaş yavaş serpilmeye başladığı için sorumluluğumuz artmış durumdaydı.
Pembe memeli kedi… (8)
Patitan’da derin bir sessizlik hakim. Bu, halkın kedileri benimsediği anlamına gelmiyor. Homurdananlar var, ama aile olarak bizler “duymazlıktan gelelim,
Bebelerrrrr… (7)
Hangi hayvan olursa olsun, tüm hayvanların doğal ortamlarında yaşamalarının doğru olduğuna inanıyordum. Hala da bu düşüncemin arkasındayım.
Mernuş kimden hamile kaldı? (6)
Mernuş’un giderek büyüdüğünü farketmeyişimiz. Çevre apartmanlar arasında turlara çıktığını biliyorduk Mernuş’un. Gizli gizli bir şeyler çevirdiğini hisseder gibiydik.
Mernuş ile tanıştığımız an…(5)
Yüzü, gözleri, duruşu, sessizliği öylesine güzel, öylesine etkileyiciydi ki…
Ana kuzusu olamadı… (4)
*Mernuş, sokak kedisi olarak bir duvar dibinde doğdu, sokak kedisi olarak yaşam mücadelesine atılmak zorunda kaldı..Hayatından hiç şikayetçi değildi.
Gözlerin gözlerime değince… (3)
Kendimi galiba insan gibi hissediyorum kimi zamanlar. Ama bir değişmez gerçek var ki hayvanım ve öyle yaratılmışım.
Farklıdır benim memleketim…(2)
*Şu anda adımınızı attığınız bu minik alanın adı Patitan’dır. Pati’leri ile anılan hayvanların vatanı. Kediler dünyası burası.
Hayvan sevgisi meğer bulaşıcıymış…(1)
KEDİ… Önsöz… Hayvan sevgisi meğer bulaşıcıymış…(1) Hayvanlar âlemine doğru şöyle “yüksek yoğunlukla” yönelmeye, kedilerle ilgili bir şeyler yazmaya karar verdiğimde, hayvan sevgisinin bana çocukluğumda ailemden bulaştığını anladım…