Osman Kalın isimli Türk vatandaşının tam 36 sene önce, 1982’de Berlin’in tam ortasına yaptığı gecekonduyu hiç kimse yıkamadı.
Gecekondu Alman kültürel mirası oldu.
Gecekondu Berlin turizm şehir planınlarında “Türk bahçesi-Osman Kalın” olarak geçiyor.
Gecekonduyu yapan merhum Osman Yozgat Cura’dan.
1964’te Almanya’ya gurbetci olarak giden Osman Kalın, camiye gidip gelirken Doğu ve Batı Berlin’i ayıran duvarın dibinde bir yeşil alan görür.
Osman emeklidir, zamanı boldur. Önce 25 metrekarelik alanı çitle çevirerek bostan yapar. Ama 25 metrekare ile kalmaz. Zamanla bahçesini genişletmeye başlar, bir de gecekondu yapar bahçeye.
Gecekondunun yapıldığı arsanın hikayesi ise daha ilginç.
1989’da yıkılan ve Doğu ve Batı Berlin’i ayıran duvar 1961’de, inşa edildi. Şehir tam ortasından karpuz gibi ikiye bölündü. Dikenli teller çekildi ve beton duvar örüldü. Ağır silahlı doğu Alman askerleri de köpeklerle beraber duvarın etrafında devriye gezmeye başladı. Duvara yaklaşanlar öldürüldü.
Ancak duvar inşaatı sırasında yapılan bir yanlışlıktan dolayı Doğu Berlin’e ait 350 m2 arsa ortada kaldı.
Ortada kalan 350 m2’lik arsaya ne Almanya’ya ne Batı Almanya’ya aitti.
Sahipsiz arsa çöpler ve eski mobilya parçaları ile bir atık alanına dönüştü.
Osman Kalın’ın gecekondusu burada yükselince Batı Berlin Belediyesi müdahale etmeğe kalkar, ama yasal dayanağı yoktur, zira bahçenin bulunduğu alan yasal olarak Doğu Berlin’e aittir, duvar yanlışlıkla ileriden çekilmiştir.
Böylece Osman Kalın, Doğu Berlin’nin Batı’da kalan toprağında yıllarca bahçesini yapar, gelene gidene çay, meyve sebze ikram eder, bölgenin sevilen yaşayan kültürü olur.
İki ülkeyi ayıran utanç duvarı 1989’da yıkılır,
Bu defa Osman Kalın, bahçesinin duvarını iki metre daha genişletir ve çit çeker. Bahçe 500 metrekareye ulaşır. Gecekondu ise bir ağaç eve dönüşür.
Burası daha sonra “Duvardaki Ağaç Ev” (das Baumhaus an der Mauer) adını aldı.
Artık iki tarafı birleşen Berlin’de arsanın bağlı olduğu Berlin Mitte Belediyesi Kalın’dan arsayı boşaltmasını isterler. Bunu duyan Berlin Kreuzberg halkı ise sokaklara dökülür, protestolar başlar.
St. Thomas Kilisesi’nin papazı da Osman Kalın’a destek verir ve bahçenin aslında kilise toprağı olduğunu gösteren 1780’li yıllara ait bir haritayı belge olarak sunar. Kamuoyu baskısı olunca, belediye de sınırı resmi bahçeyi 96 yaşında hayatını kaybeden Osman Kalın’a bırakır.
Mirascıları gelen tekliflere rağmen burayı satmayı reddettiler ve alıcılara bahçenin kendilerine ait olmadığını söylediler.
Osman dedenin torunuFunda, dedesinin hikayesini şu ifadelerle dile getirecekti;
“Dedem, ‘Bu ağaca ihtiyacım yok, çok yer kaplıyor’ derdi ama çok büyüktü ve dalları her yerden uzamış, her şeyi kaplamıştı. Köklerini kesip atmaya çalıştı ve yıllarca bu ağaçla savaştı dedem. Ağaç aynı dedem gibi inatçıydı. Sonunda dedem de ‘Tamam, bu burada kalacak demek ki’ dedi. Evin içinden dışarıya doğru büyüdü, duvarları yıktı ve ağaç-evin bir parçası oldu. Aynı dedemin buranın bir parçası olduğu gibi…”
Ahmet Güler
4.Temmuz. 2018