Aziz Kocaoğlu ile birlikte ilçe belediye başkanlarının konser alanına geleceği anons edilince içimden ‘eyvah yandık şimdi ağaç olacağız burda’ demeye kalmadan hepsi gelmez mi, muhteşem havai fişek gösterisini beklediler mahcup oldum.
Yıllarca beklettiler, çok bekledik.
Kalabalığı bekletince çok değerli olduklarını sandılar.
Oysa kulakları sürekli tırmalandı.
İşte bunu duymadılar, duyamadılar.
Yanındakiler de söylemedi, uyarmadı.
Çocukluğumuz böyle bekleten bürokrasi adamları, belediye başkanlarıyla geçti.
* * *
Cumhuriyet’imizin 90.yıl coşkusu için, Kordon’daki şenlikteydik, gün boyu.
Andımızı hep bir ağızdan söyledik.
Fener Alayı harikaydı.
Burcu Güneş ile Edip Akbayram’ı aynı akşamda art arda sahneye çıkartmanın anlamı ne, işte onu da anlayamadım.
Her şey sıkıştırılmış, hızlandırılmış ama aheste gidiyor.
* * *
Kusura bakmasınlar 10.Yıl Marşı ile İzmir’in Kavaklar’ını dinlemekten gına geldi.
Bir gecede 20 kez çalınır mı kardeşim, çaldılar valla.
Başka şarkı, marş, türkü kalmadı mı ?
Hazır geldi o kadar kalabalık Cumhuriyet’in hatırı için.
Para dağıtsanız o kadar geleni bulamazsınız.
Coşturun, oynatın, halay çektirin.
* * *
Derken, tüm belediye başkanlarımızın sahneye çıkarak halkı selamlayacağı bildirildi.
Valla çat diye geldiler, şaşırdık, bünyemiz alışkın değil.
Başkanlarımız sahneye çıkarken, havai fişek başladı.
Kocaoğlu haliyle konuşmak, selamlamak istemedi.
Haklı Aziz Başkan.
O gürültü patırtıda ne duyan olur ne de dinleyen.
Havai fişek bitti, başkanlarımız anons edildi, tek tek.
10-15 dakika beklettik başkanlarımızı kusura bakmasınlar artık olacak o kadar artık.
Bayram bu.
* * *
Cumhuriyet’e aşığım ancak organizasyondaki aksaklıkları yazmazsam eğer, Cumhuriyet’e ihanet etmiş olurum, bunu da açık seçik ifade edeyim.
İşin olacağına bak sen.
* * *
Bi kere alana ne giren belli ne de çıkan.
Giriş ve çıkış yerleri belirsiz.
Bir karmaşa, bir kargaşa.
Bir panik hali olsa yüzlerce insanımızı kaybederiz.
Bir de ufacık çocukları, bebekleri de getirmezler mi, hiç anlamam neden getirirler.
Bakacak kişi mi acaba ondan mı ?
Yoksa eğer çok büyük risk.
* * *
Bir de Cumhuriyet eşittir, rakı, bira, içki sananlar var.
Yerleri bir görseniz iğrenç.
Poşetleri saymıyorum onlar zaten mevcut.
Bir de her yer bira şişesi dolu.
İçen yere atmış, içen yere atmış.
Karanlıkta, o kalabalıkta ayağını burkup, zedeleyen kıran olmadıysa çok iyi, şanslılar.
Attıkları yetmiyormuş gibi, bir de içmesini bilseler.
Nereleriyle içiyorlar bilmem ki.
Garip garip bağırışlar, esprimsi bir şeyler, amk’lı konuşmalar, böğürmeler gırla.
‘Her yer Taksim her yer direniş’ diyoruz, diyorlar ama.
O Gezi’cilere kurban olsalar.
Gezi Parkı’na atılan her şeyi topladılar.
Tertemiz yaptılar.
Bunlar pisleyip gitti.
* * *
Burcu Güneş ile Edip Akbayram niye aynı sahnede demiştim ya.
Ona biraz değineyim.
Çok gereksizdi, hoş olmadı.
Sadece birini çıkartsalar daha iyiydi.
Tarzları bile farklı.
Burcu Güneş İzmirli hemşirem, yazık.
Arada kaynadı, ‘Bitirse gitse’ der gibiydi izleyenler, belli de ettiler, Güneş de hissetti akıllı kadın.
* * *
Edip Akbayram ikinci sınıf sanatçı gibi 22.50’de çıktı.
Sanki konserden sonra çorbacıya gideceğiz, o derece.
Yaklaşık 8 saat ayaktaydım, ‘Duran Adam’ oldum, bekledim.
O kadar saat bekledim 3 şarkıya razı oldum.
Malum vatandaşız otobüse yetişmemiz gerekiyordu.
Doyamadan çıktık alandan, Akbayram’dan.
* * *
Nacizane, seneye daha coşkulu olsun diye yazdım.
Diğer vatandaşların da durumu bu yöndedir.
Malum oyları gerek.
Önemli olan İzmir, gerisi teferruat.
Diyeceğim ama.
İşte her şey o teferruatta zaten.
* * *
Yaşasın Cumhuriyet.
Kutlu olsun…
www.haberhurriyeti.com / Metin AYDINOĞLU