Saray’ın, yani Külliye’nin içinde çalışanlar kimlerdir, kim ne yapar, ne üretir, ne keşfeder, hangi sloganların peşine takılırlar?
Bu sloganları ve önerileri devlet büyüğümüz sayın Erdoğan nasıl değerlendirir?
Bilemeyiz.
Tabii bu arada Külliye ile yakın temasta bulunan MHP’nin değişmez lideri Devlet beyin hangi önerileri sayın Erdoğan tarafından beğenilir ve vitrine konur?
Bu da pek bilinmez.
Bilinen şu ki, AKP zirvesinde ikamet eden devlet büyüklerimiz, başta sayın Erdoğan olmak üzere hepsi ülkenin “beka” sorununu işlemektedirler.
Beka TDK Sözlüğüne göre “kalım” demek.
Kalmaktan türetilmiş olsa gerek.
Ülke ve millet bahis konusu olduğunda “gelecek” sorunu, “hayat-memat” hali demek.
Ülkenin ve milletin geleceği her ülke için değerli ve ilk savunulacak düşünce tarzı.
Tabii her yere ve olur olmaz şeyler için kullanılamaz.
Yani domatesin bekası söz konusu değildir.
Hele soğanın hiç.
Ama son aylar ve günlerde öyle bir noktaya gelindi ki, sanki bu beka kelimesi “bulaşıcı” hale getirildi.
Sözkonusu halkın ve ülkenin geleceği ise bunda tüm partilerin, tüm ahalinin hemfikir olması kaçınılmaz.
Söz konusu gerçekten ülkenin geleceği tehlikede ise akan sular durur.
Peki bu millet, bu milletin içinden çıkmış Türk Silahlı Kuvvetleri, jandarması ve polisi 40 yıla yakın süredir PKK ile mücadele ediyor mu?
Ediyor.
İçerde ülkenin geleceğine yönelik PKK’ya karşı verilen mücadeleye kim karşı?
Sadece PKK’yı savunanlar olabilir, bunun dışında herkes bu mücadelenin devam etmesini, terör belasının kökünün kazınmasını istiyor.
Yedi sekiz yıldır da, Suriye’de patlak veren iç savaş, akabinde beliren Deaş’a karşı gerekli mücadele verildi mi?
Verildi ve hala devam ediyor.
Yani içerdeki beka sorunu PKK kaynaklı.
Dışardaki beka sorunu komşularımız olan Suriye ve Irak kaynaklı.
İyi de Suriye müzakere masasında değil mi?
Evet ve üstelik dünyanın iki süper gücü de bu denklemin tam da göbeğinde.
Bu Suriye çıkmazı bugün için Türkiye’nin beka sorunu olabilir mi?
Zor bir soru ama gelecekte neler olur bilinemediği için üzerinde çalışılması gereken bir soru.
Peki içerdeki terör sorunu PKK kaynaklı değil mi?
Evet.
İyi de 40 yıldır kökü kazınamayan bu terör ve teröristler için İçişleri Bakanı her gün istatistiki bilgi sunmuyor mu Türk halkına?
Sunuyor, hem de kalem kalem…
En son ne dedi sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu?
“PKK’lıların sayısı 15 binden 700’e (yazı ile yedi yüz) düştü”
Bu açıklama düne kadar yalanlanmadıysa ne anlama geliyor, gelin hep birlikte irdeleyelim?
Eğer bu sayı 700 ise ve bu Türkiye’nin güvenliğini sağlayan güçlerimiz, askerimiz-jandarmamız ve polisimiz bu kadar azalan terörist ile başa çıkamıyorsa ve bu denklem içinde 700 kişi “beka”mızı tehdit ediyor ise yandık ki ne yandık.
Son terörist ölene kadar bu mücadele devam edecekse -ki etmeli- şunun şurasında 700 kişi kalmış nasılsa.
O zaman Cumhur İttifakı ve başındaki Reis ve yandaşı Devlet bey hangi bekanın peşinde?
Dış beka sorunumuz, yani Suriye ve Irak sorunu sayın Erdoğan’ın ilgi alanında ve çözümlenme yolunda.
İç tüketimde patlak veren domates-patlıcan ve patatesin bekasını Hazine ve Maliye bakanımız damat bey tanzim satışlarıyla halletti.
İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturduktan sonra, binlerce PKK’lıyı temizleye temizleye 700 teröriste kadar indiren sayın Soylu da “iç beka” sorununu halletmiş sayılır zaten.
Dış beka belası gitti gidecek.
Patates-soğan-patlıcan bekası bitti bitecek.
İç bekanın selameti için 700 kişi nedir ki?
O zaman, bu ne hiddet, bu ne celal?
www.haberhurriyeti.com / Sezai Bayar
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Hürriyeti Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Hürriyeti hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Hürriyeti editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Hürriyeti değil haberi geçen ajanstır.