29 Ekim Kadınları Derneği, Ankara’da Prof. Dr. Ülkü Gürler’in yönettiği, Hacettepe Üniversitesi Arş. Gör. Aynur Demirli ve Gazeteci Yazar Işık Kansu’nun konuşmacı olarak katıldığı ‘Laiklik’ konulu panel düzenledi.

29 Ekim Kadınları Derneği İzmir-Bayraklı Şube Başkanı Zöhre Benk dernek üyeleriyle katıldığı panelde Cumhuriyet’in 2’nci Yüzyıl’a, derneğin ise 4’üncü yıla girişi Genel Merkez ve tüm şubelerin katılımıyla kutlandı. Genel Başkan Şenal Sarıhan yaptığı konuşmasında, “Laiklik barışın da, insanca yaşamın da güvencesidir, 29 Ekim Kadınları olarak laiklikten vazgeçmeyeceğimizi ilan ederiz” dedi. Şenal Sarıhan şunları söyledi:
29 Ekim 2020 yılında, 29 Ekim Kadınları adıyla kurmuş olduğumuz derneğimiz, bugün 4. Yılına giriyor. Cumhuriyet’in 2. Yüzyılına adım attığımız tarihle örtüşen bugün, iki önemli kutlamayı birlikte yapıyoruz. Ancak, öncelikle belirtmek isteriz ki bugün yanı başımızda sözde savaş adıyla insan kırımı sürerken, biz kadınlar olarak kendi ülkemizde de dünyada da gerçek bir barış istiyoruz. İç barışın da dünya barışının da aklın egemen olduğu, ırk, din, dil, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep benzeri sebeplerle ayırımın olmadığı bir toplumda kurulabileceğine inanıyoruz.
ŞUBE SAYISI 41'E ÇIKTI
Ülkemizde, cumhuriyet değerlerini ve kadının insan haklarını savunan çok sayıda kadın derneğimizin olmasına karşın, yeni bir örgütlenme ile barış, kardeşlik , birlik cephesini güçlendirmek istedik. Bugün itibarıyla 41 Şubeye ulaştık. Bir örgütlenme için henüz emekleme devresindeyiz. Ancak, kadınlarımız başta olmak üzere tüm yurttaşların hak ve adalete ilişkin talepleri konusunda yükselen seslere sesimizi ve gücümüzü katmaya çalışıyoruz.
Devrim Yasaları ile insan haklarına dayalı, eşitlikçi ve çağdaş bir toplumun inşası hedefi, ne yazık ki giderek geriye düşüyor. Bu olumsuz gidiş, son elli yıldır, özellikle de kadınları baskı altına alıyor. Anayasamızda güvence altına alınmış olan Laiklik, giderek yerini dinci - gerici bir noktaya doğru taşıyor. Ülkemiz, Anayasa’nın 2. Maddesinde ifade edilen “ Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” kimliğini hızla yitiriyor. Cumhuriyet değerleri ile yetişmiş bir kuşak yerine dinci- gerici yeni bir neslin yetişmesi için özel bir çaba gösteriliyor. 4+4+4 uygulamalarının yanına eklenen ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” gibi projelerle din adamları okullara taşınıyor.Anayasamızda ve yasalarımızda yer alan LAİKLİK ilkesini koruması ve uygulaması gereken Milli Eğitim Bakanlığı, kız çocuklarının okullaşma oranındaki azalmanın suçunu Karma Eğitim’de bulabiliyor.” Gerekirse kız okulları açılabilir.” diyebiliyor Bilim yuvası olması gereken yerler, siyasi iktidarların ideolojilerinin merkezi haline getiriliyor. Esnek çalışma yasaları ile kadınlar, evlere kapatılıyor. Sosyal Yaşam ve siyasal yaşam adeta kadınlar için ulaşılamaz kılınıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin muhalefet partilerimce de içselleştirilmemiş olması, kadının insan haklarının savunulmasında onların aktif ve öncü olmasını engelliyor. Bu nedenle, parlamentodaki kimi partiler, kadınların emeği ile daha da ileri taşınmış olan Medeni Yasa’da kadınlar lehine kazanılmış hakların iğdiş edilmesi için gerici düzenlemeler peşine düşüyor. Kadına yönelik şiddet, bu denli artmışken Cumhurbaşkanı’nın bir gecede elimizden aldığı İstanbul Sözleşmesi’nin ardından, 6284 Sayılı Kadına Karşı şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un değiştirilmesi, nafaka hakkının sınırlandırılması, zinanın yeniden suç olarak TCY’na alınması gibi bir avuç gerici kesimin talepleri yeniden tartışmaya açılıyor. Hatta daha da ileri gidilerek, aynı bakış açısı ile Anayasa değişikliği öneriliyor.
HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ.
Bilim ve teknolojinin bu denli ilerlediği bir çağda, ülkemizi ve kadınlarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz. Haklarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Bunun için mücadele edeceğiz. Bu mücadelenin ilk adımı olarak, önümüzdeki üç aylık sürede “Yaşamın her alanında laikliğin neden gerekli olduğu, laikliğin yaşama uygulanması ve vazgeçilmez kılınması “ konusunda etkinlikler düzenleyeceğiz. Bu etkinlikler, bildiri dağıtmaktan, ev ve iş yerleri ziyaretlerine ve özellikle muhtarlar, belediyeler, üniversite Gençliği ve eğitim örgütleri ile ortaklaşarak, yerel ve ulusal basın desteğin de yararlanarak projeler yaşama geçireceğiz. Çalışma programımız içinde olan ve bazı şubelerimizde gerçekleştirilen ya da hazır olan “ Cumhuriyete Değer Katmış Kadınlar” etkinliklerinde de “Laiklik Vurgusu” öne çıkarılacak. Süreç içinde yerelde ve yedi bölgede Laik Yaşam mitingleri düzenleyeceğiz.
Laiklik; birleştiricidir. Laiklik; aydınlanma demektir. Laiklik; aklın, egemenliğidir.Laiklik , barışın da insanca yaşamın da güvencesidir. 29 Ekim Kadınları olarak laiklikten vazgeçmeyeceğimizi ilan ederiz.
29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı
Şenal Sarıhan