Ülke yönetimi öyle kolay değil arkadaş.
Kolay olsaydı Sülün Osman’ı başkan yapar, ülkeye refah getirirdik.
Yönetimler, akılla-planla-vizyonla ekonomiyi çevirmek zorundalar.
Öyle kafana göre takılıp, damadı işin başına getirmekle iş bitmez.
Sadece kadroyla da iş yürümez.
Kurduğun takım değerli, deneyimli, liyakatli insanlardan oluşmalı.
2002’de iktidara geldin, kurduğun kadro Kemal Derviş’in ekonomik programını hayata geçirip
8 yıl başarılı oldu.
Yani ekonomideki başarınız sizin değil, Derviş uygulaması.
Derviş bir sihirbaz değildi, İMF’nin dediklerini programladı ve uygulamaya başladı, sizler de devam ettiniz.
Ama sonraki 11 yıl boyunca hep keseden yemeği tercih ettiniz.
Plansız-programsız işler yaptınız.
İnsanı değil, seçilmeyi hedefe koydunuz.
İnsanların geliri artıyor gibi görünürken, yanlış uygulamalarla azalacağını hesaba katmadınız.
Sonunda duvara tosladınız.
Cumhurbaşkanı olduktan sonra da bağımsız kurum ve kuruluşları devreden çıkarmayı hayata geçirmek yanlıştı.
Merkez Bankası Başkanı – bağımsız gibi duruyordu- oyun dışı kaldı.
Ne oldu?
Diyelim ki, yeni başkan sizin emrinizi yerine getirdi, faizleri düşürdü.
Ülke güllük gülistanlık mı olacak sanki?
Faizleri düşürerek büyümek de bir yöntem.
Bir yol.
Ama üreten ülkeler için geçerli.
Üreten ve dış borcu olmayan ülkeler için de.
Borç batağına batmış, paranın pul olduğu, enflasyon canavarının hortladığı ülke ekonomilerinde
Merkez Bankası vasıtasıyla faizleri sıfırlarsanız de işe yaramaz.
Yarasaydı yüzlerce ülke aynı yolu denerdi.
Siz sanıyorsunuz ki “Emir demiri keser”
Hangi alanlarda işe yarar bilemem ama ekonomilerin düzelmesi, refaha ulaşılması ve büyümenin gerçekleşmesi açısından verdiğiniz emir demiri kesmeyecektir.
Sadece zaman kaybettirecektir güzelim ülkeme.
Refaha hasret halkımız bunu hak etmiyor arkadaş.
Bence faiz indirme takıntını bir daha gözden geçirmelisin.
Bizden hatırlatması…