Penceremin karşısında bir nar ağacı var.
Kışa uydu, bütün yapraklarını döküp çıplak kaldı.
Bu kışkırtıcılık değil midir?
Giderek dalları serçelere genel ev oldu!
Bu sabah:
“ Sizde hiç mi utanma yok?” dedim.
“ Gözümün önünde yapmadığınız edepsizlik kalmıyor?”
Dişi olduğunu sandığım birisi, karşıma geçip kanat gerdi:
“ Bizim saklımız gizlimiz yok!” dedi.
“ Gayrimeşru bir davranış da yapmıyoruz. Siz insanlara benzemeyiz biz. Evimizde eşimiz beklerken, başka dişileri
n peşinden koşmayız!”
Bilmiş kuş, n’olacak!
Özellikle dişileri fazla eğitmemek gerekiyor!
Bu yüzden ülkemizdeki bütün köy okullarını kapattık.
Gücü olan ilçeye gider okur, olmayan bakir kalır!
Bilmem kaç yüz tane öğretmen kadro olmadığı için evde oturuyormuş.
Otursunlar bakalım!
Bunların her biri düzenimizin düşmanı.
Çocuklar milli ekonomi, artı değer, falan filan bilecekler de ulema mı olacaklar?
İki lokma ekmek bir hırka, otursunlar oturdukları yerde.
Yarın gidecekleri cennette her türlü varlık onları bekliyor.
Dünya denen bu gelip geçici diyar, bir aldatmaca.
Asıl olan öteki dünya!
Üstelik orada odalar dolusu avrat ile fıçılar dolusu kevser şarabı da bizi bekliyor!
CAVİT KÜRNEK
28 Kasım 1028, İZMİR / ÇEŞME