Ensari Bey’in ilk birlikte olduğu kadın;
Sarı saçlı, mavi gözlü, şeytana pabucunu ters giydirecek karakterde bir afetti.
Birkaç yıl ‘Adam’ın bütün kazandığı parayı yemiş, Ensari Bey’e taktırdığı altınları sonra bozdurarak kendine bir daire bile almıştı.
“Ensari’ciğim!” demişti bir gün;
“Aramızdaki mesai bitti. Şimdi benim gözüm bir dış ticaret uzmanına takıldı. O bana daire değil, bir apartman alacakmış!”
Ayrıldılar!
Ensari Bey’in karşısına bu kez yine sarı saçlı, mavi gözlü, şehrin kenar mahallelerinden birinde doğup büyümüş Gül Hanım çıktı.
Kız ilk okulu zar zor bitirmiş, çok bildiğini sanan, babasıyla birlikte dokuma fabrikasında kopan iplikleri düğümleyen bir işçiydi.
Ensari Bey mi?
O da aynı fabrikada muhasebe bölümünde Gündüz Badak’ın yanında çalışıyordu.
Gül’ün babası durumu çaktı!
Her akşam paydostan sonra kızı alır, birlikte evin yolunu tutarlardı.
Son zamanlarda çeşitli bahaneler uydurarak Gül’ü yalnız bırakıyordu.
Adam baba değil, bir aracıydı sanki!
İki hafta sonra beklediği an oluştu ve Gül:
” Baba!” dedi, ” Ensari Bey bana evlenme teklif etti!”
GÜL’ÜN SAÇLARI
” Bir koşulum var!” dedi Ensari Bey;
” Saçlarını siyaha boyayacaksın!”
Kabul!
Siz isteyin, yeşile bile boyarız!
O günden beri Gül Hanım’ın saçları kapkara oldu!
” Kocam böyle istiyor!” diyordu soranlara!
” Kız!” diyor mahallenin Semiha Yengesi!
” Adamın ilk sevgilisi sarı saçlıymış. Vurmuş kıçına tekmeyi. Bu yüzden sarı saçlı kadınlara düşman olmuş herif!”
CAVİT KÜRNEK
27 Ekim 2019, ÇEŞME