Datça’da yaşayan, Gazeteci Arkadaşım Sedat Kaya Denizlerdeki kirliliğe dikkat çekiyor ve Datça’da denizin umuma açık hela haline geldiğine dikkat çekiyor. Denizlerde temizliğin simgesi olan ve Deniz,Kum, Güneş arayan turistlerin tercihinde birinci kriter olarak ortaya çıkan Mavi Bayraklı sahillerin foseptik çukuruna döndüğünü bildiriyor. Bu uyarıyı acilen Turizm Bakanlığı dikkate almalı, Ulaştırma,Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Hatta Ekonomi Bakanlığıyla birlikte çok hızlı bir denetim başlatmalıdır. Yoksa…. Döviz diye kıvrandığımız şu günlerde biz daha çok kendimizi parçalarız… Bu arada gazeteciler ne iş yapar diye soranlara da bir çift sözüm var. Gerçek gazeteciler, haber verir, gerisi ilgili kurumun görevidir. (Haberhurriyeti.com)
***
Geçen hafta İstanbul’dan bir meslektaşım geldi tatile.
Kendisini Mesudiye’nin en güzel koyunda bir otele yerleştirdim.
Doğaya, denize hayran kaldı.
İlk iki gün “iyi ki Datça’ya geldim, cennet burası” demişti.
Ama üçüncü gün keyfi kaçtı.
“Hayrola” diye sordum.
“Bugün denize giremedim. Açıktan sürekli pislik geliyor. Tekneler sintine bırakıyor. Denizin üstü mazot ve insan atığıyla doluyor!” demez mi?
*. *. *
Bugün Facebook’ta gördüm.
Datça’ya yeni gelen Bülent Ekmekçi isimli bir vatandaşımız denizdeki pisliğin fotoğraflarını çekip paylaşmış.
Bulunduğu yerde sahilin yağ, mazot, köpük, insan atığı ve her türlü pislikle dolu olduğunu belgelemiş.
Duyarlı vatandaşımız esnaf zarar görmesin diye yer belirtmemiş ama pisliğin teknelerden atıldığını vurgulamış.
*. *. *
Datça’da tatile gelen her 10 kişiden en az 8’i bu tür şikayetlerde bulunuyorlar.
Haklılar.
Çünkü çok tekne denize sintine bırakıyor.
Denetim yok, ilgilenen yok, şikayet olmazsa yakalayan da yok.
Mavi bayraklı koylar Allah’a emanet!
*. *. *
Bakın yıl 2019.
Uzay çağındayız.
Son model arabalar, cep telefonları, televizyonlarla yaşıyoruz.
Ama maalesef hala “bokumuzu” etrafa saçıyoruz.
Datça suları umuma açık hela durumunda.
Gelen işiyor, giden sıçıyor!
Denetim, ceza olmayınca da kıyılar foseptiğe dönüşüyor.
*. *. *
İçinde bulunduğumuz yüzyıla “Aydınlanma Çağı” deniliyor.
Öncesine ise “Modern Çağ”
Eğer insanoğlu “Modern çağı” bitirip, “Aydınlanma Çağı”nı yaşıyorsa, bizden 2500 yıl önce yaşayanlar neyin çağındaydı?
Şöyle anlatayım.
Bugün Datça dediğimiz yarımadada bundan 2500 yıl önce antik Knidos kenti vardı.
Knidoslular kentlerini kanalizasyon sistemiyle kuşatmıştı.
Atıklar su altından borularla denize, özellikle de akıntının yoğun olduğu bölgelere bırakılıyordu.
Ancak bir süre sonra anladılar ki, bu sistem denizi kirletiyor.
Bunun üzerine atıkların insan yaşamayan adalara bırakılmasına karar verdiler.
Kanalizasyon sisteminden çıkan pislik teknelerle boş adalara taşınıyordu.
Denize kesinlikle dökülmesi yasaktı.
Ama bir gün bir tekneci bu yasağı çiğledi.
Knidos’tan doldurduğu atıkları gideceği adaya bırakmadan gizlice denize döktü.
Yakalandı.
Diğer tekne sahiplerine gözdağı olsun diye Knidos Aslanı’nın bulunduğu bir burunda idam edildi.
Denizi kirletmenin cezası ölümdü.
*. *. *
Diyeceğim o ki.
Suçun olduğu yerde ceza olmazsa işler böyle boka sarıyor işte.
Evet bugün ölüm cezası savunulacak bir şey değil.
Evet, idam insanlık dışı bir uygulama.
Tamam da, denizlerimizi kirletenlere para, hapis cezaları neden verilmez?
Neden vatandaş yağ, mazot, idrar, dışkı dolu suya girmeye mahkum edilir?
Tekneler neden denetlenmez.
Muğla Valiliği, Datça Kaymakamlığı, Datça Belediyesi, Datça Sahil Koruma Komutanlığı bu konuda bir çalışmanız var mı?
Hadi bu sene turizm sezonunun sonuna geldik.
Peki seneye de bu iş böyle mi gidecek?
Esnafa, turiste, Datça’ya yakıştırılan bu mu?
Zaten sezon kısa.
Zaten yerlinin en büyük geliri turizmden.
Bu gidişe son verme zamanı gelmedi mi?
Farkında mısınız?
Sözde sokakta başımız dik yürüyoruz ama denizde boğazımıza kadar boka battık.
www.haberhurriyeti.com / Sedat Kaya
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Fahrettin - TURMEPA DENİZLERİMİZİ KONTROL AMAÇLI KORUMAK İÇİN KOÇ. AİLESİ TARAFINDAN KURULDU.ANCAK DERDİNİ BU GÜZEL ÜLKENİN AKILSIZLARINA ANLATAMADI VE MERKEZİ GÖÇEK OLAN GÖREVİNİ İSTANBULA TAŞIDI.DEVLETTEN İSTEDİĞİ ,BÜTÜN DENİZ ARACLARINA ATIK BOŞALTMA KARNESİ ZORUNLULUĞU İDİ.ARDINDAN TAKİBİN UZAYDAN DENETLENMESİ İDİ.ANLATAMADI.BAKIN YUNANİSTANA,İTALYAYA,İSPANYAYA 80-100 MİLYON TURİST.SAYGILAR.
Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.